Türk Eğitim-Sen Başkanı Talip Geylan, öğretmenlerin mevcut eğitim sistemi ve uygulamaları hakkında düşüncelerini öğrenmek adına yapılan 24 Kasım Öğretmenler Günü anketinin sonuçlarını açıkladı.

Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi, öğretmenlerin mevcut eğitim sistemi ve uygulamaları hakkında düşüncelerini, yaşanan sorunları ve Milli Eğitim Bakanından beklentilerini ortaya koymak amacıyla Ekonomiye, Mesleğe, Eğitim Yönetimine ve Öğretmenlik Meslek Kanunu’na yönelik 24 Kasım Öğretmenler Günü Raporu konulu anket gerçekleştirdi. Türk Eğitim-Sen’in resmi internet sitesi ve 10 ayrı internet sitesi üzerinden gerçekleştirilen ankete 21 bin 412 eğitim çalışanı katıldı. Yapılan anketin sonuçlarına göre öğretmenlerin ekonomik olarak sıkıntı çektiği belirtildi. Ankette katılımcıların yüzde 87,5’i ay sonunda hesabında para kalmadığını ifade ederken, yüzde 12,5’i ise kaldığını belirtti. Ayrıca katılımcıların yüzde 42,7’si kredi kartı borçlarını düzenli olarak ödeyebildiğini ifade ederken, yüzde 19’u düzenli ödeyemediğini, yüzde 23,3’ü asgari tutarı ödeyebildiğini, yüzde 9,3’ünün ise cebinde kalan miktar kadar ödeme yapabildiğini, yüzde 5,8’i de kredi kartı kullanmadığını açıkladı.

Ankette katılımcıların yüzde 86,7 ile en fazla gıdaya bütçe ayırdıklarını, daha sonra sırası ile kredi, borç, akaryakıt, faturalar ve kiraya bütçe ayırdıkları ifade edildi. Fiyat artışlarının temel nedeni olarak ise vurgulanan hususların başında ilk sırada Türk lirasının değer kaybı olduğu yer alırken, ikinci sırada yetersiz yerli üretim, üçüncü sırada dövizdeki artış ve dördüncü sırada fırsatçılık olarak belirtildi.

Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 38,7’si ’ekonomi orta düzeyde’ diyor

Öğretmenlerin ekonomik durumunun da göz önüne alındığı ankette temel düşüncenin "ekonomi kötü" olduğu belirlendi. Katılımcıların yüzde 59,3’ü ekonomik durumunun kötü düzeyde olduğunu, yüzde 38,7’si ise orta düzeyde olduğunu ifade ederken, sadece yüzde 2’si ekonomik durumunun iyi düzeyde olduğunu bildirdi. Aynı zamanda katılımcıların yüzde 14’ünün mesleği ile ilgili olmayan bir ek iş yaptığı belirtilerek, yüzde 42,5’inin ekonomik olarak daha iyi şartlara sahip olmak için İlkokullarda Yetiştirme Programı (İYEP), Destekleme ve Yetiştirme Kursları (DYK), destek eğitimi, halk eğitim kursları gibi mesleği ile ilgili bir iş yaptığı açıklandı.

Ankette, katılımcı öğretmenlerin psikolojik sağlamlıklarını korumak için kontrolü elinde tutmaya çalıştıkları belirtildi. Bu doğrultuda öğretmenlerin mesleki sorunlarına ilişkin değerlendirmeler içeren ankette, katılımcıların yüzde 42,1’i tekrar meslek seçme imkanı olması durumunda öğretmenliği kesinlikle seçmeyeceğini ifade ederken, 27,4’ü ise bu mesleği kesinlikle tercih etmeyeceğini belirtti.

Ankete katılan öğretmenlerin büyük kısmı Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun (ÖMK) beklentileri karşılamadığını ifade etti. Buna göre katılımcıların yüzde 85,3’ü ÖMK’nin meslekleri ile ilgili beklentilerini karşılamadığını ifade ederken, yüzde 13,5’i ise kısmen karşıladığını belirtti. Araştırmada ÖMK’nin en asli niteliği konusunda en çok vurgulanan husus “Öğretmenlik mesleğinin itibarını artırıcı ve mesleğin statüsünün sağlam zemine kavuşturulmasını yönelik düzenlemeler olmalı, ekonomik hakları düzenlenmeli, mesleki saygınlık kazandırmaya yönelik bir araç olmalı” seçeneklerinin ön plana çıktığı ifade edildi.

"Tüm bu sorunların üzerine kariyer basamakları sınavı tuz biber olmuştur"

Anketle ilgili açıklama yapan Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, olumsuz çalışma koşullarında yaşamalarına rağmen öğretmenlerin fedakarca çalıştığını dile getirerek, şu ifadelere yer verdi:

“Öncelikle olumsuz çalışma koşullarına, zor bir görev ifa etmelerine, yoksulluk sınırında yaşamalarına rağmen fedakarca görev yapan öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum. Eğitimin başat unsuru öğretmenlerimiz ne yazık ki ülkemizde hak ettikleri konuma bir türlü ulaşamamıştır. Özellikle siyasilerin olumsuz tutum ve davranışları öğretmenleri itibarsızlaştırmakta, öğretmenler toplum içinde statü kaybı yaşamaktadır. Ekonomik sorunlar, liyakatsiz, ayrımcı ve adaletsiz uygulamalar öğretmenlerin mesleklerini şevkle yapmalarına engel olmaktadır. Hatta öyle ki, mesleklerini icra ederken karşılaştıkları zorlu yaşam durumlarında psikolojik sağlamlıklarını korumak için büyük çaba harcamaktadırlar. Şiddete maruz kalan, şiddet karşısında devlet tarafından korunamayan öğretmenlerimiz, tekrar meslek seçmek durumunda kalsalar, öğretmen olmayacaklarını net şekilde ifade etmektedir. Tüm bu sorunların üzerine kariyer basamakları sınavı tuz biber olmuştur. Elbette Öğretmenlik Meslek Kanunu bir adımdır. Eksiklikler de olsa Cumhuriyet tarihinde ilk kez meslek kanunu çıkarılmış olmasını kıymetli görüyoruz. Ancak bu kanunda kariyer basamaklarında sınav şartının getirilmiş olmasını kabul etmiyoruz. Dün de bugün de aynı şeyi söylüyoruz; Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda yer alan sınav şartı kaldırılmalı, uzman ve başöğretmen unvanları hizmet yılı esasına göre verilmelidir. Bundan sonra yapılması gereken ise hem sınav şartının iptali hem de kanunun içeriğinin öğretmenlerin beklentileri doğrultusunda doldurulmasıdır. Bu noktada Türk Eğitim-Sen olarak kanunun zenginleştirilmesi için mücadelemize devam edeceğiz ve Yüce Mahkeme’de yapacağımız konuşmada bu hususa özellikle dikkat çekeceğiz.”

Kaynak: iha