Basit bir ifade ile iletişim, kişinin duygu ve düşüncelerini bir başkasına aktarmasıdır.  İnsanlar farkında olsun ya da olmasın duygularını, düşüncelerini, beklentilerini, hayallerini, sorunlarını birbirlerine aktarırlar. Kurdukları bu iletişim sayesinde birbirlerini anlarlar, sorunlarına çözüm ararlar.
Şüphesiz ki toplumumuzu oluşturan bireyler arasında en büyük sorunlardan bir tanesi de sağlıklı bir iletişimin kurulamamasıdır.  Bu iletişimsizlik birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Bunun sosyolojik ve kültürel gerekçeleri olmakla beraber en önemli nedenlerinden bazıları kitap, gazete, dergi   vs. okumuyoruz, birbirimizi dinlemiyoruz, empati yapmıyoruz, çözüm odaklı yaklaşım göstermiyoruz.  Eğer İsrail ve  ABD  Gazze de ölen çocuklar ile ilgili empati yapabilseydi bu vahşeti yaşamazdık.
Bireyler, gruplar hatta devletler arasındaki sorunlar konuşarak, diyalogla  çözülebilmektedir. Uluslararası ilişkilerde eğer bir sorun varsa çözümü için   diyalog kanallarının  açık olmasının önemli olduğu vurgulanır.  Konuşamıyorsanız, sorunları gündeme getirip tartışamıyorsanız çözümü de bulamazsınız.  
İletişim halinde olan kimseler her zaman mesajlarının  muhatapları tarafından  doğru algılanmasını ve mesajın amacına uygun geri dönüş ya da aksiyon alınmasını   beklerler.  Konuya bu şekilde baktığımızda bir iletişimde sürecinde  5 ana unsurun olduğunu görmekteyiz. Bunlar mesajı gönderen, muhatap , mesajın kendisi, kullanılan kanal (telefon, e-posta, SMS vs.) ve  geri bildirim ya da feedback.
Bir mesaj gönderilirken  göndericinin mesajlarını açık, net ve anlaşılır  olmasına dikkat etmelidir. Mesajını ulaştırmak için hangi kanalları  kullanacağına  (sözlü, yazılı, sosyal medya vs.) karar vermeli ,  muhatabın doğru anlayıp anlamadığının  teyidini yapmalıdır. 
Eğitim ve kültür seviyesi yüksek kimselere  orta  düzeyde bir konuşma yapılması  ne kadar yanlış ise,  eğitim ve kültür seviyesi düşük kesime de  yüksek perdeden ya da akademik bir dille  bilgilendirme yapılması o kadar  yanlıştır. Hedef kitlenin durumu, seviyesi, algı düzeyi iyi tespit edilmelidir.
Sorunlu iletişime örnek niteliğinde  halk arasında şöyle bir fıkra anlatılır.
Anadolu’dan bir vatandaş  bir-iki günlüğüne İstanbul’a gider.  İşleri uzayınca iç çamaşıra ihtiyaç duyar.  Eminönü’nde iç çamaşır satan bir mağazaya girer. Bayan tezgahtar,  hoş geldiniz diyerek karşılar  ve nasıl yardımcı olabilirim diye sorar?
Müşteri : Atlet ve külot  alacağım der.
Bayan tezgahtar: Elbette der ve  slip mi giyiyorsunuz diye sorar?
Müşteri: Acaba slip nedir diye içinden kısa bir süre düşündükten sonra,  evet kızım bazen silip giyiyorum, bazen de silmeden giyiyorum der.
Ticari ve sosyal hayatta en önemli yeteneklerden birisi olan etkin iletişim siyasi hayatta da oldukça önemlidir. 
Türk ve dünya siyasetine baktığımızda kitlelere mesajını iyi aktaran, hitabeti güçlü, toplumu kendine inandıran, vizyon ve misyon sahibi  liderler iktidar olmuşlardır.  Bundan sonra da bu nitelikteki insanlar başarılı olmaya devam edecektir.
Yakın zamanda belediye başkanlığı ve muhtarlık seçimi yapılacak. İl, ilçe, belde belediye başkan adayları ile muhtar adayları seçimi kazanmak için yoğun bir mesai harcayacaklar.  Çeşitli toplantılar, sosyal medya, yazılı ve görsel basın kullanılarak tanıtım ve bilgilendirme faaliyetleri icra edilecek,  esnaflar  ve ev ziyaretleri  yapılacak. 
Amaç, iyi bir tanıtım ile çıkılan yolda başarıyı yakalamak.
Teknik olarak bir değerlendirme yapıldığında ;
    Kendini iyi tanıyan ve doğru ifade eden,
    Karşısındakini dinleyen,
    Anlamak için empati kuran,
    Önyargısız olan,
    Kişileri değil problemi eleştiren,
    İnsanların güvenini kazanan,
    Eleştirilere karşı açık olan,
    Vücut dilini, göz temasını, hitabetini iyi kullanan,
    Tutarlı olan,
    Uzlaşmacı olan,
    Gerçeği doğru dille aktaran   adaylar fark yaratacaktır.

Aşağıda belirtilen davranışlar ise asla yapılmamalıdır.
    Emir Vermek,
    Tehdit etmek,
    Konuyu Saptırmak,
    Sınamak,
    Öğüt vermek,
    Eleştirmek,
    Yargılamak,
    Suçlamak,
    Alay etmek vs. düzeltilmesi mümkün olmayan imaj kaybına neden olur.
Büyük şehirlerde ve illerde seçime girecek adaylar daha profesyonel  danışmanlar ile çalışırken daha küçük yerdeki adaylar parti imkanlarının  yanında kendi imkan ve kabiliyetleri ile sahaya çıkıp mücadele etmektedirler. 
Toplumun adaylardan beklentisine bakıldığında ortak kanaat; adayın şehre dair hayalleri olsun. Neler yapılacak, nasıl yapılacak, ne zaman yapılacak  bu konuda projeler olsun. Bu projelerin içeriği  açık, anlaşılır bir lisan ile toplumla paylaşsın.  Belediye Başkan adaylarının şehrinin sorunlarını, muhtar adayları ise köyünün ya da mahallesinin sorunlarını bilip nasıl çözeceğini ve ne kadar zamanda çözeceğini seçmenleriyle paylaşsın.  Ben değil biz, koltuk değil hizmet düsturuyla hareket etsin. Bunun için de önce kendine güvenmeli  daha sonra da  topluma güven verilmelidir.
Liderlik vasfına sahip, liyakatli ve mesai mefhumu gözetmeyen  gayretli  yönetim ekibiyle birlikte  hem beşeri kaynakları hem de mali kaynakları etkin ve verimli değerlendirecek, hizmet alanlar arasında hiçbir ayrım yapmadan hakka, hukuka ve adalete riayet edenler pozitif ayrışacaktır. 
Önümüzdeki seçimlerin ülkemize ve milletimize hayırlı ve uğurlu olsun. Kazanan Türkiye olsun.