Bizi görüp ve gözeten Allah-u Teala'ya hamd ve sena olsun.Allah-u Teala'nın biricik elçisi Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)'e selam olsun.Onun temiz ve pak ehli beytine selam olsun.Herbiri gökteki yıldızlar gibi parlayan güzide sahabe efendilerimize selam olsun.İnsanoğlunun hizmetine verilmiş her canlıya selam olsun.Efendimizin kedisi Müezza'ya selam olsun.Yedi uyurları korumakla memur kılınmış olan Kıtmir'e selam olsun.Hz. Allah'ın ipine sıkı sıkı sarılanlara ve ondan ümidini kesmeyenlere selam olsun.
Selam etmemiz gereken ne çok şey var değil mi?Sanki her selam arkasında şükür söyletecek bir haberci gibi.Yusuf Has Hacib şöyle demiş.Selam insanı insan'ın şerrinden korur.Selama mukabele eden kimse selametini teminat altına almış olur.Çünkü selam karşımızdakine rahat ol.Benden sana bir zarar gelmez.Çünkü ben senin için ancak Allah'ın esenliğini dilerim demektir. 
Söze başlamadan evvel selam vermek gerekir.Zira selam sözün başıdır.Selam haldir.Hali görmek halden anlamaktır.Selam birde arkadaş olarak tebessümü almışsa, en kıymetli sadakadır.Selam kapıyı çalmak,izin almak,haber vermektir.Selam her şeyin önünde gidendir.Esenliktir.Kurtuluştur.İnsanlar arasındaki en güçlü bağdır.Ne kadar önemli bu söylediklerim değil mi?
Hiç düşündünüz mü selam neden bu kadar çok kıymetli? Çünkü selam insanlık tarihiyle eşittir selam.İnsan yaratıldığı günden buyana çeşitli kelime ve işaretlerle birbirini anlamaya çalışmıştır.Zaman ve devirler ne kadar değişirse değişsin insanlığın tek değişmeyen ortak değeridir selam.
Selam,Allah-u Teala'nın isimlerin den bir isimdir aynı zamanda.Ayeti kerimelerde selam'ın nasıl verileceği,nerelerde verilmeyeceğine dair kurallar vardır.Selam vermek sünnet,almak farzdır.Geleneğimizde küçük büyüğe,atlı yayaya,bir mekana girende o mekanda oturanlara selam verir.Oyun oynayanlara,şarkı söyleyenlere,hamamda kilere selam verilmez.
Şehirlerimizde unutsak ta Anadolu'da herkese selam veriliyor.Hani şimdilerde çokça hayıflanıyoruz ya,komşu komşuya selam bile vermiyor diye.Kapılarımızın her daim açık olduğu o günler geride kalıyor hızla maalesef.Aramıza setler çektik.Kapılara kilitler vurduk.Acaba bir selamla o kilitleri açabilir miyiz?Selam kapıları açandır.
Orta Asya'dan buyana, el göğüs üzerine koyulur ve ''Selamün Aleyküm'' deyilerek selam verilir.Anadoluyu yurt edinen dedelerimiz selam Allahın'dır demiş ve Efendimiz (s.a.v)'in ''selamı yayınız'' tavsiyesini şiar edinmişlerdir.
Selam,kimi zaman merhaba kimi zaman'da Allah'a ısmarladık olmuş.Bazende selam bir rüzgara emanet edilmiş.Kimi zaman Yüce Allah'a,kimi zaman Efendimize,kimi zaman hasreti kalpte kor olan yare gönderilmiştir.
Kuddusi; '' Ey bad-ı Saba es yürü yare selam et / Mahbub-i Hüda Ahmed-i Muhtar'e selam et'' diyerek sabah rüzgara Allah'ın habibine selam götürmesini istemiştir.İşte bu selamın kelam olduğu haldir.
Selam öyle bir kelam ki Yüce Allah cennet ehlini selam diyerek karşılar.Ve selamsızlık düşündüğümüzden daha tehlikelidir.Çünkü bizi birbirimize yabancılaştırır.
Ömür kısa, gelip geçiyor.Şu üç günlük dünya da birbirimizi sevgiyle selamlamak,esenlik dilmek gerekir.Zira Allah-u Teala'da böyle istemektedir.Selam'ın insanlar arasında sevgi ve güveni oluşturmasını,ünsiyeti geliştirmesini tavsiye etmiyor mu?
Evlere girdiğiniz zaman, Allah tarafından mübarek ve pek güzel bir yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize) selâm verin. İşte Allah, düşünüp anlayasınız diye size âyetleri böyle açıklar.(Nur Süresi 61)
Selam hidayete tabi olanlara olsun.....