Tiroid sorunları guatr sanılabiliyor

Halk arasında tiroid bezinin büyümesi ve gözle görünür hale gelmesine ‘guatr’ dendiğini ifade eden Prof. Dr. Can Küçük, “Ancak guatr adı altında nedenleri, tanı yöntemleri ve tedavisi son derecede farklı çok sayıda ‘tiroid bezi rahatsızlıkları’ yer alıyor. Bezin aşırı çalışması, yetersiz çalışması, büyümesi veya içinde nodül dediğimiz yapılanmaların oluşması gibi durumların her birinin ayrı bir sağlık sorunu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Can Küçük şu bilgileri aktarıyor: “Tiroid bezinde bir yumru mevcutsa buna ‘tiroid nödülü’ deniliyor. Eğer tiroid bezi hem iri hem de nodüllü ise, buna ‘nödüler guatr’, hem iri hem de birden çok yumru mevcut ise, buna da ‘multi nodüler guatr’ adı veriliyor.” dedi.

Nodüllerde önemli olan üç özelliği; kanser olup olmadığı, aşırı hormon üretimi ile hipertiroidi denilen hastalığa yol açıp açmadığı ve iri nodüllerde rastlanan nefes borusuna baskı yapıp yapmadığı şeklinde sıralayan Prof. Dr. Can Küçük, nodüllerin doğru tespit edilip doğru zamanda nodüle müdahale edilmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Can Küçük sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mekanik bası yapan iri nodüllü hastalarda çare olarak ‘cerrahi’ gerekiyor. Hastanın tiroid hormonları normal ise, cerrahi hemen uygulanabiliyor. Ancak iri nodülle birlikte hormon üretimi fazlaysa, önce ilaçlar ile hormon seviyelerinin normale getirilmesi ve ardından ameliyat edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Can Küçük, ”Hastanın nodülü veya nodülleri otonom, yani aşırı çalışan nodüllerse bunu T4 ve TSH kan testleri ile ispatlamalı ve tiroid sintigrafisi ile nodüllerinin sıcak nodül olduğunu tespit edilmeli. Sıcak nodüller genellikle kanser olmadıklarından iğne biyopsisine gerek duyulmuyor. Tek sıcak nodül varsa ‘radyoiyod’ verilerek tedavi edilebiliyor. Sıcak nodül çok büyükse (2 cm) veya çok sayıda sıcak nodül varsa o zaman cerrahi tedavi gerekir.”

Uzmana danışmak önemli
Tiroid nodüllerinin yüzde 5’inde kanser şüphesi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Can Küçük, “Bu nedenle paniğe kapılmadan, aslında bu nodüllerin yüzde 95’inin kanser olmadığını bilmek, hangi nodüllerin ameliyat gerektirdiğini öğrenmek için bir uzmana danışmak önemli. İlgili uzman hekim tarafından elle yapılan muayeneden sonra en önemli tetkik ‘tiroid ultasonografisi’. Bir nodülün sınırlarının düzensiz olması, toplu iğne başı gibi kalsiyum çökeltilerinin oluşması ve aşırı kanlanma gibi kanser riski açısından kuşkulu kriterler taşıması durumunda öncelikle o nodüle ‘ince iğne aspirasyonu biyopsisi’ uygulamak gerekiyor. Yeterli alınabilmiş bir aspirat, deneyimli bir sitopatalog tarafından incelendiğinde güvenilirlik oranı yüzde 97’ye kadar çıkabiliyor.” diye konuştu.

Kanser kuşkusu varsa ameliyat şart
İnce iğne aspirasyon biyopsisi sonucuna göre kanser veya kanser kuşkusu oluşturan tüm nodüllerin ameliyat edilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Can Küçük, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ayrıca kitle etkisi ile nefes borusuna baskı yapan iri nodüllü vakalar, kanser kuşkusu olmasa bile ameliyat edilmeli. Biyopsisi iyi çıkmış tüm nodüller, kullanılan yöntemin yüzde 3-5 hatalı sonuç vereceği göz önüne alınarak, ultrason ile izlenmeye devam edilmeli. Nodül yüzde 20 oranında veya daha fazla büyüyorsa, iğne biyopsisi tekrarlanmalı veya ameliyat düşünülmeli.”

Hipotiroidi ve hipertiroidi nedir?
En sık görülen tiroid sorunu; tiroid bezinin az çalışması olarak bilinen hipotiroidizm. Tiroid hormonları normalden az salgılandığı takdirde saç dökülmesi, kabızlık, terlemede azalma, yorgunluk/halsizlik, kilo alma, üşüme, hafıza problemleri, depresyon, cilt kuruluğu ve kadınlarda adet düzensizliği gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Tiroid hormonlarının normalden çok salgılanması durumunda ise, hipertiroidizm denen rahatsızlık oluşuyor. Hipertiroidizm, kişilerde kilo kaybı/kilo alamama, çarpıntı, ellerde titreme, sıcağa tahammülsüzlük, göz bulguları (göz kapağının normalden daha açık durması ve gözün öne doğru çıkması vb), sinirlilik, aşırı heyecan ve duygusallık gibi belirtilerle kendini gösteriyor.
 
Editör: Vitrin Haber