İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) Sinop Şubesi Temsilcisi Cemalettin Koca beraberindeki Vakıf üyeleri ile birlikte Sinop adliyesine gelerek, gazeteci Cem Küçük hakkında suç duyurusunda bulundu. Adliye çıkışı basın mensuplarına açıklamalarda bulunan İHH Sinop Şubesi Temsilcisi Cemalettin Koca, İHH olarak gazeteci Cem Küçük ile ilgili tüm illerde savcılıklara suç duyurusunda bulunulduğu bildirildi. Koca; “Türkiye’nin merhametli ve onurlu insanlarının yola çıkardığı ve dünyanın ortak vicdanını da içine alan Mavi Marmara organizasyonuna, yolcularına ve şehitlerine ağır şekilde hakaret eden, “Mavi Marmaracıların da İslamcı çizgide olduğu gerekçesi ile FETÖ gibi tasfiye edilmesi” çağrısında bulunan Cem Küçük hakkında suç duyurusunda bulunmak ve bu zihniyeti kınamak için bu gün Sinop Adliyesindeyiz” dedi.

DÜNYADA İSRAİL’E KARŞI VİCDAN HAREKETİNİ ANADOLU’DAN ÇIKARTAN MAVİ MARMARA SALDIRI HEDEFİNDE
Açıklamasında dünyada İsrail’e karşı bir vicdan hareketini Anadolu’dan çıkartan Mavi Marmara’nın İsrail ve İsrailciler tarafından sürekli saldırıya uğramadığını belirten İHH Sinop Şubesi temsilcisi Cemalettin Koca, bundaki amacın da apaçık ortada olduğunu söyledi. Koca; “İsrail’i otorite olarak tanımayıp, işgalci gören, Gazze’yi özgür topraklar olarak tanıyıp ablukanın da ambargonun da tamamen kalkmasını savunan, dünyada İsrail’e karşı bir vicdan hareketini Anadolu’dan çıkartan Mavi Marmara, İsrail ve İsrailciler tarafından sürekli saldırıya uğramaktadır. Bunun sebebini anlıyoruz. Siyonizm ve emperyalizm, sadece vicdanların zulme karşı buluşmasından değil bu buluşmanın harekete geçmesinden korkmaktadır.
Filistin ve Kudüs için çalışırken, İsrail’in her türlü taşeronları ile sokaklarda, lobilerde, uluslararası mekanizmalarda, medyada, adliyelerde mücadele ettik ve etmeye de devam edeceğiz. Ama bu son model taşeron diğerlerinden oldukça farklı, bu zihniyet kendisini One Minute’in, Mavi Marmara’nın, Türkiye’deki İsrail karşıtlarının arasına o kadar güzel yerleştirmiş ki, şimdiye kadar etrafa “burada bir yanlışlık olduğunu” anlatmakta zorlandık. Hep susmamızı istediler ama susmadık. Her 31 Mayısta “yeter artık bu Mavi Marmara’yı anmayı bırakın” dediler bırakmadık. “Mavi Marmara meselesi unutulsun” dediler unutmadık. Çünkü Mavi Marmara Kudüs’ün ve Filistin’in esaretinin sembolüdür. Dolayısıyla bu talepler İsrail’in isteğiydi. Bir Nazi’yi 100 yaşında bile kovalayıp infaz eden İsrail, kendi mazisindeki en ufak bir olayı bile 100 yıl anan İsrail Mavi Marmara’nın konuşulmasına, anılmasına saygınlığına elbette karşı olacaktı ve oluyor. Mavi Marmara bu ümmetin gururudur. İsrail’in zulmünün, vahşiliğinin ispatı ve utanç kaynağıdır. Kim İsrail ile ne ilişki kurarsa kursun Mavi Marmara’nın insani ve vicdani duruşu hiç değişmeyecek ve unutulmayacaktır. Onların anlayamadığı “kurtulunması gereken İslamcılık” diye tarif ettikleri bu ülkenin bu halkın bu toprakların özüdür. O öz, o kadar doğal ve vicdani bir sahiplenme ile karşılık bulmuştur ki Mavi Marmara tıpkı Anadolu gibi her din, dil ve ırka barış ve huzur ile esenlik yurdu olmuş ve bu değeri Gazze’ye taşımıştır” diye konuştu.

