Kimya bilimi doğada mevcut olan bütün maddeleri inceleyen bir bilim dalıdır. Tüm madde-enerji ilişikleri baz alındığında Kimya, en genel tanımda bir mekanik, daha da ötesinde bir kinematiktir. Kısaca Kimya, hareketi ve sonuçlarını inceler. Burada hareket söyleminden kasıt, özünde elektronların hareketidir (buna "elektronik hareket" deniyor). Kimya bu bağlamda büyük ölçüde kuantum mekaniğinden, yani mikromekanikten güç alır. Kimya'da büyük (yığınla) maddenin makroskopik incelenmesi yalnızca Termodinamik ve Akışkanlar Mekaniği dallarında söz konusudur; geriye kalan kimya tamamen mikro boyutlara sahiptir. Mikro-makro özellikler arası geçiş ise yine bir başka kimya dalı olan "İstatistik Mekanik" yoluyla sağlanır. 


Yukarıdaki tanımlardan yola çıkacak olursak,Kimya madde demektir.Maddesi ise doğa demektir.Kimya tüm doğayı inceleyen bir bilim dalıdır.Simya da olduğu gibi deneme yanılma yoluna dayanmaz tamamen deney ve araştırmalara dayanır.Kimya,deney ve araştırmalara dayalı olduğu için ise,simyanın veremediği sistematik bilgi birikimini verir.Bunlardan dolayı ise kimya ile simyanın yolu ayrılır.


Kimya bilimiyle uğraşan kişilere ise Kimyager veya Kimyacı denir.Üzerinde araştırma yapılacak konu çok fazla olduğu için Kimyacıların da ürün yelpazesi çok geniştir.İlk Kimyagerlerin doğuşu simyacıların insanları tatmin edecek düzeyde bilgi verememeleri sonucundadır.Araştırmalar ve deneyler yapmaya başlayan kimyagerler dünyanın 4 ana elementten oluşmasını mümkün olarak kabul etmemişler ve başka elementlerin de olduğunu saptamışlardır.atomu keşfeden kimyagerler, onu asla parçalanamaz olarak kabul etmemişlerdir.Daha sonra ise bu kuramlarının da yanlış olduğunu farkederek atomu parçalamayı başarmışlardır.


Kimyanın kökenleri felsefe simya metalürji ve tıp gibi çok çeşitli alanlara dayanır. Ama kimya ancak 17. yüzyılda mekanikçi felsefenin kurulmasıyla ayrı bir Bilim olarak ortaya çıkmıştır.Mezopotamyalılar Çinliler Mısırlılar ve Yunanlılar çok eski çağlardan beri Bitkilerden boyarMadde elde etmeyi dokumaları boyamayı deri sepilemeyi üzümden şarap,arpadan bira hazırlamayı,sabun üretimini,cam kaplar yapmayı biliyorlardı. Eski çağlarda kimya sanatsal bir üretimdi. Daha sonra Antik Çağın deneyciliği Yunan doğa felsefesi Rönesans simyası tıp kimyası gelişti. 18. yüzyılda kuramsal ve uygulamalı kimya 19. yüzyılda organoteknik ve fizikokimya 20. yüzyılda ise radyokimya biyokimya ve kuvantum kimyası gibi yeni dallar ortaya çıktı.


Ünlü kimya tarihçisi Hermann Kopp İS 300- 1600 arasını soy (asal) olmayan metalleri soy metallere dönüştürecek filozof taşının ve insan ömrünü sonsuzlaştıracak yaşam iksirinin arandığı simya çağı; 1600- 1700 arasını ilaçların hazırlandığı iyatrokimya (tıp kimyası) çağı; 1700- 1800 arasını yanma sürecinin araştırıldığı filojiston kimyası çağı; bundan sonraki dönemi ise nicel kimya çağı olarak adlandırmıştır. 16- 18. yüzyıllar arasındaki dönem yeniçağ kimyası olarak da tanımlanır.


Kimyanın kökeninin yaklaşık olarak Hıristiyanlık çağının başlarında Mısır'ın İskenderiye kentinde biçimlenmeye başladığı kabul edilir. Eski Mısır'ın metalürji boya ve cam yapımı gibi üretim zanaatları ile eski Yunan felsefesi İskenderiye'de bir araya gelerek kaynaşmış ve İS 400'lerde uygulamalı kimya bilgisi gelişmeye başlamıştır.


Çağdaş bilimin gelişmesiyle Sanayi Devrimi arasında yakın bir ilgi olduğu düşünülmekle birlikte Sanayi Devrimi'nin anayurdu olan İngiltere'de bile bilimsel buluşların dokuma ve metalürji sanayisini doğrudan etkilediğini göstermek zordur 18. yüzyılda bilim dikkatli bir gözlem ve deneyciliğin sanayide üretimi önemli ölçüde iyileştirebileceğini gösterdi. Ama ancak 19. yüzyılın ikinci yansından başlayarak bilim sanayiye önemli katkıda bulunmaya başladı kimya bilimi Anilin boyalar gibi yeni maddelerin üretilmesini olanaklı kıldı ve boyarmadde ile ilaç sanayisi hızla gelişen ilk kimya sanayisi oldu. 20. yüzyılda madencilik,metalürji,petrol,dokuma lastik,inşaat,gübre ve gıda maddeleriyle doğrudan ilişkisi olan kimya sanayisi Elektrikten sonra bilimin uygulamaya geçirildiği sanayiler arasında ikinci sırayı aldı. Yalnızca kimyanın değil fiziğin de kimya sanayisine girmesiyle laboratuvarda elde edilen sonuçlann doğrudan uygulamaya sokulduğu kimya fabrikaları kurulmaya başladı. Bu süreçlerin denetlenmesinde çeşitli aygıtlara gerek duyulduğundan fiziksel kimyacılar ve fizikçiler kimya sanayisinde etkin olmaya başladı ve böylece kimya Mühendisliği mesleği doğdu.


Kimya biliminin alt dalları başlıca,organik kimya,inorganik kimya,fiziksel kimya(fiziko kimya),analitik kimya,biyokimya,çevre kimyası,enstürümental analiz kimyası,endüstriyel kimya,koordinasyon kimyası,kuramsal kimya,çekirdek kimyası,elektro kimya,polimer kimyasıdır.



-