Sinop Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Cemalettin Kaya, turizmin gelişimi ve bunun için yapılacak faaliyetler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Kaya yaptığı açıklamada, "Biz her sene Karadeniz’de turizm patlayacak diye başlıyoruz. Bizim inanın yaz aylarında gerçekten Sinop bir cazibe merkezi, misafirlerimiz oldukça yoğun geliyorlar. Bizim derdimiz Sinop’un turizmini 12 aya yaymak. Bunun için de elimizdeki en değerli varlığımız inanç turizmi. Hem İslam aleminin hem de Ortodoks aleminin bir başkenti Sinop. Bütün hikayeleriyle, belgeleriyle Sinop inanç turizmine hazır. Önümüzde biliyorsunuz Ramazan var. Ramazan’da Seyit Bilal Hazretleri’ni Ramazan turizminde canlandırmamız lazım. Ramazan ayının turizm sektöründe korkulan bir ay değil aslında bir zenginlik sunduğunu, ondaki gizi yakalamak gerekiyor" dedi. 

Seyyid Bilal Türbesi 
Şehre hakim bir tepede bulunan Seyyid Bilal Türbesi, 675 yılında yapılmış. 1214 yılında Sinop kesin olarak Türkler ‘in yönetimine geçince Selçuklu mimarisine göre yeniden yapılan ve günümüze kadar korunan türbe, 1867 yılında Cezayirli Ali Paşa tarafından bir camiyle zenginleştirilmiş. Her ikisi de ecdat yadigârlarının en büyük koruyucusu Sultan 2. Abdülhamid tarafından 1896 yılında tamir ettirilmiş. 

Sinop'un manevi büyüklerinden Seyyid İbrahim Bilâl Hazretleri de Ebû Eyyûb el- Ensârî Hazretleri gibi Hazreti Peygamber’in İstanbul'un fethiyle ilgili övgüsüne nail olabilmek için yollara düşen ve bu uğurda şehitlik mertebesine ulaşanlardandır. İstanbul, 675'te Ömer bin Abdülaziz tarafından kuşatıldığında, Hz. Hüseyin'in torunu Seyyid Bilâl Hazretleri kuşatmadaki orduya yardım etmek amacıyla Orta Asya'dan gönüllü Türk savaşçıları toplayarak onlarla birlikte Karadeniz kıyısından İstanbul'a hareket eder. Hareketi sırasında kötü hava şartları nedeniyle Sinop limanına sığınır. 

Başı koltuğunda yürüdü 
Seyyid Bilâl ve askerlerinden kuşkulanan Sinop tekfuru ve ordusu, bir gece baskını düzenler. Çıkan çatışmada sayılarının az, yorgun ve hasta olmaları gibi sebeplerle çoğu şehit olur. Seyyid Bilâl Hazretleri de Meydan Kapısı civarında çarpışırken, tekfurun bir kılıç darbesiyle başı düşer. Düşen başını koltuğuna alarak, şu anda türbesinin bulunduğu yere kadar gelir ve ruhunu teslim eder. İnanılması güç olay karşısında dini inancı olan ahali ve tekfur şaşkındır. Tekfur, sebep olduğu bu acıklı olaydan son derece pişman olur ve kendisinin de öldükten sonra Seyyid Bilâl’in türbesinde kapının önüne gömülmesini emreder ve öyle de yapılır. 

Bugün burası Sinop'un en çok ziyaret edilen kutsal mekânlarından biridir. 

 
Editör: Vitrin Haber