Günümüzde diş hekimliği ve diş tedavileri denince akla gelen ilk kelimelerden biri estetik. Estetik diş hekimliği içerisinde en büyük hacmi ise gülüş tasarımı tutmakta. Dudaklar, diş etleri ve dişler gibi kriterlerin ayrı ayrı ve birbirleri ile aralarında olan ilişkilerinin değerlendirildiği, bir takım estetik değer analizlerini kapsayan tedavi şekline gülüş tasarımı denilmekte. Gülüş tasarımına başlamadan önce ilk ve en önemli basamağın sağlık yönünden zarar görmüş ağız içi dokuların sağlıklarının yerine getirilmesi olduğunu dile getiren Diş Hekimi Doğan Bircan, ikinci aşamada ise hastanın yaşının, cinsiyetinin, yüz formu ve estetik beklentilerinin göz önünde bulundurularak tedavinin planlanması aşamasına geçildiğini belirtti. Tüm bu ön hazırlıklardan sonra gereken vakalarda dermal dolgu ve botoks kullanılarak dudaklarda mimik sırasında oluşan çizgiler yok edilerek dudak konturu ve istenen dudak hacmi elde edilir. Daha sonra yine gereken vakalarda minimum cerrahi travmalarla diş etindeki seviye farkları düzenlenir. Son olarak da dişlerdeki şekil, form, renk vs. bozuklukları giderme aşamasına geçilir.

Dişlerin görünümlerinin düzenlenmesinde kullanılan üç ana yöntemden bahseden Bircan, bunlardan ilkinin bonding olarak bilinen diş rengindeki kompozit dolgu uygulamaları olduğunu, bir diğerinin, dişlerin sadece dudaklara bakan yüzlerinden yapılan aşındırmalar sonrası uygulanan laminate kronlar olduğunu, sonuncusunun ise dişlerin tamamının hacmen küçültülerek uygulanan zirkonyum veya full porselen gibi materyallerden yapılan estetik full kronlar olduğunu belirtti.

Hastaların merak ettiği konulardan biri de gülüş tasarımın ne kadar süreceği. Bir diğeri ise uzun süren tedavilerde hastaların kesik dişlerle gezip gezmeyeceği hususudur. Gülüş tasarımı tedavilerinde; vakaya göre tedavi süreleri 1-10 gün arasında değişmektedir. Bircan, dişeti cerrahisi gereken durumlarda bu sürenin birkaç haftayı da bulabildiğini vurguladı. Fakat bu süreçte hasta hiçbir şekilde dişsiz kalmamaktadır. Geçici dişleri ile günlük sosyal hayatına devam edebilmektedir.

Botoks
Botoks, tıpta ve diş hekimliğinde kaslara giden sinirsel iletimi belirli bir süre bloke eden, tedavi ya da estetik düzenlemeler için kullanılan bakteri kaynaklı bir toksindir.
Bu uygulamayı yapma hakkı sadece tıp doktorları ve diş hekimlerinindir. Tıp doktorları tüm vücut üzerinde çalışırken diş hekimlerinin çalışma alanı uzmanlık alanlarıyla sınırlıdır. Diş hekimlerinin çalışma alanı ağız, çene ve bunlarla bağlantılı olan çevre bölgelerdir. Çiğneme kasları, dudak kasları, boyun gibi bölgeler bu alana dahildir. Dolayısıyla diş hekiminin sorumluluğunda olan tüm bölgelerde botoks uygulaması da yasaldır. Bunun dışında her gün yaptıkları çoğu dental uygulamada enjeksiyon yapıyor olmalarından dolayı iğne tekniklerinin gelişmiş olması, ağız ve çevre dokularının anatomilerine hakim olmaları diş hekimlerini özellikle yüz bölgesindeki botoks uygulamaları için ideal kılmaktadır. Kanunen hiçbir engel olmasa da uygulamayı özellikle bu konunun eğitimini almış yetkin bir diş hekiminin yapması tercih edilmelidir.

Botoks uygulamalarını uygulama alanına göre; medikal botoks, kozmetik botoks ve dental botoks olarak sınıflandırmak mümkündür. Dental botoks; özellikle çiğneme kaslarının aşırı kasılmasına bağlı çene-yüz ağrıları, çene eklemi bozuklukları; bruksizm (diş sıkma, diş gıcırdatma), mimik kaslarının kozmetik olarak düzeltilmesi, gummy smile (gülümserken diş etlerinin fazla görünmesi) görünümlerinin düzeltilmesi, yüz asimetrilerinin ve kırışıklıklarının düzeltilmesinde uygulanmaktadır.
Dental botoks uygulamaları ağrılı yöntemler değildir. Genelde insülin enjektörleri ile uygulama yapılmaktadır. Etkisi 3-4. günlerde görülmeye başlar 14. günde maksimuma ulaşır.

İlk olarak ağız ve diş sağlığının korunması için altı ayda bir düzenli diş hekimi kontrollerimizi ihmal etmemeliyiz
Diş çürümelerinin önlenmesinde sularda yeterli flor olması, düzenli olarak dişlerin fırçalanması, diş ipi kullanılması, aşırı tatlı ve şekerli yiyeceklerden olabildiğince kaçınma, bunlar yendiğinde mutlaka dişlerin fırçalanması, diş hekimi kontrollerine gidilmesi temel uygulamalardır. Diş eti hastalıklarının önlenmesinde de diş fırçalama ve düzenli diş hekimi kontrolleri önemlidir. Aşırı asitli ve şekerli yiyecekler mikroorganizmaların etkisini artırır. Dişler sert cisimlerle karıştırılmamalı, fındık, ceviz vb. kabuklu yiyecekler dişlerle kırılmamalıdır. Bunlar diş minesinin çatlamasına ve bakterilerin etkisinin artmasına neden olur. Diş minesinin koruyucu etkisi ortadan kalkar.
Üç boyutlu simülasyon sistemlerinde son dönemde yaşanan yeniliklerden sonra ,artık hastadan alacağımız fotoğraf ve modeller ile birlikte tedavi sonrası halini hastaya önceden gösterebilmemiz mümkün.

Diş Hekimi A. Doğan Bircan
1985 yılı Ankara doğumlu, Ankara Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden mezun olan ve 8 yıldır diş hekimliği kariyerini devam ettiren Bircan, 3 yıldan bu yana da Fenerbahçe'de bulunan ağız ve diş sağlığı kliniğinde diş hekimi olarak hizmet vermeye devam etmekte. Aynı zamanda özel bir kanalda sağlık programı sunuculu da yapıyor.
 
Editör: Vitrin Haber