Sinop İli ve İlçeleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği (SİYAD) 16 mart pazar günü Ataşehir Zübeyde Hanım Öğretmenevinde 12. Olağan Kongresini yaptı.

Genel başkanlığa iki aday talip oldu. Geçici divan başkanlığına 22. Dönem Sinop Milletvekili, aynı zamanda SİYAD’ın eski genel başkanı olan Sayın Prof. Dr. Abdurrahman Dodurgalı önerildi. (Sayın Dodurgalı eğitim gördüğümüz okulda bizim idarecimizdi. Kendisini sever, bir büyümüz olması hasebiyle her zaman saygı gösteririz.)  Bu öneri delegelerin oybirliğiyle kabul edildi.

Ardından divanda görev alacak üyelerin isimleri hızlı bir şekilde belirlendi. Bunların arasında bulunan Yeminli Mali Müşavir Sayın Bahri Olgun birkaç gün önce ormancı babasını kaybetmesinin derin üzüntüsü içerisinde olduğunu, bu ruh haliyle divan üyeliği görevini layıkıyla yerine getiremeyeceğini, yerine başka bir kişinin teklif edilmesini divan başkanına ve salondakilere söyledi. Bu istek üzerine başka bir kişi görevlendirildi. Böylece geçici divan oluşturulmuş oldu.

Divan oluşturuluncaya kadar sunuculuğu genel sekreter Ahmet Kalafat yaptı. Dodurgalı kürsüdeki mikrofonun kendilerine bırakmaması üzerine Kalafata hafiften çıkıştı. Buna sözleriyle fiskeledi de diyebiliriz.

Salon oldukça kalabalıktı. Onursal başkanlar, şube başkanları, delegeler, misafirler ve protokol erkanı yerlerini almış, programa geçilmesi bekleniyordu ki, program akışının önceden belirlenmemesi, faaliyet raporunun divana ulaştırılmaması, faaliyet, mali, denetim raporları ile üç yıllık tahmini bütçenin okunmasıyla ilgili belirsizlikler divan başkanı Dodurgalıyı çileden çıkardı. Bu hal, mevcut genel başkan Sayın Mehmet Kuru ve yönetiminin kongreye iyi hazırlanamadığını ortaya koyuyordu.

Her zaman olduğu gibi Sayın Dodurgalı burada da tecrübesini konuşturdu. Aldı mikrofonu eline başladı konuşmaya. Konuşmasında Sinopluların birlik, dirlik ve beraberlik içerisinde bu kongreden çıkacağını ifade etti. Herkesi kucaklayan konuşması beğeni aldı.

Faaliyet raporunun yazılı metni araçta unutulmuş olduğundan Sayın Dodurgalı’nın isteği üzerine önceki dönemin genel başkanı sıfatıyla Sayın Sebahattin Sungur, icra ettikleri faaliyetleri sözlü olarak anlattı.

Sayın Sungur’un SİNDEF’in onursal genel başkanlarından Sayın Ramazan Ulu’da olduğu gibi sakin bir duruşu, akıcı güzel konuşması var. Kendine has üslubuyla konuşmasını tamamladıktan sonra alkışlar eşliğinde kürsüden indi.

Protokolde yerini alıp kürsüde konuşma yapanlarla ilgili burada yorum yapmayacağım. Bu konulara gazeteci arkadaşımız Sayın Turan Aslan yazısında değindi.

Seçimin galibi kürsüde konuşmasını yapacağı ana kadar genel başkanlığa namzet Mehmet Kuru’nun olacağı yönünde delegelerin çoğunda bir kanaat vardı. Hatta elli farkla adaylık yarışını Sayın Keramettin Arpacı’nın kaybedeceği söyleniyordu.

Kuru’dan sonra kürsüye çıkan Arpacı’nın özgüvenli konuşması ve açıkladığı projeler salondaki delegeler tarafından kabul görmüş olmalı ki, konuşmasını bitirip kürsüden inerken alkış tufanı yaşandı. İşte o anda “yeni başkan hayırlı olsun” sözleri koltuklarda sıralı oturanlar arasında kulaktan kulağa dalga dalga yayıldı.

Genel başkanlık seçimini Sayın Arpacı kazandı. Delegeler hangi adaya ne kadar oy verdi, şu andan itibaren hiç bir önemi yok. Sonuç ortada; yarışı Arpacı kazandı. Ve SİYAD yeni bir döneme girdi. Projelerini rahatça uygulayabilecek bir yetki aldı. Aday olurken amacı da projelerini uygulayabilmek ve Sinoplu hemşerilerine en iyi hizmeti sunmaktı. Delege işte sana fırsat bunları hayata geçirmen için yetki veriyorum dedi. Yetki Sayın Arpacı ve ekibinde. Yani yönetim kurulu başkanı ve üyelerinde bulunuyor.

İzleyeceğiz; bakalım açıkladığı projelerden hangilerini uygulayabilecek? Ekibiyle uyumlu çalışabilecek mi? Çalışma arkadaşlarını heyecanlandırabilecek mi?

Önceki yazımızda şunları söylemiştik: SİYAD’ın yeni dönemde meselelere vakıf, istişareye önem veren, ekip çalışmasını ön planda tutan, sözüne sadık, misyonunun farkında, vizyon sahibi, gelenek ve göreneklerine bağlı, kendini geliştirmeye açık, aynı zamanda yenileşimci yani inovatif yeni bir başkanla İstanbul’da daha da güçleneceğini ümit ediyoruz.

İşler, hizmete sevdalıyım demekle yürümüyor çoğu kere. Heyecan da duymak gerekiyor. Bir siyasetçinin söylediği gibi, sevdanın içerisinde heyecan olmalı. Sevdanın içerisinde heyecan varsa onun adına “AŞK” deniyor.

Kişi, hizmet yolunda aşık olanlarla değil, aşkını beraberinde taşıyanlarla hizmet seferinde daha kolay yol alıyor. Çünkü aşk, ücreti ve karşılığı olmayan bir hastalıktır. Aşk insana hükmetmez; terbiye eder! Nası hizmetkâr yapar. Kapıları daima açık tutar.

Biz bu yazıyı kaleme aldığımızda yeni yönetimin ilk toplantıyı gerçekleştirdiğine ve görev dağılımını yaptığına dair bilgi ulaştırıldı. Sayın Arpacı’yı SİYAD genel başkanlığına seçilmesinden dolayı kutluyor, yönetimdeki üye ekip arkadaşlarını da tebrik ediyorum. Bundan sonraki süreçte kendilerine başarılar diliyorum.