İnsanlık tarihinin en eski etkinliklerinden biri olan festivaller, ülkeler ve şehirler için çok önemli ekonomik etkilere, sosyal ve kültürel etkileşimlere sahiptir.

Gerek dünyada, gerekse ülkemizde son yıllarda farklı isimler adı altında pek çok festival icra edilmektedir.

Kültür ve turizm festivalleri ister yerli olsun, ister yabancı, her kesim tarafından ilgi görmektedir.

Ülkemizde tarihi çok eskilere dayanmasa da il ve ilçelerimizde gerçekleştirilen festival sayısının her geçen yıl kayda değer artış gösterdiği verilerden anlaşılmaktadır.  

Festivaller turizm ve kent tanıtımı açısından günümüzde büyük önem kazanmaktadır. Şehirlerimize kazandırdığı yeni tanıtım anlayışı ve uluslararası etkinlik olma yolunda kazandığı tecrübe ve niteliği itibariyle değer taşımaktadır. Ülkelerin ve şehirlerin tanıtılmasına, yerli ve yabancı turist sayısının artmasına, ekonominin canlanmasına, bölgenin kalkınmasına ve gelişmesine katkı sağlamaktadır.

Sağladığı ekonomik, sosyal ve kültürel getirilerin büyüklüğü dolayısıyla kent turizm stratejinde önemli bir yer eden ve her geçen gün büyüyen festivaller bir turizm türü olarak karşımızda durmaktadır.

Birçok şehir festivalleri turizmi geliştirme, tarihi ve kültürel zenginlikleri tanıtma, imaj oluşturma, hedefler doğrultusunda oldukça başarılı biçimde kullanmakta ve büyük miktarlarda ziyaretçi çekerek önemli ekonomik kazanımlar elde etmektedirler.

Sinop ve çevre ilçelerinde bugüne kadar panayırlar, yağlı güreş müsabakaları, yaz, deniz, yayla ve keşkek günü şenlikleri, keten, ahşap, kültür ve sanat, Tatlıca Şelaleleri, gezici film, doğa ve doğa sporları festivallerinin yapıldığını biliyorum.

Bu şenlik ve festivallerin ülkemizdeki turizm pastasından pay alma adına yapıldığını sanmıyorum.

Memleketini görmek, yakından tanımak, havasını biraz olsun solumak amacıyla etkinliklere Büyükşehirlerden onlarca otobüs dolusu insanımız özlem ve heyecanla yaylalara, köylere geliyor.

Sinop’ta bulunduğum zamanlarda, ya da özel olarak davet edildiğimde yayla ve köy şenliklerine katıldıklarım oldu.

Milletvekillerimizin ve siyasi kimliğe sahip insanlarımızın da yaz aylarında köy köy, yayla yayla gezerek ziyaretlerde bulunduğunu yakından gözlemledim.

Şenliklerin bazılarının coşkulu geçtiğine, bazılarının da hedeflerine ulaşamadığına şahit oldum.

Gelen bazı ziyaretçilerin aileleri, akrabaları bulunmadığından köylerde ağırlanma ve yatma sıkıntısı çektikleri herkesin malumu.

Sinop ve çevre ilçelerinde gerçekleştirilen onca yayla ve köy şenliklerin ve festivallerin şehir ve köylerimizin gelişimine pek etkisinin olduğu söylenemez. Çözüm bekleyen talepleri çok. Yetkililerin biraz daha duyarlı davranmalarını umuyorlar.

Köylerimizin şehirlerimizden daha çok keşfe ihtiyacı var. Gerek köylerimizde gerekse şehirlerimizde turizm alanları tam anlamıyla ortaya çıkarılabilmiş değil.

Burada bizim önerimiz Sinop merkezde Temmuz ayında tüm ilçeleri ve köyleri kapsayacak şekilde Sinop Valiliğimizin, Belediyemizin, Üniversitemizin, Sinop Ticaret ve Sanayi Odası'nın ev sahipliğinde tüm sivil toplum örgütlerinin destekleriyle “Sinop Kültür ve Turizm Festivali” düzenlenmesidir.

Bir şehrin yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açılması, o şehirdeki turistik öneme haiz antik alanların, kültürel zenginliklerin, doğa ve deniz harikalarının yığınlara anlatılabilmesi, güzellikleri yaşatabilmesi, yemeklerini tattırabilmesi ile alakalıdır.

Bunun da yolu “Sinop Kültür ve Turizm Festivali”nden geçmektedir.