Sinop İl Halk Sağlık Müdürlüğü tarafından, Ocak ayının son haftasını kapsayan Lepra haftası dolayısıyla hastalık hakkında vatandaşlara bilgilendirici bir açıklama yapıldı. Lepra hastalığının, “Mycobacteriumleprae” isimli basil tarafından oluşturulan, kronik bir enfeksiyon hastalığı olduğu bildirilen açıklamada Lepra basilinin 1873 yılında GerhardArmauerHansen tarafından bulunduğu ve hastalığın öncelikle çevresel sinirleri ve deriyi etkilediği aktarıldı.  

Lepranın karaciğer tutulumu ve reaksiyonel evrede görülen böbrek tutulumu (glomerulonefrit) dışında hayatı tehdit eden bir hastalık olmadığının altı çizilen açıklamada hastaların büyük kısmının toplumdaki diğer ölüm nedenleriyle kaybedildiği bildirildi. 

BULAŞMA YOLU
Lepra basilinin tek kaynağının insan olduğuna vurgu yapılan açıklamada hastalığın bulaşma yolları belirtileri ve tedavi yolları ile ilgili şu bilgilere yer verildi; “M. Lepra çok yavaş çoğalır,kuluçka süresi 3-12 yıl arasında değişmekle birlikte ortalama 2-4 yıldır. Belirtilerin görülmesi bazen 25 yılı bulabilir. Ağız ve burun salgıları ile yakın ve uzun süreli temas (ısırık, tırmalama, yaralanma) sonucu damlacık enfeksiyonu ile bulaşır. Çocuklar hastalığa karşı daha duyarlıdır. 

HASTALIK BELİRTİLERİ
 Hafif deri belirtisinden, geniş yayılımlı çevresel sinir sistemi, göz, kemik, adale ve diğer dokuların tutulduğu, şekil bozuklukları ve sakatlıkların geliştiği bir tabloya kadar değişir. Lepra(Cüzzam) hastalığı, hastanın direncine göre tüberküloid lepra, lepromatöz lepra ve bunların arasında yer alan borderlayn grup olmak üzere üçe ayrılır. 

TÜBERKÜLOİD LEPRA
 Bağışıklık sistemi sağlıklı kişilerde görülür. Esas olarak çevresel sinirleri ve deriyi tutar. Basil, kol ve bacaklarda bulunan çevresel sinirlere yerleşir, bu bölgelerde bulunan sinirlerde iltihap odakları oluşturur. Sinir fonksiyonunu bozar ve duyu kayıplarına yol açar. Hipoigmente, hipoestetikmaküller şeklinde görülür. Genellikle lezyonlardaki ter bezi ve kıl folikülleri kaybolmuştur. Bazen deride kabarık ve keskin kenarlı deri lezyonları (tüberküloid plak) gelişir. Basil sayısı çok az olduğundan bulaşıcı değildir. Bu tip, tedavisiz kendiliğinden iyileşebilir. Prognoz açısından iyidir. 

BORDERLAYN LEPRA
Tuberkuloid lepra ile lepromatöz lepra arasında yer alan gruptur. Hastaların büyük bir kısmı bu grupta yer alır. Sinir harabiyetinin ciddiyetinden dolayı önem taşır. Leprada görülen tüm şekil bozukluğu ve sakatlıklar bu grupta görülebilir.

LEPROMATÖZ LEPRA
Bağışıklık sistemi zayıf kişilerde görülür. Başlangıç ve gidişi sinsidir. Belirtileri arasında burun tıkanıklığı, burun kanaması, saç dökülmesi,kaş ve kirpik dökülmesi, burun tabanında çökme, diz ve dirsekte lezyonla görülür. Tedavi edilmezse basil sinirleri tutarak el ve bacaklarda duyu kayıpları ve şekil bozukluklarına yol açar. Buna bağlı felç ve sakatlıklar görülür.

TANI 
Lepra pek çok deri ve sinir hastalığını taklit eder. Lepra hastalığının sık görüldüğü bölgelerde ya da ailesinde lepra hikayesi olan kişilerde hastalık genellikle gözden kaçmaz ve tanı kolaylıkla konulabilir. Lepra insidansının düşük olduğu bölgelerde akla gelmemesi nedeniyle tanı konulması güç olabilmektedir.Hastaların büyük bir kısmında lepra tanısı basit muayenelerle konabilir.Eğer lepranın tanı kriterleri tam olarak uygulanırsa yanlış tanı olasılığı çok azalacaktır. Basil çıkaran tipte burun ve deriden alınan örneklerin incelenmesiyle tanı konur. 

TEDAVİSİ
Lepra, erken tanı konulduğunda tedavisi kesin olarak yapılabilen bir hastalıktır. Erken tanı ve tedavi ile kalıcı sakatlıkların oluşması önlenebilir. Tedavide, Dünya Sağlık Örgütü’nün uyguladığı çok ilaçlı tedavi (Multi DrugTherapy=MDT) protokolü uygulanır ve 6-12 ay gibi kısa bir sürede tedavi edilebilir. Bu tedavi oldukça etkili, yan etkileri az ve hastalığın tekrar görülme ihtimalinin düşük olduğu bir tedavi rejimidir. Ülkemizde ve dünyada bu tedavisi ücretsiz olarak yapılmaktadır. 

ÜLKEMİZDE LEPRA 
Ülkemizde Lepra hastalığı bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar kapsamında olup halen “Lepra Eradikasyon Programı” uygulanmaktadır. DSÖ lepra için eliminasyonu, hastalık prevalansının 10.000’de 1 vakanın altına indirilmesi olarak tanımlamış olup, ülkemizde de hastalık prevalansı 10,000’de 1 vakanın altındadır. Ülkemizde 2016 yılında yıl içerisinde 3 yeni vaka tespit edilmiştir. Kayıtlı lepralı hasta sayısı toplam 623 olarak saptanmıştır.
Lepra hastalarının tedavi ve takipleri deri ve zührevi hastalıklar kliniklerinde yapılmaktadır. Hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar Sağlık Bakanlığı tarafından ücretsiz karşılanmaktadır.
 
Editör: Vitrin Haber