Allah,varlığı kendinden ve zorunlu olan,var olmak için bir başkasına muhtaç olmayan,tüm mükemmellikler kendisine ait bulunan,tüm noksanlıklardan uzak olan,tüm hamd ve senalar kendisine mahsus olan,mutlak  yaratıcının adıdır.
     Allah ismi,özel isimdende ötedir.Zira özel isimler birden fazla şahsa verilebilirler.Allah ismi,diğer esmadan farklı olarak,has isimdir.Ne mecazen ne hakikaten,Allah’tan başkası hakkında kullanılamaz.Merhametli kişiye rahim,bilgili kişiye alim,kudret sahibi kişiye kadir denilebilir.Fakat yalnızca Allah,Allah’tır.Zaten ,La ilahe illallah da bu manayı ifade eder.
     Allah ismi,alemlerin mutlak  yaratıcısına  ‘alem ‘ olmuştur.Esma-i Husna’yı oluşturan öteki isimlerin heps i delalet ettiği mana ile Allah’ı tanıtır.Fakat Allah ismi,tüm diğer isim-sıfatların muhtevasını kendisinde cem eder.Allah ismi dışınbdaki esma-i husnanın hepsi Allah ismini niteler.Tüm esma Allah ismi celilinin sıfatıdır.Allah ismi tüm diğer tüm sıfatların mevsufudur.Allahu Rahimun,Allahu Kerimun,Allahu Alimun misallerinde olduğu gibi,diğer tüm isimler Allah ismi ile sıfat tamlaması oluşturabilir.Bu sıfat tamlamalarının hepsinde de tek tamlanan -mevsuf- Allah’tır.Diğer tüm esma zorunlu olarak tamlayan –sıfat- konumundadır.
Allah lafzının kökeni hakkında,otoriteler farklı görüşler ileri sürmüşlerdir.Bu görüşlerin toplam sayısı 30’u bulmaktadır.İşin özüne inersek,bu konudaki tüm görüşleri iki maddede özetleyebiliriz.
1-Allah ismi her hangi bir kökten türetilmemiştir.
2-Allah ismi Arap dilinin söz dağarcığına ait tüm isimler gibi türetilmiş bir isimdir.
Birinci görüş ilk bakışta tumturaklı gibi görülmektedir.Fakat duygusal bir kırılandır.Zira Allah ismi insanoğlunun konuştuğu dillerden bir dil olan Arapçaya veya o dilin bir üyesi olduğu sami dil ailesine mensup bir kelimedir.Dilin tüm söz dağarcığı için geçerli olan kurallar bu isim için de geçerlidir.Dolayısıyla bu ismin de diğer tüm isimler gibi türetildiği bir kök vardır.
     Nitekim oldukça duygusal bir yaklaşım olan ilk görüş kelam alimlerinin görüşüdür.Bir kelimenin iştikakına dair çalışmalar ise,kelamın değil dilbilimin konusudur.Nitekim dil bilginlerinin tamamına yakınının ve kelamcıların da bir kısmının görüşü,Allah lafzının türetilmiş olduğudur.
      Allah lafzının türetildiği görüşünde olanlar,bu ismin ilah’ın belirlilik takısı –el- ile gelmiş formu olduğunu dile getirirler.
      El-ilah ile  mutlak ilah kastedilir.El-ilah,zaman içinde Allah olarak telaffuz edilmiş,dillerde böyle yerleşmiştir.Bu ismin türetildiği kök harfleri e-l-h’dir.Elehe,’mabud bildi,kulluğunu ona tahsis etti,ibadet etti’’ anlamına gelir.Ancak bu kulluğun esası sevgi olmalıdır ki,kelimenin köküne nisbeti tam olabilsin.Sevgi bu kelimeyle aynı kökten olan tüm kelimelerin ortak anlamıdır.Kelimenin ilk harfi olan elif illet harfi olduğu için,bazen vav,bazen de ya suretinde geleceği göz önüne alınarak,kelimenin kullanılanformları şöyle tespit edilir.’’h-v-l,l-h-v,v-h-l,v-l-h,h-y-l,e-h-l,e-l-h’’
      Şimdi Halil b. Ahmed’in h.100-175 Kitabu’l –Ayn isimli ilk lugat ansiklopodisini esas alarak,hepsi de Arap dilinde tedavulde olan ve anlamlı bir kelimeye tekabül eden bu formların ortak anlamına ulaşmaya çalışalım.
