Sinop’un iki limanı bulunuyor. Bunlardan bir tanesi İç liman -Tabii liman, diğeri de Ak Liman, yani İlimizin kuzey sahilleridir.

Bu güne kadarki mevcut olan belgelere göre Sinop’un İç Limanı İlimiz ekonomisinde, ticaretinde, savunmasında birinci derece rol oynamıştır. Sinop Limanı Karadeniz de öyle bir duruma gelmiştir ki? Bütün gemi kaptanları Temmuz-Ağustos Sinop deyimini hiçbir zaman akıllarından çıkartmamışlar, İlimizin büyük fırtınalarda, Karadeniz’in yüksek dalgalı hallerinde sığınılacak tek liman’ın Sinop olduğunu belleklerine kazımışlardır.

İç liman yani tabii liman, Sinop için bu kadar çok önemliyken, bir dönem Ak liman’ın yani şehrimizin kuzey denizi sahillerinin İç limandan daha fazla kullanıldığını biliyormusunuz? Elimde bulunan önemli belgelerden edindiğim bilgilere göre; Şehrimizin Ak Liman ve kuzey sahilleri koylarının Antik Çağ içerisinde Sinop’ta yaşayanlar tarafından en fazla kullanılan bir liman olduğu belirtiliyor. Yine aynı kaynak belgesine göre; Kuzey sahillerinin çeşitli tabiat olayları sonucunda kumla dolması, kumla kaplanması nedeniyle bu sahiller kullanılamaz bir duruma gelmiş, daha sonra da iç limana yönelinmiştir.

Şimdi bu durumda aklımıza gelen şu konulara cevap bulmamız gerekiyor?

Atikçağ da Sinop’luların şehrimizin kuzey sahillerini liman olarak kullanmalarının sebebi ne idi?

Ak Liman, Sarıkum gölü, Hamsilos fiyordu’nun Sinoplu denizciler için İç limandan ayrıcalıklı olarak faydası ne olabilirdi?.

Şehrimiz’in Kuzey sahillerindeki limanlar ve koylar İlimizin dışarıya bağlantısını daha mı kolay sağlıyordu da bu liman’ın kullanılması gerekiyordu? Bilindiği gibi balıkçılık, İç limana göre, Kuzey sahillerimizde daha fazla oluyor. Acaba Antikçağ yıllarında kürek çekilerek giden deniz araçları’nın İç Limandan, kuzey sahillerine ulaşımı mı bu konuyu elzem kıldı? Yahutta Akliman, Sarıkum, Sarikum gölü ve civarında yerleşim yerleri mi vardı da ? yıkıldı yok oldu bu gün biz bilemiyoruz?. Yine Sarıkum etrafında bulunan orman varlığına bakıldığında, burada bulunan ağaçların diplerinin kumla kaplı olduğunu görürüz. Demek oluyor ki bu yerler daha önce denizle kaplıyken, kuvvetli esen kum fırtınaları sonucunda deniz yok oldu, sonuçta bugünkü durum meydana geldi. Bu konu benim çoktandır aklımda, ancak bir türlü yazmak nasip olmamıştı. Bu gün kıymetli okuyucularımla bu konuyu paylaşmaktan mutluluk duyduğumu belirtmek istiyorum.