“FİLİSTİN VE KUDÜS DAVASI” ŞEHADETİN GÖZE ALINDIĞI BİR GÖNÜL DAVASIDIR
“Filistin ve Kudüs davası”nın şehadetin göze alındığı bir gönül davası, bir hayat biçimi olduğuna vurgu yapan İHH Sinop Şubesi Temsilcisi Cemalettin Koca, hangi görüşte olursa olsun bu topraklarda Kudüs’e sırtını dönen, Filistin’in mazlum halkına sırtını dönenlerin bu halkın içinde yaşama ve destek şansı bulamayacağını belirtti. Koca; “Bu ülkede ne askeri darbeye gerekçe edilen “Kudüs Yürüyüşü”, ne “One Minute” ne de Mavi Marmara” unutulur. “bu İslamcıları tasfiye et” çağrısı yapanlar, medet umdukları kişilerin de “İslamcı” olduğunu, kırk yılı aşkındır Filistin halkının yanında, özgür Kudüs için, İsrail’e karşı birlikte bir yürüyüş içerisinde olduğumuzu bilmez ve anlayamaz. Çünkü “İsrail savunuculuğu” taşeronlara ihale edilebilir ama “Filistin ve Kudüs davası” şehadetin göze alındığı bir gönül davası, bir hayat biçimidir. Birde bunlar bilmezler ki siyasi, sivil, medya, akademi tüm kesimler hangi görüşte olursa olsun bu topraklarda Kudüs’e sırtını dönen, Filistin’in mazlum halkına sırtını dönen bu halkın içinde yaşama ve destek şansı bulamaz” dedi.

MAVİ MARMARA DURUŞUNA VE ŞEHİTLERİNE UZATMA CÜRETİ VE HADSİZLİĞİ BU YENİ NESİL ZİHNİN ÇİĞ PRATİĞİDİR
Gazeteci Cem Küçük tarafından Mavi Marmara gemisinde hayatını kaybedenlere karşı sarf edilen sözlerin büyük bir hadsizlik olduğunu ifade eden İHH Sinop Şubesi temsilcisi Cemalettin Koca, Mavi Marmara duruşuna ve şehitlerine, 15 Temmuz duruşuna ve şehitlerine dil uzatma cüreti ve hadsizliğinin bu yeni nesil zihnin çiğ pratiği olduğunu belirtti. Koca açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi; “Birde çıkıp “bir STK devletin dış politikasını yönlendiremez” diyerek kendilerine haklı gerekçe oluşturmaya çalışmaktadırlar. Geçmişte Türkiye - İsrail anlaşsın diye bazı danışmanların dillerine pelesenk ettikleri mevzuya da bu vesile ile açıklık getirmek gerekir. Öncelikle bir kişi, bir kurum, bir STK herkes dış politikayı yönlendirebilecek veya etkileyebilecek fikirler söyleyebilir ve raporlar yayınlayabilir. Doğru soru ise şudur: İHH gibi 25 yıldır bu ülkenin bir kurumu olarak dünyanın birçok yerinde çalışma yapmış, her çalışmasını raporlarını kamuoyuna açıkça yayınlamış, bedeller ödemiş bir sivil kuruluş dış politikaya dair düşüncelerini söylemeyecek de Cem Küçük gibi sırtında yumurta küfesi taşımayan günlük yorumlarla ortaya karışık konuşan birisimi sadece Türkiye dış politikasını yönlendirecek? TV ekranlarında söylediklerine göre bu zihniyet “biz söylüyoruz Erdoğan yapıyor” diyerek bırakın dış politikayı tüm ülkeyi her konuda yönettiklerini iddia ediyorlar.

Türkiye’yi yönetenlerin hangi fikirleri değerlendirip değerlendirmeyeceği bizim gündemimiz değildir. Ancak İHH kurulduğu günden bu yana her kesinde malumu olarak tespitlerini, önerilerini, fikirlerini paylaşmaktan geri durmamıştır tıpkı mazlum, mağdur insanların hakkını hukukunu gözeterek, yardım etme sorumluluğunu taşıdığı gibi. Öte yandan İHH bedeller ödeyerek verilen tüm Mücadelelere de kimsenin hakaret etmesine de ve hukukunun çiğnenmesine de asla müsaade etmeyecek ve hukuki yollarla bunun mücadelesini devam ettirecektir. Cem Küçük ’ün kullandığı ifade ve hakaretlerin amacı Mavi Marmara katılımcıları, Şehit ve Gazi yakınları ve davaya gönül verenleri, özetle Türkiye toplumunun büyük bir kesimini aşağılamak, hedef göstererek, kasıtlı olarak çarpıtılmış bilgilerle halkı kin ve nefrete sevk edecek bir ayrıştırma ortamı oluşturmaktadır. Bu nedenle Cem Küçük hakkında Türk ceza kanununun 125. ve 216. Maddeleri kapsamında Hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama ve ayrıca resen gözetilecek diğer suçlardan gerekli soruşturmanın yapılarak cezalandırılması amacıyla kamu davası açılması talebinde bulunuyoruz. Tüm savcıları hızlı ve etkili bir soruşturmayla Cem küçük ün hak ettiği cezaya ulaşması için göreve çağırıyoruz. Ayrıca tüm Mavi Marmamaralılar olarak her birimiz ayrı ayrı Cem Küçük’e tazminat davası açacağımızı da buradan ilan ediyoruz."