İnsan su misali bazen derinden, bazen de çağlayarak akar. Bazı kereler de kıvrım kıvrım. Sakarya Nehri’nde olduğu gibi…
Yapılan bir araştırmada Sakarya Nehri, ülkemizde en çok kıvrım yapan iki akarsudan biri olduğu tespit edilmiş. 
Merhum Necip Fazıl Kısakürek'in "İnsan bu, su misali; kıvrım kıvrım akar ya, bir yanda akan benim öbür yanda Sakarya" dizelerinin yer aldığı o meşhur “Sakarya” şiiri hala dillerde gönüllerden gönüllere kıvrım kıvrım akar sürekli. 
Suyun kaynağındaki haline benzer insanoğlu. Dünyaya ilk geldiğinde temiz ve berraktır. Ömür boyunca mütemadiyen akar da akar. 

Bir damla sudan yaratılan insan sırlar denizidir. Derinliği okyanus gibidir. 
İlk çığlıkla doğar, ezgilerle yaşar; son bir çığlıkla ölür. Mevlamız “O” ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı. İnsanı ahseni takvim üzerine halk eyledi.
Gizem yumağı insan keşfedildikçe an gelir kalem kırılır, kağıt yırtılır, mürekkep biter. Ne kadar gizemli olursa olsun insan, en iyi bilen, onu yoktan var edendir.
Güzel olan her şey yitirildikçe sol yanımızda şiddetli bir sızı hissederiz.
Son günlerde, çevremizde olup, değer verdiğimiz insanlardan bazıları, dallarından kopan yapraklar misali bir bir toprağa düşüyor. Bu kopuşlar sonbahar mevsimini hatırlatıyor bizlere…
Bu acele gidiş neden? Arzuları, gerçek aşklarına biran evvel kavuşmak mı, yoksa hesap verebilme cesaretine sahip olmaları mı?
Doğumlar bizlere neşe ve sevinç kaynağı olurken, ölümler nedense içimizi acıtıyor, derinden üzüyor, hüzünlendiriyor. 
İnsanın yaşamı aslında bir aşktır. Her mevsimi başka bir heyecanla yaşar. İlkbaharla filizlenen aşk, Ağustos'un sıcağıyla kavrulur, sonbaharda yerini hüzne bırakır. Bu hüzün soğuk ve çetin geçecek kış mevsiminin işaretidir. Bilmez ki her kışın ardında yeniden bir diriliş vardır. 
İki çığlığın arasına neleri sığdıracağını tam olarak kestiremiyor insan. Sevincini de üzüntüsünü de yüreğinde taşıyor. Yaşadığı anı değil, yaşayacağı günleri düşünerek duygu dünyasını yönetmeye çalışıyor.  
Eylülle başlayan yaprak dökümü şimdilerde hepimizin gönlünde hüzün yaşatıyor. 
İnsanlardaki gelecek kaygısı, içinde bulunduğu mutluluğu yaşamasına engel oluyor. Cennete aday olan O'dur. Cehenneme odun olacak da. Bazen rüzgar gibi hafif, kimi zaman da kayalar kadar ağır. 
Eserim yok diye üzülmemeli insan. Yaşadığı ömür bir eserdir aslında. 
Mavi cam güneşi mavi, kırmızı camda güneşi kırmızı gösterir. Güneşi olduğu gibi görmek isteyen kişi, kendini yoktan var eden Yaratıcı'nın verdiği gözlerle baktığı sürece gerçeği görebilir. 
Pek çok kişi ve grup girmiş bir mücadelenin içerisine. İnsan olarak yaratıldığını, müminlerin de kardeş olduğunu unutuyor.
İnsanoğlunun en büyük sermayesi yine insandır. Çoğu kere insana yatırım yapmayı ihmal ediyorlar. İnsana yatırım yapan toplumlar hiçbir zaman yalnız kalmazlar. Her daim dertleşebilecekleri birini mutlaka bulurlar. Yatırımı insan olanın muhabbeti çay gibi demli, içimi de yudum yudum olur. 
Malumunuz olduğu üzere sonbahar mevsimini yaşıyoruz. Şu sıralar yağmur da, hüzün de insanlarda damla damla.
Biraz yağmurun, biraz da hüznün düştüğü gecelerde muhabbet edilebilecek dost kazananlara ne mutlu. 
Selam olsun muhabbetle kendini arkadaşlarına adayabilenlere...