Partisinin düzenlediği iftar programına katılmak üzere Sinop'a gelen Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, AK Parti Sinop Milletvekili Mehmet Ersoy, İl Başkanı Cengiz Tokmak ve partililer tarafından Kabalı mevkisinde karşılandı. 

İlk olarak Sinop Valiliği'ni ziyaret eden Bozdağ, valilik önünde polis mangasını selamlaması ardından 'valilik özel' defterini imzaladı. Vali Dr. Ahmet Cengiz'in makamında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bozdağ, PKK tarafından kaçırılan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün kurtarılması noktasında ailenin talebi üzerine bir operasyonun söz konusu olmadığını söyledi. Olayı şiddetle kınayan Bozdağ; "Özellikle CHP Tunceli Milletvekili sayın Hüseyin Aygün'ün PKK terör örgütü tarafından kaçırılmış olması, vahim bir durumdur. Ben şiddetle kınıyorum. PKK terör örgütü hangi hesap ve niyetle bunu yaptıysa, bu hesabı ve niyeti tutmayacaktır. Hedefine ulaşmayacaktır. Hükümetimiz sapın Hüseyin Aygün'ün sağlık ve selamet içerisinde terör örgütünün elinden kurtarılması için gerekli çalışmaları yürütmektedir. Büyük bir hassasiyetle hadise takip edilmektedir. Gerek İçişleri Bakanlığı, gerek diğer yetkililer olayın üzerindedirler. Umarım kısa süre içerisinde hadise çözülür. Bu olay PKK terör örgütünün eylemleri yaparken hedef gözetmediğinin bir göstergesidir. Terör örgütünün bu olayla ilişkin niyeti her neyse, bunun gerçekleşmesi mümkün değildir. Çünkü bu güne kadar terör örgütü bu tür eylemlerle hedefe ulaşamamıştır. Bunda da ulaşamayacaktır. Umarız sayın milletvekilimiz yakın bir zamanda selametle görevinin bayına döner. bu saldırı milletin tamamına dönük bir saldırıdır. Milletvekilleri sadece seçildikleri ili değil bütün Türkiye’yi, bütün Türk milletini temsil ederler. Bu açıdan da baktığımızda milletin iradesine dönük de bir baldırıdır. Bu da PKK terör örgütünün milletin iradesini hiç düşünmediğini, demokrasi, insan hakları, hak-hukuk gibi kavramların bunlarla hiç alakası olmadığını bir kez daha Türkiye ve dünya kamuoyuna ispat eden bir eylemdir. Tekrar şiddetle kınıyorum. Terör ve terör örgütünü bir kez daha Sinop'tan lanetliyorum" diye konuştu. 

Bundan önce de PKK'nın çeşitli kaçırma eylemleri yaptığını hatırlatan Bakan Bozdağ, "Terör örgütü kaymakam adayımızı, askerlerimizi, bazı memurlarımızı, bazı şirketlerde çalışan işçilerimizi ve insanlarımızı kaçırdı. Onlarla ilgili operasyonlar ve çalışmalar devam ediyor. Sayın Hüseyin Aygün'ün kaçırılmasını müteakip PKK terör örgütünün yayın organı mahiyetinde ki internet sitelerinde 'bu güne kadar kaçırılan bir sürü kişi olduğunu ve onlara karşı bir operasyona girişilmediğini, sayın Hüseyin Aygün'ün kaçırılmasıyla ilgili bir harekatın yapılmak istendiği, Hüseyin Aygün'ün ölürse mesuliyet kabul etmedikleri' anlamında gelen açıklamalar yapılıyor. Şu anda Ailenin de hassasiyeti dikkate alınarak çalışmalar sürdürülüyor. Aile de bir operasyon yapılmaması konusunda talebi var. O talep çerçevesinde bir değerlendirme yapıldı. Şu an takip devam ediyor. Ama sayın milletvekilimizin hayatını tehlikeye düşürecek bir hareket söz konusu değil. Olması da düşünülemez” şeklinde konuştu. 

