Yaşantılarımız tezatlarla, çelişkilerle dolu...

      Tezat aslında bir anlatım yolu olmakla beraber çoğu zaman kararlı olamayışımızdan, dik duramayışımızdan,  biraz da bilgi noksanlığı ile işin kolayına gidişimizden çelişkilere düşmekten kaynaklanmaktadır sanırım. Bazı çarpıcı ve acı gerçeklerle konuyu taçlandıralım: Çoğunlukla çok yemeyi severiz, peşinden kilo düşmek için çırpınırız. Atalarımızın “Ne perhiz, ne turşu dedikleri” herhalde bu olsa gerek.

       Rızkı Allah(CC) verir deriz, peşinden kula kulluk etmede yarışırız. Özellikle de politikacıların, zenginlerin ardından takla atarız. Elbette meşru münasebetler, Haklı olduğumuz konularda Hak aramalar bunun dışında…

         Ben de müslümanım deriz,  İslam dışı yaşantıları ısrarla sürdürürüz. Kalbim doğru der, eğri olan her şeyi yapmayı mübah sayarız. Midem rahatsız diye oruç tutmayız, sigara, içki vb. ile midemize en büyük rahatsızlığı yaparız. Sağlığımız için on lira versek, on yerde konuşuruz, onlarca lirayı sağlığımızı bozmak için harcarız. Sakal’ın sünnet olduğunu biliriz.

        Sakal bırakmadığımız gibi, bırakanları da dışlamaya, ötekileştirmeye gayret ederiz. Hacı olan böyle işler yapar mı diye yaygarayı basarız, sanki hacı olmayan her kötülüğü yapma hakkına sahipmiş gibi tavır içine gireriz. Cennete girmeyi çok isteriz, ancak bizleri cehenneme sürükleyecek (Allah cümlemizi korusun) her türlü melaneti hem de masraflarına katlanarak işleriz. Dini siyasete alet etmeyelim deriz, elbette çok doğrudur. Öte yandan her seçim arifesinde dini istismar etme yarışına gireriz. Burada rahmetli Aydın Menderes’in bir konferansında söylediği “Bizler islamı zaten yaşıyoruz, yaşayan istismar yapamaz, yaşamayanlar her seçim başında istismar yapıyorlar” sözünü rahmetle yadedelim.Yani dini istismar etmeyelim, dini yaşanlara da istismar ediyorlar diye iftira etmeyelim.

        Bazılarımız,”ben parti tutmam” der, ardından açığa vurmaktan korktuğu, belki utandığı partisinin çaktırmadan militanlığını yapar. Eski solcu bir arkadaşım bir gün şahsıma “Seni çok severim, ancak bir de falancı Lideri bıraksan daha çok seveceğim” dedi. Aradan çok yıl geçmeden tekrar karşılaştığımızda ben “tamam dostum, o lideri ve şahısçı olmayı bıraktım, sen de o yıllardır peşinden koştuğun o liderini bırak bakalım” dediğimde  “ yok ben bırakamam “ diye o zihniyete ait cevabını verdi. Şartlanmış beyinler, normal düşünceye kolay dönemediği gibi başkalarını da şartlanmış durumlarına ortak etmek ister. Dindarım diyerek dinine zarar verdiği gibi halkçıyım diyerek halkına en büyük zarar verenlerden, milliyetçiyim diyerek milletine en büyük zarar verenlerden de Rabbim bizleri ve ülkemizi korusun.Rabbim Cümlemizi particilik hastalığından, hırsımızın ve nefsimizin peşinde koşmaktan korusun.

         Rabbim,  tezatlar içinde süren yaşantımızdan bizi kurtararak dosdoğru Hakk’a yürüyen kullarından eylesin. İç ve dış tehlikelerden, çevremizde dolaşan özellikle İslam düşmanlığı yapan şer odaklarından ülkemizi ve İslam Alemini korusun. Amin.





- - - - -