Endülüs'ten günümüze ulaşan ve her yıl İspanyollar tarafından Müslümanlardan kurtuluşun bir nişanesi olarak sokaklarda dolaştırılan İslam sancağının hikayesini tarih araştırmacısı Özhan Bayram yazdı.
ENDÜLÜS'ÜN MAHZUN HATIRASI

Günümüzde pek çok ülkede Müslümanlara ait çeşitli İslam mirası eserler bulunmaktadır. Bunların bazıları ya ait oldukları ülkelerden kaçırılmış, ya da bir dönem Müslümanlar tarafından yönetilmiş coğrafyalarda kalan eserlerdir. Bunlardan birisi ise günümüzde İspanya'nın Toledo (Tuleytula) şehir katedralinde bulunan ve bir Müslüman hükümdara ait sancaktır.

(Sancak, her milletin kendine has renk ve işâretlerini taşıyan veya bir askerî birliğin şerefini temsil eden bayrağa denir.)

TOLEDO KATEDRARALİNDEKİ SANCAK

Toledo Katedralindeki sancak ise Endülüs Müslümanlarından günümüze ulaşan mahzun bir hatıradır. Çünkü onun dokunduğu şehir, onu dokutan hükümdar ve onu taşıyan ordu Endülüs'ün kaderi idi. Sancağı taşıyan ordu ve kumandanları Hıristiyan ilerleyişini durdurmak için Müslümanların çıkardığı son büyük ordu olmuştu. Sancak ise bu ordunun şeref nişanesi olarak bulunuyordu. Ancak kaderin bir cilvesi olsa gerek Müslümanların tıpkı günümüzde olduğu gibi birlik olamaması ve Hıristiyanlar karşısında tek vücut olamayışları ağır bir yenilgiye ve Endülüs'ün sonraki yüzyılda kaybedilmesine sebep olmuştur.
SOKAKLARDA DOLAŞTIRIYORLAR

Her yıl Toledo şehrinde düzenlenen festivallerde bu sancak çıkarılarak Müslümanlardan kurtuluşun bir nişanesi olarak sokaklarda dolaştırılır. Merinî hükümdarı Ebu'l-Hasan'a ait bu sancak 3.70x2.20cm ebadındadır. Üzerine beyaz renkli harflerle şu ibareler nakşedilmiştir: "en-Nasru ve't-temkîn ve'l-fethu'l-mübîn li-Mevlânâ Ebî'l-Hasen Emîri'l-Müslimîn" (zafer ve hâkimiyet ve apaçık bir fetih Müminlerin emîri efendimiz Ebu'l-Hasanâ aittir), "Ve mâ'n-nasru illâ min indi'llâhi'l-Azîzi'l-Hakîm" (zefer, ancak Azîz ve Hakîm olan Allah'tandır. Âl-i İmrân Sûresi, âyet 126'dan), "el-Hamdü lillâhi alâ ni'metihî" (nimetlerinden dolayı Allah'a hamdolsun), "el-mülkü'd-dâim" (daimî mülk), "el-izzü'l-kâim" (kalıcı izzet/şeref), "el-yümnü'd-dâim" (kalıcı bereket). Son kısmında da, bu sancağın Sultan için el-Beyzâ şehrinde ve Cemâziyelâhir 740/Aralık 1339 tarihinde yapıldığı kayıtlıdır. Bu sancak pek azımızın bildiği kadim bir İslam medeniyeti olan Endülüs'ten günümüze kalan çok az hatıradan biridir. Endülüs'ün hatırası bu sancakta, sancağın geçmişi ise Endülüs'te gizlidir.

TÜM İSLAM ESERLERİ YERLE BİR EDİLDİ

Endülüs'te yaşayan Müslümanların bir kısmı Kuzey Afrika'ya göç etmek zorunda kaldı. Ancak asıl çoğunluk Endülüs'te kaldı. Endülüs'te kalanlar, çok zulüm ve işkence gördüler. İslam Medeniyetinin tüm birikimleri yerle bir edildi. Kütüphaneler tarumar edildi, milyonlarca kitap nehirlere atıldı. Bu kitaplardan akan mürekkebin renginden dolayı nehirler günlerce mürekkep renginde aktı. Yüzlerce cami yerle bir edildi. Şu anda ayakta kalan eserler, muhteşem zerafetinden ve görkeminden dolayı, en zalim ve gaddar insanın bile yok etmeyeceği türden eserler. Bunlarda kısmi tahribatlarla katedrale dönüştürüldü. Zorla Hristiyanlaştırılmaya çalışıldılar.

MÜSLÜMANLARA ZULÜM

Milyonlarca Müslüman toplu kıyıma uğratıldı. Endülüs'ü terk etmeyen ve dağlara, köylere sığınan Müslümanlara 'yerlerinden ayrılmayanlar' veya 'zulmette kalanlar' mânâsında 'Müdeccenler' veya 'Müdecceller' denilmekteydi. 1502 senesinde, Endülüs'te kalan Müslümanlar, zorla Hristiyanlığı kabul etmek zorunda bırakıldılar. Görünüşte Hristiyan olan, ancak gerçekte İslâmiyet'i bırakmayan Endülüslülere 'Morisko' denilmekteydi. Bir Morisko, eğer domuz eti yemezse, Cuma günü evini temizlerse, çocuğuna Müslüman ismini verirse, 'Allah' veya 'Muhammed' derse, Ramazan ayında kendine sunulan bir yemeği yemezse, Arapça konuşursa ya da yatak odasında haç bulundurmazsa engizisyon mahkemesine sevk ediliyordu.

Haber7
Editör: Vitrin Haber