Prof. Dr. Pelin gazetecilere yaptığı açıklamada, son yıllardaki araştırmaların, düzenli uykunun insan sağlığı açısından önemini ortaya koyduğunu vurguladı.

Yeterli uykunun sağlıklı kiloda kalmak, obeziteden korunmak için elzem olduğunu belirten Pelin, az uyumanın sağlık sorunlarına davetiye çıkardığını dile getirdi.
"Kilo vermede bildiğimiz en iyi açıklama 'Harcadığın enerjiden daha azını alırsan kilo verebilirsin' prensibidir. Ancak ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezindeki çalışmalar, bu dengenin söylendiği kadar kolay kurulmadığını gösteriyor" diyen Pelin, şöyle devam etti:"Vücudumuzun uykuda, kan basıncını, kalp ritmini belirlediği bir iç saati vardır. Bu iç saat ile dışarıdaki saatlerin uyumsuzluğa düştüğü durumlarda metabolizmanın olumsuz etkilendiği, bu durumun da kilo alımını arttırdığı belirtilmektedir. Yapılan araştırmalar, yetersiz uykuda vücutta birkaç gün içinde hormon seviyelerinin değiştiğini ve kan şekerinin diyabetik seviyelere ulaştığını gösteriyor."

"Obezite, farklı kanser türlerinde belirgin risk faktörü"
Uykusuzluğun obeziteyi, obezitenin de kanser riskini artırdığını vurgulayan Pelin, "Obezitenin farklı kanser türlerinde, özellikle bağırsak, menopoz sonrası meme, rahim, yemek borusu, böbrek ve pankreas kanserlerinde belirgin risk faktörü olarak gösterildiğini düşündüğümüzde, sağlıklı ve yeterli uykunun önemi daha da belirgin olarak ortaya çıkıyor." diye konuştu.

Bugün az uyuma ve obezitenin iki önemli sorun olduğuna işaret eden Pelin, şunları kaydetti: "Normal işleyen sistemlerin, yoğun çalışma ortamı ve şehirleşmenin getirdiği yükten aldığı hediyeler bunlar. Yetişkinlerin neredeyse üçte biri kendilerine yetecek kadar uyuyamıyor. İnsanların yaklaşık yüzde 80'inin 8 saat uykuya ihtiyacı olduğunu düşündüğümüzde, az uyuma oranlarının sürekli bazda değil ama aralıklı olarak yaşandığı da göz ardı edilemez bir gerçek. Bu durum da bizi daha kilolu, daha sağlıksız ve kansere açık hale getiriyor."

Kilonun getirdiği rahatsızlıklardan birinin de uyku apnesi olduğuna değinen Pelin, bu hastalığın 1990'lı yıllarda 100 kişiden 4'ünde, son senelerde ise 18-20'sinde görüldüğünü bildirdi.
Pelin, uyku apnesi dendiğinde akla kalp damar hastalıklarında artışın geldiğini belirterek, "Uyku apnesi yüksek tansiyon, diyabet gibi oldukça riskli hastalıkların tetikçisi bir durumu akla getiriyor. Bütün bunları göz önüne aldığımızda aslında yapacağımız şey oldukça basit, uykuyu zaman kaybı olarak görmemek, yeterli sürede ve zamanda uyumak." ifadelerini kullandı.

 
Editör: Vitrin Haber