Sinop İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, bu yıl 71.’si gerçekleştirilen  “Verem Eğitim ve Propaganda Haftası” kapsamında düzenlenecek çeşitli etkinliklerle toplumun verem konusunda bilgilendirilmesi ve bu hastalığa tüm kesimlerin dikkatinin çekilmesi amaçlandığı bildirildi. 

TÜBERKÜLOZ, DÜNYA GENELİNDE EN ÇOK ÖLÜME YOL AÇAN 10 NEDENDEN BİRİSİDİR
Dünya genelinde tüberküloz görülme sıklığı ve tüberkülozdan ölümlerin düştüğünün, buna rağmen küresel tüberküloz yükünün ise halen çok yüksek olduğunun aktarıldığı bilgilendirmede Tüberkülozun, dünya genelinde en çok ölüme yol açan 10 nedenden birisi olduğu aktarıldı. 
Sinop İl Sağlık Müdürlüğünden yapılan açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi; “Verem Eğitim ve Propaganda Haftası” 1947 yılında kutlanmaya başlamıştır. Her yıl Ocak ayının ilk Pazar gününden başlayan haftada kutlanan “Verem Eğitim ve Propaganda Haftası’nın amacı verem ile ilgili toplumun bilgilendirilmesi ve bu hastalığa bütün kesimlerin dikkatinin çekilmesidir.

 Dünyada ve Türkiye’de Verem (tüberküloz) Hastalığının Durumu: Tüberküloz (verem) halen dünya genelinde önemli bir sağlık problemidir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) “Küresel Tüberküloz 2017 Raporu”na göre dünya genelinde tüberküloz görülme sıklığı ve tüberkülozdan ölümler (insidans ve mortalite hızları) düşmektedir. Buna rağmen küresel tüberküloz yükü halen çok yüksektir. Rapora göre Dünya genelinde 2016 yılında 10,4 milyon yeni tüberküloz hastası ortaya çıkmıştır. Bunların yüzde 90’ı erişkin, yüzde 10’u çocuktur. Yüzde 65’i erkek, yüzde 35’i kadındır. Yeni TB olgularının yüzde 64’ü 7 ülkede bulunmaktadır: Hindistan, Endonezya, Çin, Filipinler, Pakistan, Nijerya ve Güney Afrika. Tüberküloz, dünya genelinde en çok ölüme yol açan 10 nedenden birisidir. Türkiye’de verem hastalığının görülme sıklığı her yıl yaklaşık yüzde 5-7 oranında azalmaktadır. Tüberküloz erkeklerde kadınlardan daha sık görülmektedir ve çoğunlukla ekonomik olarak üretken yaş grubundaki erişkinleri tutmaktadır.”

ÖKSÜRME VE HAPŞIRMA İLE ORTAMA YAYILAN MİKROBUN SOLUNUM YOLU İLE BULAŞIYOR
Verem Hastalığı: Veremin etkeni “Mycobacterium tuberculosis” isimli bir bakteridir. Verem basilinin kaynağı, tedavi görmemiş veya düzenli tedavi görmeyen aktif akciğer ve gırtlak (larinks) veremi olan hastalardır. Basil hava yolu ile bulaşır. Hasta insanlardan öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır. En çok hastanın aile bireylerine ve yakın çalışma arkadaşlarına bulaşma olur. Tedavi ile basil sayısı çok kısa sürede azalır. Hastaların çoğunda ortalama 2-3 haftada bulaştırıcılık yok olur.

Verem basili vücuda girdikten sonra sessiz olarak kalabilir. Vücut direnci düşünce çoğalarak hastalanmaya yol açabilir. Başta HIV/AIDS olmak üzere, şeker hastalığı, böbrek hastalığı, bazı kanserler, ilaç ve alkol bağımlılığı, sigara, madenci hastalığı ve diğer bazı ciddi kronik hastalıklarda vücut direnci düşer. Bebeklerde ve yaşlılarda da vücut direnci düşük olduğundan hastalanma fazla olur.

VEREM EN ÇOK AKCİĞERDE GÖRÜLÜYOR
Verem hastalığı vücudun bütün organlarını tutabilir ancak en çok akciğerlerde görülür (yüzde 60-70). Hastalığın tuttuğu diğer organlar arasında en sık görülenler; akciğer zarı, lenf bezleri, kemikler, böbrekler ve beyin zarlarıdır (menenjit).
 
Verem Hastalığının Belirtileri: Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama, gece terlemesi, öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığıdır. Gırtlak veremi ses kısıklığı yapabilir. Diğer organları tutan verem hastalığında ilgili organa ait bulgular olabilir (lenf bezi büyümesi, idrarda kan, eklemde şişlik vb.). İki- üç haftadan uzun süren ve tedaviye yanıt alınamayan öksürükte verem hastalığından şüphelenmek gerekir.
Verem hastalığının tanısı, hastanın semptomları ve röntgen bulguları, balgamda verem mikrobunun gösterilmesi ile konulur.

VEREMİN TEDAVİSİ
Verem Savaşı Dispanserlerinde (VSD) veremin teşhis ve tedavisi yapılmaktadır. Veremin tedavisi standarttır. 6 aylık tedavi uygulanmaktadır. Tedavide verilen ilaçlar tamamen ücretsidir. İlaçların düzenli içilmesi çok büyük önem taşır. Çünkü hastaların bir kısmı tedaviyi terk etmekte ve toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler. Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin veya başka bir görevlinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Buna doğrudan gözetimli tedavi (DGT) denilir. Tedavinin dispanserde ya da hastanede başlanması gerekir. Aylık takiplerinin de dispanserde yapılması uygundur. Tedaviyi sonlandırana kadar özenle sürdürmek gerekir.

DİRENÇLİ VEREM
Tüberküloz tedavisinde ilaçlar eksik ya da düzensiz kullanılırsa hastalık iyileşmez. Tam tersine tedavisi güç bir duruma gelir. Bu duruma dirençli tüberküloz denir. Ülkemizde dirençli verem hastalarının tedavisi Ankara Atatürk, İstanbul Yedikule, İstanbul Süreyyapaşa, İzmir Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastaneleri ve bazı üniversite hastanelerinde yapılmaktadır.

TEMASLI MUAYENESİ VE KORUYUCU TEDAVİ
Bulaştırıcı verem hastası ile aynı havayı paylaşan ve verem mikrobuna maruz kalan kişilere verem hastalığı gelişimini önlemek amacıyla koruyucu ilaç tedavisi verilmek gerekir. Verem hastasının aile bireyleri ve diğer temaslıları dispanserlerde ücretsiz olarak muayene edilir ve gerekli tetkikleri yapılır. Temaslı muayenesi sonucunda hasta olduğu tespit edilenlere tedavi edilir. Hasta olmayan fakat verem olma riski taşıyan kişilere koruyucu ilaç tedavisi verilir. Koruyucu ilaç tedavisi tek ilaçla ve 6 ay süreyle verilir. Bu tedavinin hastalanmayı yüzde 90’a varan oranda önlediği bilinmektedir.

Verem aşısı - BCG (Bacille Calmette Guerin): BCG aşısı özellikle çocuklarda kanla yayılan ve ağır seyreden verem hastalığını (menenjit ve miliyer TB) önlemede çok etkilidir. Ülkemizde BCG aşısı doğumdan sonra 2. ayını bitiren bebeklere aile sağlığı merkezleri ve verem savaşı dispanserlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır. Aşı zamanı geçirilirse, 6 yaşa kadar yapılabilir, ancak bu durumda önce tüberkülin deri testi (TDT- PPD) yapılması gerekir.
 
Editör: Vitrin Haber