Çin'in Wuhan kentinde başlayan Koronavirüs vakası tüm dünyayı sardı,ölümlere sebep olurken de ülkemizde büyük bir korkuya neden oldu.

Aslında dünyayı ve ülkemizi ilk kez ölümcül bir virüsle karşılaşmıyor, daha öncesinde de "tavuk gribi ve domuz gribi" gibi virüslere karşılaşmış ve ölümlere de neden olmuştu. Tabi hiçbiri koronavirüs gibi korku sarmamış, etkili olmamıştı.

Koronavirüs'ün küresel bir hale gelmesiyle birlikte ülkemizde ve dünyada gerçekleşen ölümler, bir çok önlemi de beraberin de getirdi. Kahvehaneler, kafeler kapatıldı. Sokağa çıkma yasakları getirildi. Maske takma zorunluluğu geldi ve sevdiklerimizle tokalaşmak ve sarılmakta da maalesef mesafeli olmak zorunda kaldık.

Ah nerede o eski bayramlar!

Her bayram öncesi bu lafı duyarız. Sanırım duymaya da devam edeceğiz gibi de gözüküyor.

Bayram neydi; "sevgi, dayanışma, sevinç ve mutluluktu."  

Çocuklar için bayram; günler öncesinden başlayan hazırlıklar bayramlık seçme telaşı ve toplanacak şekerlerim ve harçlıkların hayali ile yaşıyorken artık bunlar sadece hayal olarak kaldı. Belki de son gören nesil olarak kalacağız bu hayalleri kuran ve yaşayan... 

Büyükler için bayram; Tüm ailelerin bir araya geldiği, uzun zamandır görüşülmeyen akrabalar ile bayram vesile ile buluşma, hasret gidermeydi...

Aslında yavaşça yok olan bayram kültürümüz koronavirüs ile hayatımızdan neredeyse tamamen sildi diyebiliriz. Zaten uzun zaman önce yeni nesil gençlikte bayram; bir tatil fırsatı olarak görülüyor, aile ve akraba ziyaretleri ise çok önemsenmiyordu. 

Bizim çocukluğumuzda bayramlıklarıımızı giyer, aile büyüğümüzlerin elini öper, harçlığımızı alır ve mahalledeki arkadaşlarımızla buluşur ve namaza giderdik. Namaz sonrası tanıdık büyüklerimizin elini öper, onlardan da harçlıklarımızı orada alırdık. Mahalle büyüklerimiz de bizim çocuklar namaza gelecek deyip harçlıklarını hazır tutar ve elleri öpüldüğünde ise harçlıklarımızı verirlerdi. Arkadaşlarla mahalleye geçip, kapı kapı gezer, el öpüp şeker ve harçlık toplardık. Bilirdik kim şeker verir, kim harçlık verir... Tabi ara ara şekerden vazgeçip harçlık veren büyüklerimiz olduğu zaman hemen  "koşun Ali abi harçlık veriyor" diye birbirimize seslenirdik. 

Akraba ziyaretlerine giderdik. Amca, dayı, teyze, hala... Ellerini öper hasret giderirdik. Sessizce yanlarında oturur, aile büyüklerimizin sohbetini dinlerdik. Belki uzun zaman önce bu kültürümüzden uzaklaşmıştık. Koronavirüs ile bu bayram hiç hasret gideremedik, hiç kucaklaşamadık. 

Allah hepinize sağlık, sıhhat versin. Sağlıklı, huzurlu olun ki bu kara günler geçer, hasret giderir yine kucaklaşırız. Hepinizin bayramını kutluyor, sağlıklı ve huzurlu uzun ömürler diliyorum.

"Bayramlar eskiden çok daha güzeldi" demekten vazgeçip "Bayramlar eskisi gibi hep güzel olsun inşallah..."