İkizker, bacak şişmeleri tüm vücudu ilgilendiren genel rahatsızlıklara veya sadece o bacağa ait lokal bir soruna bağlı olarak görüleceğini belirtti. Doç. Dr. Murat İkizker, “Bunlar görülme biçimleri, dereceleri ve sürelerine göre sistemik ya da lokal kimi hastalıkların da habercisi olabiliyor. Öte yandan ilaç kullanımı ve hamilelik gibi yan nedenler de bacak şişmelerine yol açabiliyor” dedi.

Sistemik bir hastalığı düşündürüyor
Her iki bacakta simetrik şekilde görünen şişmeler derecelerine bağlı olarak guatr, bazı metabolik hastalıklar, böbrek hastalığı, kalp yetmezliği gibi vücutta ödem yapabilecek ve tüm vücudu ilgilendiren rahatsızlıkları temsil ettiğini kaydeden Doç. Dr. İkizler, “Bu tür hastalıklarda şişmeye nefes darlığı, çarpıntı, bel-göğüs ağrıları gibi ek yakınmalar da eşlik edebiliyor. Kişide kronik hastalık durumuna bağlı halsizlik, güç kaybı, kolay yorulma, isteksizlik, vücut direncinde ve efor kapasitesinde düşüklük de görülebiliyor. Bacaklardaki düşük dereceli simetrik şişmeler nadiren simetrik lenf ödem nedeniyle de oluşabiliyor” ifadelerini kullandı.

Asimetrik şişliklerde pıhtılaşma riski var
Şişmenin sadece bir bacakta oluşması, genelde o bacağa ait kan damarları veya lenf kanalları hastalıklarında gözlendiğini belirten Doç. Dr. İkizler, “Bacakta yer alan toplardamarlar kirli kanı kalbe götürmekle görevli, yerçekimine karşı çalışan yapılar. Bu damarlarda aşırı kilo, ayakta çalışmak, çok doğum yapmak veya ailesel özellikler nedeniyle oluşan yapısal bozulmalar, damarların az çalışmasına ve kanın bacaklarda göllenmesine neden oluyor. Venöz yetmezlik olarak adlandırılan bu durum, hastalığın derecesine ve kişinin bedensel-yaşamsal özelliklerine bağlı olarak o bacakta şişmeye neden oluyor. Benzer nedenlere bağlı olarak kanın toplardamarlar içinde pıhtılaşarak, toplardamar pıhtısı oluşturması (venöz tromboz) bacakta ani şişmenin sık görülen nedenleri arasında yer alıyor. Mutlaka tedavi gerektiren, kimi zaman yaşamı tehdit edebilen toplardamar pıhtılarına saatler içinde oluşan bacak şişmesi, ağrı, ısı artışı ile bacak renginde kızarma veya koyulaşma gibi belirtiler de eşlik ediyor. Vücutta dokular arasına yayılmış sıvıların dolaştığı lenf kanalları da bulunuyor. Mikroskobik kanalcıklar şeklinde tüm vücudu saran bu kanallar ağı kasık, koltuk altı gibi bölgelerde lenf bezi istasyonları yaparak vücut lenfatik sıvılarını yerçekimine karşı, yukarı doğru taşıyor. Özellikle kilolu, az hareket eden, ayakta çalışan kişilerde bu lenf kanallarının az çalışması ya da tıkanması sonucu ilk olarak bacaklarda şişme görülüyor. Kimi zaman ileri dereceli fil hastalığına benzer kalıcı ödemlere de yol açan olan bu hastalık, bacak şişmesinin sık görülen nedenleri arasında yer alıyor” dedi.

Hamilelik de bacak şişmesine yol açıyor
Farklı rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan yüksek tansiyon, hormon, diyabet ilaçları ile steroidler ve bazı antidepresanlar da bacaklarda şişmeye neden olabiliyor. Bununla birlikte hamilelik döneminde ortaya çıkan hormonal etkiler ve ödem nedeniyle de bacaklarda şişme gözlenebiliyor. Doç. Dr. İkizler altıncı aydan sonra oluşan bacak şişmelerinin önemsenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Büyümekte olan bebek ve doğum kesesi giderek artan bir hacim ve ağırlık etkisiyle annenin leğen kemiği içinde yer kaplıyor. Bu durum da annenin ana toplardamar ve lenf kanalları üzerine baskı oluşturuyor. Bebeğin anne karnında asimetrik durması ve bir tarafa fazla yüklenmesi, o bacakta giderek artan ve ciddi boyutlara ulaşan şişmelere neden olabiliyor. Daha da önemlisi basıya bağlı olarak içinde kan akımı yavaşlamış toplardamarlarda kan pıhtıları oluşabiliyor. Bu nedenle özellikle gebeliğin altıncı ayından sonra başlayan tek taraflı veya iki taraflı bacak şişmelerinde mutlaka bir uzmana başvurmak gerekiyor” şeklinde konuştu.

Nasıl tedavi ediliyor?
Tedavi yöntemiyle alakalı da bilgi veren Doç. Dr. İkizler sözlerine şöyle devam etti:
“Öncelikle bacak şişmesine neden olan, altta yatan hastalık tedavi ediliyor. Sistemik hastalıkların ilgili branş tarafından tetkik edilmesi ve gerekli tedaviye hızla başlanması kalıcı komplikasyonların önlenmesi adına büyük önem taşıyor. Toplardamarlarla ilgili hastalıkların tedavisinde gerekli durumlarda toplardamar çalışmasını teşvik eden, kan sulandıran ilaçların kullanımı yararlı olabiliyor. Ancak bu tür ilaçların mutlaka doktor tavsiyesi ile alınması gerekiyor.”
Editör: Vitrin Haber