Yazar Eylem Tok’un 17 yaşındaki oğlu T.C.’nin karıştığı kazada hayatını kaybeden Oğuz Murat Aci’nin yanında olan ve yaralanan yakınları, anne oğulun hala teslim olmamasına tepki gösterdi. Olay sonrası beyin ameliyatı geçiren Aci’nin kayınbiraderi Tahsin Arslan, “Aynı şeyi onlar yaşasaydı her türlü yardım ederdik. Beyin ameliyatı oldum, ablam eşini kaybetti, hiçbir şey umurlarında değil, olay yerinde telefonumu almış biri, hala da bulunamadı. Nereye kadar kaçacaklar, adalete teslim olsunlar” dedi.
Yazar Eylem Tok ile Op. Dr. Bülent Cihantimur’un 17 yaşındaki oğlu T.C. iddiaya göre Kemerburgaz’da kullandığı lüks otomobille bozulan ATV’lerini yol kenarına çeken kişilere çarpıp Oğuz Murat Aci’nin (29) ölümüne neden olurken annesi Eylem Tok tarafından Mısır’a oradan da ABD’ye kaçırılmıştı. Üzerinden 1 ayı aşkın zaman geçen olayla ilgili soruşturma sürerken feci kazada yaralanan 21 yaşındaki İbrahim Gümüş ve beyin ameliyatı geçiren 22 yaşındaki Tahsin Arslan bu süreçte yaşadıklarını anlattı. Kazadan yaralı kurtulsalar da Oğuz Murat Aci’nin vefatının acısını atlamadıklarını ifade eden Gümüş ve Arslan, olaydan sorumlu olan herkesin en kısa zamanda gerekli cezaları almalarını istedi. Arslan ayrıca kazadan sonra kaybolan telefonunun hala bulunamadığını söyledi.
“Telefonumu biri almış, hala bulunamadı”
Kazada yaralanan aynı zamanda Oğuz Murat Aci’nin kayınbiraderi olan Tahsin Arslan, “Olayları anlayışım, kazadan sonra bir haftayı geçti, on güne yakın oldu ondan sonra her şeyin berbat olduğunu anladım. Biz bu olayları yaşamamak için bütün imkanları sağladık, her şeyi düşündük ama öyle olmamış. Kötü bir olay, kötü insanlara denk gelmişiz, aynı şeyi onlar yaşasaydı biz orada olsaydık her türlü yardım ederdik. Öğrendikten sonra insanlığın bitmiş olduğunu düşündüm, her şeyden nefret ettim, iğrenç bir olay. Beyin ameliyatı oldum, kaburgalarımla, omurgada kırıklar var, onların iyileşmesini bekliyorum. İnsanlık dışı madem ki bir şey olmuş adalet sağlanması gerekiyor, kaçmak; yardım edilsin bari. Bir hayvana çarpıyoruz, gidip yardım ediyoruz, bizi olay yerinde terk etmişler. Hiçbir şey umurlarında değil, öyle gözüküyor, nereye kadar kaçacaklar onu merak ediyorum. Telefonum fermuarlı montta, cüzdanımla beraberdi. Olay yerinde telefonumu almış biri yüksek ihtimal, arkadaşımın telefonu da kayıp, benimki de kayıp hala da bulunamadı, bulunamıyor da zaten nasıl bulunacak onu da bilmiyoruz. Yüksek ihtimal alınmış orada artık çalınmış mı diyeyim. İnsanlık adına ne gerekiyorsa onu yapsınlar, adalete teslim olsunlar. Benim canım ciğerim olan bir insanı kaybetmek, ne yapacağımı anlayamadım hala da anlamıyorum. Ne hissedeceğimi bilmiyorum. Olay sonrası sağlık açısından sıkıntılı olduğum için önce bir ilaç vermişler bana ben onu kullandığım ilaçlardan biri zannettim, bir sakinleştirme durumu oldu. Eniştemin babası geldi, 1 saat boyunca konuştular, ne konuştuklarını anlamadım, dayım ‘Oğlum enişten öldü’ dedi, ben öyle anladım. Baktım herkes perişan oldu, ben de kendimden geçtim. Ablam artık ne yaşayacağını da bilmiyor, çocuk var, eşini kaybetmiş, onun için daha da zor, şu anda zorluk içindeyiz” dedi.
“Normal hayatlarına nasıl devam ediyorlar, anlamadım”
Anne oğulun kaza sonrası davranışlarını anlayamadığını söyleyen İbrahim Gümüş, “O acımızı biraz dindirmek su serpmek istiyoruz, bu yüzden bir an önce adalete teslim olmalarını istiyoruz. Karşı taraftan hiçbir gelişme yok, adım atmıyorlar. Tek temennimiz; gelip Türkiye Cumhuriyeti’nde cezasını çekmesi, ne gerekiyorsa onun yapılması. İlk başta ‘Dönmeyi düşünüyoruz’ dedi ama 1 hafta sonra 1 yıllık ev kiralamak istediği ortaya çıktı, ne yapmaya çalışıyor, biz de bilmiyoruz. 1 yıllık kiralamayı öğrenince şöyle bir düşünceye kapıldım, niye gelmiyorlar, nasıl bir vicdanları var, nasıl bir insanlığı var? Bize orada yardım etmiyor, kaçıp gidiyor, ağabeyimiz, yardım etse 5-10 dakika erkenden hastaneye ulaşsa belki de yaşayacaktı. Niye bunu düşünmüyor? Ölü ve yaralılar var deyince neden kaçıp gidiyor? 1 yıllık ev kiralayacağını gördükten sonra daha çok üzüldük. Acımız var, hala dinmeyen bir acı, can ciğerdik, hep beraberdik, o akşam da eğlenceyle başlamıştı, böyle bitti. Düşünüyorum olayları, empati yapıyorum, ben olsam ne yapardım diye ben hayatıma bu kadar kolay devam edemezdim. Her gün gözümün önüne gelirdi, şu anda her gece yattığım zaman o an gözümün önüne geliyor. Normal yaşantımda durup durup onu düşünüyorum bazen onlar nasıl düşünemiyor, normal hayatlarına nasıl bu kadar devam ediyorlar ben anlamadım. Taksiye binerken fotoğrafta gülüyor, açıklamasında bir de ‘Çok kötü, onun da psikolojisi bozuldu’ şöyle böyle oldu diyor ama fotoğraflarda baktığımıza zaman gülüyor, eğleniyor, hiçbir şey yokmuş gibi davranıyor, ikisi de aynı şekilde nasıl bir vicdanları var, anlamadım” şeklinde konuştu.