Darbe girişimi gazilerinden biri de Sinop eski Milletvekili Kadir Tıngıroğlu'nun vekilliği döneminde danışmanlığını yapan Osman Çakır. Darbe gazisi Çakır 15 Temmuz'da darbecilere karşı gittiği Boğaziçi köprüsünde yaşadıklarını anlattı.   

Darbe girişimi başladığında milyonlarca kişi meydanlara döküldü. Milli iradeyi hedef alan girişim karşısında tek yumruk oldu. Hain darbe girişiminin haberini alır almaz, oğlu ve yeğenini yanına alıp demokrasi nöbetine koşan Osman Çakır, milyonlarca vatansever gibi, ülkesini savunmak için soluğu dışarıda aldı. Hem kalp problemi olan, hem de ayağından sorunları bulunan Osman Çakır,  oğlu ve yeğenini de yanına alarak kilometrelerce yürümesi ardından gişelere geldi ve askerlerle karşılaştı. Bu sırada köprü üzerinde de tam bir can pazarı yaşanıyordu.

O anları anlatan Osman Çakır; "Hepimizin elinde sadece telefon vardı. Ne silah, ne taş. Atacak taş bile yoktu. Köprüye öyle gittik. Askerler geri çıkın diyorlardı. Baktılar bir hareket olmuyor. Tahrik ve taciz etmek için önce etrafı tarıyorlar, daha sonra da insanlar vurularak yerlere düşüyordu. Bu sırada ben de elimden yaralandım. Ailemle birlikte sabahın ilk ışıklarına kadar köprüde kaldık. Sabah namazını kıldıktan sonra tankların üzerine yürüdük. Allah o hainlerin planlarını bozdu. Elhamdülillah buna bizzat şahitlik ettik" dedi.  

HERKES OĞLUNU EĞLENCEYE GÖTÜRÜR, BENİ BABAM ŞEHADETE GÖTÜRDÜ
Osman Çakır'ın oğlu ise; "Köprüye doğru yaklaştığımızda silah sesleri giderek artmaya başladı. Bir baktık millet önümüzde düşüyor. Asker ateş ettikçe millet yere düşüyordu. Savunmasız insanlar tek tek şehit oluyordu. Milletin babası oğlunu eğlenceye, yemeğe götürdü, benim babam şehit olmaya götürdü beni. Doğrudan şehadete yürüdük ama, Allah nasip etmedi olmadı" diye konuştu. 

OĞLUMLA KONUŞTUM, DUA ET DEDİM
Çakır'ın yeğeni de yaşadıklarını şu şekilde anlattı; "Ateş ettiklerinde herkes mevzilenip yerlere yatıyorlardı. Kalkıp tekbir getirip yürümeye devam ettik. Orada hiç bir şey yapmadık başka. Evi aradım, oğlum var 8 yaşında. Oğlumla konuştum ve dedim ki; oğlum ağlayacak bir şey yok. Dönersem yanına geleceğim, dönmezsem şehit olacağım. 'Ben ne yapayım' dedi. Dedim ki; ellerini aç dua et" 
Editör: Vitrin Haber