Ülkemizde yaşanan sonu ölüm veya ölümlerle biten olaylarda muhakkak karanlık ve puslu yanı olduğunu toplum olarak yeni yeni farkına varmaktayız. Katiller birçok olayda yakalanır, kuklalar bellidir, perdenin gerisinde olayları yönlendirenler karanlık dehlizlerde saklıdır, göremezsiniz, bir zaman sonra unutturulurlar. 
   
Bunu biz geçmiş zaman içerisinde yüzlerce defa yaşadık, hep kuklalarla oyalandık, esas failleri hiçbir zaman sorgulamadık. Seksen öncesi birçok olayda sorgulamadık. Kahraman Maraş olaylarında sorgulamadık, Sivas olaylarında sorgulamadık, Çorum olaylarında sorgulamadık. Rahmetli Gün Sazak’ın, Abdi İpekçi’nin  öldürülmelerini  sorgulamadık, onlarca siyasetçi, bilim adamı, gazetecinin öldürülmelerini sorgulamadık. Hep sağ sol çatışması dedik, olayların üzerine birer avuç toprak serptik, gönlümüz tatmin ettik.
   
Yakın geçmişte Ege Deniz’inde Saratoga gemisinden Muhaberat muhribine fırlatılan stinger füzesinde, Rahmetli Eşref Bitlis’in, Adnan Kahveci’nin, Recep Yazıcıoğlu’nun, Turgut Özal’ın, Aselsan’da çok hassas ve önemli projelerin oluşturulmasında çalışan mühendislerin peş peşe intihar süsüyle ölüme varmasında, Afyon dolaylarında meydana gelen uçak kazasında Tübitak’ta önemli projeler geliştiren bilim adamlarından oluşan ekibin toptan yok edilişinde, Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopter kazasında puslar dağıtılmış, sisler aralanmış, toz bulutu kaldırılabilmiş, şüpheler giderilmiş değil. Çoğunun gerçek faillerini bir tarafa bırakacak olursak kuklaları bile görünmez olmuş.
   
Hırant Dink’in 19 Ocak 2007 tarinde Şişli’nin göbeğinde bulunan Agos gazetesi önünde, güpegündüz katledilmesi, yarım asırdır ülkemizde meydana gelen, yukarıda bir kısmını zikretmeye çalıştığım karanlık ve puslu olaydan sadece bir tanesiydi.

Fail ve failler kısa sürede yakalandı. Trabzon’un kenar mahallesinden, Pelitli semtinden çocuk yaşta bir zanlı ve ona yardım edenler, azmettiriciler olarak takdim edilenler. Ya geridekiler, tezgahın büyük aktörleri nerede? Bu defa Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolup buhar olmazlar. Sayın Başbakan’ımızın bu konuda verilmiş sözü var ki, millet olarak bu sözü önemsiyor ve ona güveniyoruz.
   
Temyiz süreci yeni başlamasına rağmen, mahkeme başkanının tatmin olmadığı bu sonuçtan millet olarak inanın biz de hiç tatmin olmadık.
   
Devlet ve Millet olarak şunu da iyi bilmeliyiz ki, geçmişteki karanlıklar aydınlatılmadıkça geleceğe ümitle yürüyemeyiz. Masum ve günahsız bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiç bir sonuca varamayız.