Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) tarafından yürütülen 'Sinop'ta Köylerin Turizme Açılması Projesi'ne Sinop'ta ki imamlarda katıldı. 

Sinop köylerinin turizme açılmasına yönelik başlatılan çalışmalar sürüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile KUZKA tarafından Sinop, Çankırı ve Kastamonu'nun köylerinin turizme açılmasına yönelik başlatılan projenin 'din görevlileri' ayağının da oluşturulması için çalışma başlatıldı. Proje yürütücüsü Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Emin Kuru, Sinop İl Müftülüğü'nde görevli 130 imama müftülük çok amaçlı salonunda projeyi tanıttı. 

Ekoloji ve organik ürün destekli köylerde ev pansiyonculuğu (KÖY PANDER) 2023 adlı projeyi imamlara anlatan Prof. Dr. Emin Kuru, toplumda kanaat önderi olan, her sosyal kesimin üzerine projenin hayata geçmesinde önemli görevler düştüğünü söyledi. Nimetlerin Allah'ın yarattığı doğal halleriyle yenilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Kuru; "Bu gıdalar tayyib- temiz, leziz, taze olarak Kur'an da anılmaktadır. Beslenmenin bu nitelikteki gıdalarla yapılması gerektiği Kur'an-ı kerimde işaret edilmektedir. Bu husus Bakara 57-168-172,  Maide 88, Araf160, Enfal69, Nahl 114, Taha 81, Müminun'nun 51. ayetlerinde defalarca vurgulanmıştır. Yine Kur'an-ı  
Kerim'de Nahl 112. ayette tagyire uğramış besinlerin toplumları sürükleyeceği felaket, açlık ve korku anlatılmıştır.  Kur'an da tagyir şeytanın bir ameli olarak bildirilmektedir. Nisa 119'da tagyir değişikliğe uğramış besinleri işaret etmektedir. Yani günümüzde klonlanmış hayvanlar, genleri ile oynanmış, insanda bağışıklık sistemini bozan tohumlardan elde edilen yiyecekleri kast etmektedir" dedi. 

Biyolojik bir harbin kuşatılmışlığının farkına varılması gerektiğini belirten Emin Kuru, konferansa katılan 130 kişinin 60 tanesinin ailesinde kanser vakası olduğunu katılımcılarla yaptığı görüşmeyle tespit etti. Kanserin insanda bağışıklık sisteminin iflas etmesi anlamına geldiğini vurgulayan Kuru, teflon, ketıl ve DNA'sı ile oynanmış yiyeceklerin bağışıklık sistemini iflas ettirdiğini, yani kanser gibi hastalıklara neden olduğunu dile getirdi. Türkiye olarak yılda 500 milyon dolarlık ilaç ve sağlık giderinin olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kuru, "Sigara, alkol, zararlı yiyecek, içecek ve olumsuz yaşantı hastalıkları, hastalıklarda ilaç tüketimini körüklemektedir. Ülkemizde boş okullar, boş evler ve ekilmeyen araziler Allahın insanlığa bahşettiği şifa kaynağı doğal yiyecekler uzanacak bir el beklemektedir. Balından pekmezine, tarhanasından bulguruna, kekiğinden kuş burnuna, defne yaprağından ısırgan otun,a böğürtliyeninden salebine şifa kaynağı besinler, insanların bağışıklık sistemini güçlendiren halk dilinde organik yiyeceklerdir. Bu gıdalar Kur'an dilinde doğal temiz-tayyib yiyeceklerdir. Bu zenginliğimize sahip çıkmalıyız. Bunun için köyde  
yaşayanlarla köyünden şehre göçenleri aynı çatı altında örgütlemek, dernekleştirmek bu projenin en önemli hedefidir. 

Bunun için sizlerden yardım ve destek talep etmekteyim. Köylerimizde organik ürünleri üreteceğiz, pazarlayacağız ve para kazanacağız. Boş evler restore edilecek ve turizmde konaklama hizmeti sunacağız. Köyünüze gelen yerli-yabancı turistlere bu ürünlerden satacağız ve para kazanacağız. Köy ve köylülük kavramı yeni bir iş, yeni bir anlayış, yeni bir moral, yeni bir motivasyon üretecek ve istihdam oluşturacak. Bu projede köyünü terk etmiş insanımızın ikinci ikametgahını köyüne aldırması ile köyüne ilgi başlayacağından, o köyde nitelikli insanların üretim organizasyon işlerinde, yani köyünü turizme açma sürecinde önemli rol oynadığı görülecektir. Dünyayı tehdit eden açlık ve biyolojik kuşatılmışlığın tehlikesine bilinçli bir yaklaşımla ve üretim anlayışı ile karşı koyabiliriz. Burada siz imamlara çok önemli görev düşmekte. Turizmin sadece çıplak dolaşan insanlardan ibaret olmadığını vurgulamanız gerekmekte. Çünkü Avrupalı turistin yüzde onu, Fransız turistin yüzde 53'ü tatilini doğal ortamda, kırsal alanda geçirmek istediğini belirtmektedir. Bu turistler daha çok doğada olan tabi yiyecekler ve doğa sporlarıyla ilgileneceklerdir. Bu faaliyetlerin her boyutunda köyünde ibadet ettirme ile görevli imanlarda görev alabileceklerdir. Köy turizm liderliği ve dernek faaliyetlerinde bulunan imamlar, köylerdeki yaşantılarına ayrı bir anlam katacaktır. İbadet saatlerinin haricinde ki zaman dilimlerinde, köydeki imamlarımız bu sosyal faaliyetlere, üretime, turizm organizasyonuna İslam’ın ışığını yansıtarak model olacaklardır. 21. asrın alp erenleri gibi köylerde hareketlenmiş hayatı herkesle beraber yaşarken, İslami ölçüleri o karmaşık sosyal yapının içine ustalıkla yansıtacaktır. İşte bu alp erenlik ruhudur. Sizler tamam derseniz, bu toplum üretecektir. Bu toplum da çevre bilinci gelişecektir. Bu toplum kendini tehdit eden her türlü tehlikeye karşı boşalmış köylerimizi, turizme müsait köylerimize yeniden savunma kaleleri inşa edecek, yani üretecektir. Bolluk-bereket kapılarını zorlayacağız. 

Ürettiğiniz her organik ürün 6-7 Eylül'de İstanbul Kurtköy'de SİYAD'ın düzenleyeceği kültür ve turizm fuarında ücretsiz reyon tahsis edilecek. Bu proje gereği üretilen organik ürünler pazarlanacaktır. Pazarımızdan biri İstanbul'da ki panayırımızdır. Bu imkanı sunan sayın Sabahattin Sungur beye de bu vesile ile teşekkür ediyorum" diye konuştu. 

Bu mesajı imamların köylerine iletmesini isteyen Prof. Dr. Emin Kuru, "Projenin halka mal edilmesi çalışmasında başta Sinop Valisi Dr. Ahmet Cengiz ve İl Müftüsü Yalçın Topçu'ya  beye teşekkür ediyorum" sözleriyle konuşmasını tamamladı. 


Editör: Vitrin Haber