CHP'nin TBMM'yi olağan üstü toplantıya çağırma talebini geri çekmemesini eleştiren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, CHP'yi terör örgütünün propagandasına TBMM'yi alet etmekle suçladı. Bozdağ şöyle devam etti: 
"Türkiye terör örgütü ve teröristlerle mücadelesini kararlılıkla sürdürmektedir. Terör örgütünün 30 yıla yakın birçok eylemi var. Bu eylemlere güvenlik boyutuyla mücadelesi ülkemiz kararlılıkla devam ettirmektedir. Özellikle son zamanlarda terör örgütü, hedeflediği bütün eylemlerde başarısız oldu. Şemdinli olayında ve başka olaylarda başarısız oldu. Bu başarısızlığını gizlemek için bir takım eylemlere de girişmiş olabilir. Sayın Aygün'ün kaçırılması bu açıdan da gündem oluşturmak, propaganda yapmak, başka alanlarda ki başarısızlığını gizlemek için bir psikolojik propaganda amacıyla da olabilir. Ama Türkiye terörle mücadelesini devam ettirirken, güvenlik güçlerimiz canı pahasına terörle mücadele ederken, hükümetimiz ülkemizin bütün imkanlarını terörle mücadelenin başarılı olması için seferber ederken TBMM'yi terör örgütünün propagandasına alet etmeye kimsenin hakkı yoktur. CHP'nin yaptığı bir noktada terör örgütünün propagandasına TBMM'yi alet etmektir. O yüzden biz TBMM'de bu gün olmayacağız. Gönül isterdi ki sayın Hüseyin Aygün'ün PKK terör örgütü tarafından kaçırılmasına müteakip CHP TBMM'yi olağan üstü toplantıya çağırma talebini geri çekseydi. Çekmesi daha isabetli olurdu. Ama bu olaydan sonra bile CHP bu talebini geri çekmemiştir. Tabi TBMM elbette terör dahil ülkenin bütün sorunlarının konuşulacağı en son mercidir. Doğru yerdir. bizde bunu söylüyoruz. Bütün sorunların çözüm yeri TBMM'dir. Bundan önce de defalarca TBMM PKK terörü zile ilgili konuları, terörle mücadeleyi görüşmek üzere toplandı. En son bu yasama yılı çalışmaları sırasında yine bu konuda genel görüşme yapıldı. Orada da hükümet adına ben konuştum. TBMM konuları gerektiği zaman enine boyuna tartışıyor, müzakere ediyor. Bizim bundan kaçınmamız söz konusu değil. Ancak terör örgütünün saldırılarına göre, terör örgütünün eylemlerine göre, terör örgütünün aldığı vaziyete göre TBMM gündem oluşturmaz. TBMM kendi gündemini kendisi oluşturur. Dışarıdan bir takım teröristlerin ve terör örgütlerinin ortaya koyduğu eylemler TBMM'nin toplanma gününü, saatini, stratejisini asla belirlemez, belirleyemez. Hükümetimiz güvenlik birimlerimiz terörle mücadeleyi devam ettirecektir. Benin CHP grubuna ve sayın Kılıçdaroğlu'na çağrım şudur; Eğer Türkiye'nin terörle mücadelesinde başarılı olmasına dair ve terörü sonlandırmasına dair bir çözüm önerisi varsa, bu çözüm önerisini çıksın açıklasın. Ortada yoklar. Terör konusu siyasi rekabete konu edilebilecek bir konu değildir. Siyasi istismar konusu yapılabilecek bir konu değildir. Terör partiler üstü bir sorundur. Terör artık hepimizin ortak sorunudur. Terörle mücadele konusunda partiler iktidarı yıpratmak için her terör saldırısını bir vesile etme yerine , ellerinde varsa çözüm önerileri, o çözüm önerilerini iktidara vermeli, iktidar bunları hayata geçirebiliyorsa geçirebilmeli. Bu konuda iktidara destek olunmalıdır. Çünkü terör saldırıları karşısında paramparça bir siyasi yapı terörün ekmeğine yağ sürmekten başka bir sonuç doğurmaz. Birlikte hareket etmek lazım. Biz CHP'nin bu çağrısını terör örgütünün Türkiye'nin gündemine oluşturmasına katkı sunması ve terör örgütünün propagandası, psikolojik harekatına destek olucu sonuçlar doğuracağı düşüncesiyle destek olmadık, katılmadık. Biz vazifemizi yapıyoruz. Mücadele devam edecektir." 


Editör: Vitrin Haber