      1-H-v-l :el-hevl :Kişinin tehdit ve tehlikenin kaynağını,zamanını ve cihetini bilmemesinden kaynaklanan korku ve tedirginlik.Mesela,gece ve karanlık korkusu. Günümüzde ecnebilerin ‘’fobi’’ adını verdikleri ruh hali budur.Kelime bu kökten yola çıkarak tehavil formuyla ‘’süs’’ anlamına ulaşmış.Ama bu sıradan bir süs değil, resim,heykel ve put gibi içinde içinde ürkütücü bir gizemlilik barındıran veya kılıç gibi işlevinden dolayı muhatabına korku salan bir süs.Bu yolu izleyerek heveleti’l-mer’e ifadesine ulaşılır.Bunun anlamı şu :Alımlı bir kadının giydiği süslü elbise ve takılarla etrafında uyandırdığı sevgi ve hayranlık halesi.
      el-Hevl :Hem ‘korkmak’, hem de ‘kendini beğenmek’ anlamına gelir.
      Hevvele :Hem ‘süslendi,kendine hayran etti’, hem de ‘korkuttu,ürperti verdi’’ anlamına.Mısır Giza piramitlerinin hemen yakınındaki Sfenks’e Arapların Ebu’l-Hevl adını vermesi bundandır.
      2-L-h-v :el-lehv :’Seni meşgul eden,oyalayan ve kendine tutkuyla bağlayan,zevk ve safa veren şey,oyun ve eğlence’’.El-Luha :’’Ödülün en sevimli ve göz kamaştırıcı olanı’’.Lehen,’sevmek,arzu etmek’.
      3-V-h-l :el-vehel :çığlık atmak,aniden yüksek sesle tepki vermek’.Bu çığlık olağan dışı,hatta olağanüstü bir durumu haber verir.Bu korkutan bir şey olabileceği gibi,hayran eden veya şaşırtan bir şeyde olabilir.
      4-V-l-h :el-veleh :Sevdiğini yitirdiği için aklı başından gitmek’.Allah Resulu s.a.v çocuklu köle kadınların yavrusundan ayrılmalarını yasaklarken bu ifadeyi kullanmıştır.el-milah :İnsanın içini bayacak kadar neşe ve sevinçle dolduran bir rüzgar türü.
      5-H-y-l :el-hale :Ayın etrafındaki ışık kümesi,ayla’.İnsanın içinde hem ürperti,hem de umut gibi karışık hisler uyandırır.
      6-E-h-l :ehl :’Kişiye en yakın en sevgili olanı’.Ehlu’l-Beyt :Ev sakinleri.Ehlen ve sehlen :Zımnen;’Yabancılar arasına değil,yakınlık duyup sevdiğiniz ve sizi seven kimseler arasına geldiniz.
      7-E-l-h :teelluh :Sevildiği için kulluk etmek,tapınmak’.El-ilah :Sevginin,sevgiyi yitirmekten dolayı duyulan korkunun,azametinden dolayı duyulan ürperti ve endişenin,yüceliğinden dolayı duyulan saygının muhatabı olan ve bütün bunlardan dolayı tapılmaya layık olan.
      Allah lafza-i celalinin lugavi kökenine ait bütün bu kelimelerin bizi getirip önünde bıraktığı tek ortak mana vardır.SEVGİ.İşte bu yüzden varlığın tek yaratıcısı, yarattığını sevgiyle yaratmıştır.Sevgi yaratılışın sırrı,varoluşn sebebidir.O sevdiği için var etmiş,biz ise var olanı sevmişizdir.O sevince varlık var olmuş,biz ise var olunca ancak sevebilmişizdir.
      Allahümme’deki mim ‘azamet mimi’’ olarak yorumlanmıştır.Bazıları  bunun ya : Ey ! nida harfinin yerine geçtiğini ve ‘Ya Allah!’ manası verdiğini söyler.Bizce Allahümme’deki mim’e Arapçanın genel uygun olarak cemi mimi anlamı anlamı vermekte hiçbir sakınca yoktur.Bu mim,kum-siz-,hum-onlar- gibi zamirlerde kuntüm, sırtum gibi yardımcı fiillerde  yer alan mim gibi ‘cemi’ için olmayıp ,’icma’ için olsa gerektir.Bu haysiyetle Allah,bütün mükemmelliklerin zatında toplandığı –icma ettiği- mutlak  varlıktır.