Sağlıklı ve doğru kilo vermek isteyenlerin en sağlıklı ve kalıcı yolu hiç kuşkusuz beslenme ve diyet uzmanı eşliğinde bilinçli bir beslenme programı uygulamaktan geçtiğini kaydeden Enç, “Ancak birçok kişi yakınlarının diyet programları veya medyada yer alan yanlış programlardaki bilgilerle zayıflamaya çalışıyor. Oysa sağlıklı beslenme ve zayıflama hakkında toplumda yaygın bilinen birçok efsane hem sağlığı riske atıyor hem de verilen kiloların fazlasıyla geri alınmasına neden oluyor.” dedi.

En büyük yanlış ekmek yememek
Enç, “Tam Buğday ekmeği bizim için en önemli ve en doğru karbonhidrat kaynağıdır. Ekmeksiz bir beslenme programı düşünülemez. Tam buğday, çavdar ve tam tahıllı ekmekler hem glisemik kontrolü sağlamaya, hem de enerji ihtiyacımızı karşılamaya yardımcı oluyor. Alınması gereken enerjiye göre, miktarlarına dikkat ederek ekmek tüketmeniz kilo almanıza değil, kilo vermenizi sağlayacaktır.” diye konuştu.

Ne kadar az yesem iyi olur
Diyet yaparken ne kadar az yersem o kadar çok ve çabuk kilo veririm mantığı en büyük yanlışa götürdüğüne dikkat çeken Enç, “İdare edebileceğinizi düşünüp öğün atlamaya kalkarsanız, en fazla bir saat içinde o öğünde yiyeceğinizden çok daha fazlasını bir anda bitirmiş bulabilirsiniz kendinizi. Metabolizmamızı her zaman canlı tutmak ve hızlandırmak için mutlaka sık aralıklarla beslenme programımızı planlamalıyız. Yediklerinizin miktarı, sıklığı ve çeşidi diyetinizdeki en önemli noktadır. Şekersiz Kahve Tüketimi bize kilo aldırmaz fakat sıvı alımımızı azaltarak yağlanmamıza sebep olur. Çay, kahve gibi içecekler suyun yerini kesinlikle tutmaz Aksine çay ve kahve, kafein içerdikleri için fazla miktar tüketildiklerinde diüretik etki göstererek vücuttan sıvı kaybına yol açıyor. Sıvı ile birlikte elektrolitlerin, özellikle de sodyum, potasyum ve klorun kandaki seviyelerinin azalması durumu da ciddi sağlık problemleri oluşturabiliyor. Ayrıca çay ve kahve vücutta asitlenmeyi de arttırıyor. Asitlerin vücutta birikmesi de bağışıklık sisteminde rol alan hücreleri yok ederek hastalıklara çabuk yakalanılmasına neden olan serbest radikallerin oluşmasına yol açıyor. Hücre zarındaki proteinleri yıkarak hücreleri işlev yapamaz hale getirmek gibi ciddi sorunlar da yaratabiliyor. Çay ve kahve tüketimini yemeklerden 1.5-2 saat sonra ve toplamı 5-8 fincanı geçmeyecek şekilde tüketmek doğru olacaktır.” ifadelerini kullandı.

Meyve ve sebze sınırsız değil
Meyve tüketimin miktarının çok önemli olduğunu belirten Enç, “Çiğ sebze için sınırlama yokken meyve için aynısı geçerli değil. Çünkü meyveler şeker oranı yüksek besinlerdir ve basit şeker (fruktoz) içerirler. Almanız gereken kaloriye bağlı olarak değişmekle beraber, günde ortalama 3-4 porsiyon meyve tüketebilirsiniz. 1 porsiyon meyve; 1 küçük boy elma, 1 orta boy mandalina, 1 orta boy ayvanın 1/3’ü, 3 adet kuru kayısı veya 1 adet kuru incire tekabül ediyor. Özellikle glisemik indeksi düşük olan meyveleri ana öğünler yerine, ara öğünlerde miktarlarına dikkat ederek tüketmeniz en uygun olanıdır. Sebze yemeklerini ve meyveyi fazla tüketmemiz karbonhidrat alımını arttıracağı için vücudumuzda yağa dönüşmeye sebep olur.” şeklinde konuştu.
 
Editör: Vitrin Haber