İman en büyük imkandır.Kişinin imanı tükenmedikçe imkanı tükenmez.İnsanı şu zorlu hayat yolculuğunda yaratılış amacına doğru yol aldıran iman yakıtıdır.
İman ön bilgidir.Kişi bilmediğini reddedebilir.Bu yüzden,kişi bilmediğinin düşmanı dır.Ama kişi bilmediğine inananamaz.İnkar bir olumsuzlama ve ret,iman olumlama ve kabuldür.Bilmemek,tanımamak ve tanımak istememek dee bir inkr türüdür.Fakat iman bilmeyi,tanımayı gerektirir.İman ağacının kökü bilmeyi de içeren ‘marifet’tir.Bilmek ve tanımak,iradi ve bilinçli yöneliştir.Zaten irade ve bilincin olmadığı yerde,imanda yoktur.İman,özgür iradeye dayalı bir seçimdir.Bundan dolayıdır ki,zor yoluyla iman,iman değildir.Çünkü iman ağacının gövdesi kalp ile tasdiktir.Kalp ile tasdik olmadan dil ile ikrar,mümin değil münafık üretir.Münafık gizli kafirdir ve Kur’an-ı Kerime göre kafirden de daha aşağıdadır.
İman sevgiye benzer,inkar ise nefrete.Sevgi pozitif bir şeydir,nefret negatif.Sevgi insanı artırır,nefretse insana hiçbir şey katmaz.Tıpkı bunun gibi,iman özü itibarıyla pozitif inkar negatiftir.İman,tıpki sevgi gibi insanı zenginleştirir,inkar nefret gibi insanı yoksullaştırır.İman artmak,inkar eksilmektir.İman değer katar,inkarsa değer yıkar.
İman hatırlamak,küfür ise unutmaktır.Hatırlamak geri kazanmaktır,unutmak ise kaybetmek ve azalmaktır.İman eden,fıtrat cıvatasının dişlisine uygun bir somun geçirmiştir.Alt yapıyla üstyapı arasındaki bu uyum ve kenetlenme hal,i,insandaki kişilik yırtılmasını ve iç kopmlaraı önler.İman varoluşsal emaneti hatırlamaktır,inkarsa unutmaktır.
İman bir bağlanış,inkarsa bir kopuştur. Bağlanmak kişiyi ‘emin’ kılar.Bu yüzden iman varoluşsal güvenliğin garantisidir.
İman sebattır.Sahibinin kendi yerinde iskanını sağlar.Yerinde iskan eden,sukünet bulur.İnkar ise savruluştur.İnkar eden yol alamaz,dolaşır.Kopuş,sahibini güvenlikten mahrum eder.Sahte bir özgürlük  hissi uyandırsa da,bunun gerçek bir özgürlük olmadığı çok geçmeden anlaşılır.Çünkü inkar ‘özü gürleştirmez’,aksine özü çürütütr ve kurutur.Özü gürleştirmeyen şeyin verdiği özgürlük hissi,uyuşturucunun verdiği mutluluk hissi kadar sahte,geçici ve zararlıdır.
İman haddi bilmek,küfür haddi aşmaktır.İman,bir kendinde olma halidir.Kendinde olmayan,kendini kaybeder.Kendini kaybeden,haddini bilmez.Haddini bilen kendini bilir,kendini bilen rabbini bilir.İman kendini bulmaktır,inkar kendini kaybetmektir.
İman şükürdür,inkar nankörlüktür.Teşekkür ekmeyin değil,ekmeyi verenin hakkıdır.Sahipsiz nimet olmaz.Bir şey nimetse,mutlaka sahibi vardır.Nimeti farkeden,nimetin sahibini arar.Nimetin sahibini bulan,O’na teşekkür eder.Nimeti farketmemek nankörlüktür.
İman vefadır,inkar vefasızlıktır.Allah’a vefa göstermeyen,hiç kimseye vefa göstermez.En büyük vefakarlık,en büyük olana vefakarlıktır.
İman yüzünü dönmektir,küfür sırt çevirmektir.Nura yüzünü dönen,yüzünü aydın eder.Nura sırtını çeviren,hayatı kendisine zindan eder.
İman kaynağa yönelmektir.Allah göklerin ve yerin nurudur.Allah’a iman,nurun kaynağına yönelmektir.İnkar ise bir yere yönelmek değil,bir yönelişi reddetmektir.Yüzünü nura dönenin yüzü ak,alnı açık,gözü aydın,nurdan çevirenin yüzü kara,gözü kapalı,gönlü kara olur.
İman ilgidir,küfür kaygısızlıktır.İman eden,var oluş anlam ve amacına ilgi duymuş,inkar eden var oluş anlam ve amacına kayıtsız kalmış olur.İman edenin sahip çıkacağı bir değer vardır.Bunun için hassas ve müteyekkızdır.İnkar,negatif tabiatı gereği sahibi için bir değer değildir.Dolayısıyla korunması ve titizlenilmesi de gerekmez.Bu ise kayıtsızlık getirir.
İman bilinci bilinç üstüne bağlar.İnkar ise bu bağı koparır ve bilinci bilinç altına mahkum eder.Allah’a iman,bilinci aşanbir hakikate imandır.Hiç bir bilinç ve idrak Allah’ı kuşatamaz,fakat Allah her bilinç ve idraki kuşatır.İman etmek bilincin kanatlanmasıdır.Ona ufuklar açar.İnanan bir bilinç,maddi alemin katı ve kesif dünyasından manevi alemin şeffaf ve latif dünyasına kanat çırpar.İman, soyuta olan ilgiyi artırır ve buda insandaki soyutlama yeteneğini geliştirir.İnsan aklının gelişmişliği,soyutlama yeteneği ile ölçülür.Her tür soyutlamanın bir sınırı vardır.Sınırsız olan tek soyutlama mutlak yaratıcı olan Allah’a ilişkin tefekkürdür.Dolayısıyla Allah’a iman,insan idrakine sonsuz ufuklar açan ve onu son durağı olmayan bir tekamül yolculuğuna çıkaran itici bir güçtür.İnkar ise bilincin biliç üstü ile bağını koparır.Bu durum,bilincin bilinç altına mahkum olmasıdır.Böyle bir bilinci,iç güdüler ve ayartıcı benlik yöentemey başlar.Allah’a kul olmaktan kaçınan,kendini bilinç altı aracılığıyla yöeneten güdülerin elinde köle olarak bulur.İşte Kur’an-ı kerimin ‘nefsini ilah edinmek’  dediği budur.
Sözün özü.İmanı sevmek gerekir.İmanı sevmeyen insan,Allah’ı sevmesini istediğini sevmiyor demektir.İnsan imanı severse,mü’mini de sever.O zaman anlar Allah Resulünün ‘’İman etmedikçe cennete giremezsiniz,birbirinizi semedikçe tam iman etmiş sayılmazsınız’’, sözüyle neyi kasteddiğini.İmanın hakkı emanete sadakattir.Emanete sadık olan,sadece akidevi olarak değil,ahlaken de mü’min olur.
Selam hidayete tabi olanlara olsun.....