ANADOLU DA EMPERYALİST GÜÇLER

Tarihte daim emperyalist güçler derin devletler gizli güçler vb. yazılır söylenir ama hiçbir zaman ben yaptım veya yaptırdım diyerekten kamuoyunun karşısına çıkmazlar çıkamazlar çünkü sömürgecilik içlerine sinmiştir. Yakın zamandaki çalışmalarımızdan bilahare 2020 Ocak ayında çıkardığım ‘’Tarihte Kayıp Oryantalistler’’ isimli eserimden de anlaşılacağı üzere elimden geldiğince yüzlerce kaynak içerikli olup özgün araştırma inceleme meydana getirmeye çalıştım. Mamafih çalışmalarımızda da görüleceği gibi Ermeni meselesi olsun Rum meselesi olsun tüm yıllar boyu Türkiye yi yavaşlatması güdülerek evveliyatında İngilizlerin destek ve teşviğiyle sonralarında ABD ve diğer Avrupa devletlerinin de kışkırtmasıyla bugünlere taşınılmıştır.

Özellikle I. Dünya harbi zamanında Ermeni sorununu propaganda halinde İngilizler bağımsız Ermenistan sözü vererek savaş sonrası ABD üzerine yıkarak çekilmeyi tercih etmiştir. ABD Washington yönetiminin bu bölgeye gönderdiği heyet raporunda Ermenilerin dışarıdan dış güçlerce yardım alan küçük bir grup olduğu kanaatiyle Ermenistan’ın askeri, siyasi ve ticari açısından mandaterliğinin kabul edilmesinin zorluklar getireceğinden ABD kendini bağlayacak yükümlülükler altına girmemişse de Başkan Wilson diplomatik ve mali anlamda Ermenilere ciddi destekler vermiştir.

Bu zamane zayıflıktan istifade etmeye çalışan Emperyalistler bazı mülteci ve muhacirleri istihbarat amacıyla kullanmaya çalıştıkları gibi mülteci ve muhacir kisvesi altında kendi elemanlarını da görevlendirmişlerdir. The New York Times 29 Ağustos 1947 tarihli beyanatında ‘’Türkiye, tedbir olarak casusluk olaylarına karşı, gelen mülteciler hakkında önce tahkikat yapılmış, casus olmadıklarından emin olduktan sonra Türkiye’de ikametleri sağlanmıştır.’’ neşr edilir. Mamafih 1923 1947 yıllar arası istihbarat amacıyla gelen kişilerin çoğunluğunun Rus uyruklu olduğu ve de Rusya, mülteci ve muhacir kisvesi altında Türkiye’ye gönderdiği kişileri özellikle Türklerden seçerek tehdit ve baskıyla kendilerini kullanmışlardır.

ABD Başkanı Wilson’un Ermenistan sınırlarını çizen raporu 22 Kasım 1920 tarihli olup iki kısımdan oluşur ki, birinci kısmında Türkiye-Ermenistan sınırlarını çizerken esas ve ilkeleri beyan ederek, ikinci kısmında ise çizilmiş olan sınırların geçtiği yerlerin ve mevkilerini detaylı şekilde açıklamışlardır. Bazı kesimlerde başka düşünmüyor değildiler. Örneğin Erivan da çıkan Araç gazetesi 20 Kasım tarihli nüshasında ‘’Ermenistan’ın kurulması için yalnız bir yol vardır, o da kendi komşusu Türklerle anlaşabilmekten ibarettir. Eğer Ermeni milleti yaşamak istiyorsa, eğer kendisinin mevcudiyetini muhafaza etmek istiyorsa Ruslarla değil Türklerle ittifaka meyl etmelidir.’’ Şeklinde neşr etmekteydi.

Ermeniler, kurtuluş savaşını fırsat bilerek Anadolu’nun farklı coğrafyasında eylemler yapıyor ve planlı şekilde kendilerini savaşa hazırlamaktaydılar. Ermenilerin teşkilatlanmalarını bildiren Adana Valiliği’nin Dahiliye Nezaretine gönderdiği 26 Şubat 1915 tarihli mesajında ‘’ 12 Şubat 1915’de Dörtyol bölgesinde Adanalı öğretmen Abraham, Dörtyollu Agop ve Bedros adında üç Ermeni kaçmıştır. 24 Şubat 1915’te yine o civarda sazlıklar içinde devriye gezen erlerimiz tarafından Dörtyollu Agop adında bir Ermeni yakalandı. Bu şahsın isimlerini verdiği kimselerin doğrultusunda Ermenilerin bu bölgelere küçük gruplar halinde geldiklerini, kendilerinin silahlı bir çarpışmaya hazır olduklarını ve ilk fırsatta Türkleri toptan öldüreceklerini, buraya Türk kuvvetleri hakkında bilgi toplamak için geldiklerini itiraf etmişlerdir. Yine Payas civarındaki sazlıkta ışık işaretleriyle haberleşen bir cihaz bulunmuştur.’’ Kaynak Arşiv belgeleriyle Ermeni Faaliyetleri 1914-1918 I, Genelkurmay ATASE ve Genelkurmay Denetleme Başkanlığı Yayınları,Ankara 2005, sy 55.

Ermeni Başbakanı Ovanes Kaçaznuni, 1923 yılında Bükreş’te yapılan Taşnaksutyun Konferansına sunmuş olduğu bildiride ‘’Taşnaksutyun’un artık yapacak bir şeyi yok. Partimiz yapması gereken her şeyi yapmış ve kendini bitirmiştir. Artık Türkiye Ermenistan’ı yok. Avrupalı büyük güçler bizim sorunumuzu toprağa verdi.’’ İfadeleriyle Batılı emperyalist devletlerin Ermeni sorununu kendi çıkarları doğrultusunda kullandıklarını açıkça belirtmiştir.

Araştırmacı Yazar-Tarihçi

Volkan Yaşar Berber