Erfelek Ziraat Odası Başkanı Ali Koca, Vitrinhaber Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Serhat Özşahin'e açıklamalarda bulundu. Koca, yarım asır önce Erfelek'te yıllık 5 bin ton üretilen kestanenin, şu anda ortalama 300 tona kadar gerilediğini söyledi. 

KESTANE ÖNEMLİ BİR MİRAS
Atalarımızdan miras kalan yöreye has kestane için bir an önce önlem alınması gerektiğini vurgulayan Ali Koca, "Kestane bölgemiz için önemli bir ürün. İlimizin ismini taşıyan ürünlerin başında geliyor. Geçmişte atalarımızdan kalan kestane, 40-50 sene önce bölgemizde yaklaşık 5 bin ton olarak üretimi yapılıyormuş ve tüm Türkiye pazarında Erfelek kestanesi, kuzu kestanesi olarak biliniyor ve eskiden bu yana sevilerek tüketiliyor. Ancak bazı hastalıklar sebebiyle, son zamanlarda kestane yoğunluğumuz ağaç ve üretim bakımından çok az seviyelere indi. Örneğin Erfelek'te geçmişte yaklaşık yıllık 5 bin ton iken kestane üretimimiz şu anda 300 tona kadar düştü. Gün geçtikçe de ürün azalmaya devam ediyor. Kestane fiyatlarının yüksek olmasının başlıca sebebi de ürün azlığından kaynaklanıyor. İl olarak bir an önce 'kestane eylem planı' gerçekleştirmemiz gerekiyor. Orman işletmeleri, tarım müdürlükleri, üniversite, sivil toplum kuruluşları ile birlikte konuya el atılmalı ve kestane yeniden canlandırılmalı. Kestane ilimiz için ekonomik olduğu kadar da kültürel ve sosyal olarak yöremizin önemli bir parçası. Kestaneden evler. arı kovanları, kap-kacak yapmışız. Kestane azaldıkça nüfusumuzda azalıyor ve göç veriyoruz. Bu amaçla kestaneyi yeniden canlandırmamız gerekiyor" dedi.

CEVİZ VE FINDIK YERİNE KESTANE DİKİN
Bu yıl rekoltenin 150 tona kadar gerilediğini kaydeden Ali Koca sözlerini şöyle sürdürdü; "Geçen yıl ki rekoltemiz Erfelek için 300 ton civarındaydı, bu yıl ise bunun yarısına tekabül ediyor. Yaklaşık 150 tonluk bir rekolte söz konusu. Bu yıllık bir veri ama ileri yıllara baktığımızda bu yükselmeyecek ve daha da gerileyecek, Yeni bahçeler kuramıyoruz. Vatandaşımız ne yazık ki sadece ceviz dikiyor. Ceviz Türkiye'nin her yerinde oluyor ama, kestane her yerde olmuyor. Bizim özel bir iklimimiz var. Klimal bir iklim var ve kestane bu iklimde yaşayabiliyor. O yüzden fındık. ceviz yerine kestane dikmek zorundayız. Biz atalarımızdan aldığımız kestaneyi, çocuklarımıza bırakabilmemiz için tekrar canlandırabilmemiz gerekiyor" diye konuştu.