Erol Derici, “Bu toplantıyı vatandaşların kolaylıkla gelebilecekleri bir yerde yapmaları gerekiyordu. Acaba katılım olmasın mı istiyorlar? Bu toplantı halka tanıtım değil tanıtmama toplantısıdır” dedi.

Sinop Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Derici, basın mensupları ile bir araya geldi. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Derici, önümüzdeki hafta içerisinde gerçekleştirilecek olan Sinop Nükleer Güç Santrali (Sinop NGS) tanıtım toplantısı ile ilgili de görüşlerini belirtti. Toplantının adının halka tanıtım toplantısı olmasına rağmen, toplantı yerinin şehir merkezine 9 km uzaklıkta yapılıyor olmasının manidar olduğunu ifade eden Sinop TSO Başkanı Erol Derici, bu toplantının halka tanıtım değil, tanıtmama toplantısı olduğunu söyledi. Derici; “Bu tür Nükleer Projelerde ÇED raporu almadan bir tanıtım toplantısı düzenlenir. Daha sonra Ankara’da ÇED ile ilgili bir toplantı yapılır. Biz bunu geçmişte Termik Santralde yaşamıştık. 

Şehir Merkezinden 9 km uzakta olan Ahmet Muhip Dıranas Uygulama Oteli’nde yapılacak olan Halk Tanıtım Toplantısı’na aracı olmayan vatandaşlarımız nasıl gidecek. İsmi üzerinde ‘Halk Tanıtım Toplantısı’na halk nasıl gidecek. Neden şehir merkezinde değil de 9 km uzaklıkta ve küçük bir salonda yapılıyor bu toplantı anlayabilmiş değiliz.  Atatürk Kapalı Spor Salonunda yapılıp tüm halkımız rahatça katılım sağlayabilseydi daha güzel olurdu.  Benim düşüncem bu Halka Tanıtım Toplantısı değil, Halka Tanıtmama Toplantısıdır. Benim kanaatim bu yönde” dedi. 

BU KORKU NEDEN?
Toplantı için 2 bine yakın güvenlik görevlisinin Sinop’a geleceğinin altını çizen Sinop Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Derici, bu uygulamanın gereksiz olduğunu savundu. Derici, Sinop çok güvenli bir şehir. Biz Sinop’u gittiğimiz her yerde sosyal, kültürel yaşamı çok yüksek, hatta kızlarımız gece yarısı tek başına dışarıda gezebilir diyoruz. Sinop gerçekten de böyle bir yer. Buna bir anlam veremedik” diye konuştu.  

TAMAMEN YALAN VE BALON
Sinop NGS ile ilgili verilen yaklaşık 250 sayfalık bilgilendirme kitapçığını 1 haftadır incelediğini söyleyen Derici, söylenen çoğu şeyin yalan ve balondan ibaret olduğunu gördüklerini belirtti.  
Derici; “Bizlere inşaat aşamasında 10 binin üzerinde çalışan istihdam edileceği ve Sinop’ta konaklama yapılacağı söylenmişti. Oysa inşaat aşamasında ilk olarak 4 daha sonra da 2 olmak üzere toplamda 6 adet santral oraya kurulacak. Uygun kazı malzemesinin değerlendirilmesi amacıyla proje sahasında yaklaşık 2 milyon ton/yıl kapasiteli kırma-eleme tesisi kurulması planlanmaktadır. Ayrıca gerekli durumda civardaki lisanslı taş ocaklarından da malzeme temin edilecektir. 

Ayrıca işçiler kamp sahası, malzeme ve ekipman için geçici depolama sahaları, saha içi ulaşım yolları da inşaat aşamasında proje sahası içerisinde yer alacaktır. Bitkisel toprağın da proje sahası içerisinde depolanması ve peyzaj amaçlı kullanılması öngörülmekte olup, uygun yer bulunamaması halinde, proje sahasına 5 km mesafeye kadar olan bir alanda muhafaza edilecektir. 

Buda demek oluyor ki inşaat sahasından 15 km uzaklıkta olan Sinop’a inşaatla ilgili hiçbir şey gelmeyecek. Oraya kurulacak kamp sahası ve 2 bine yakın çalışmaya gelecek olan kişiler alışverişini gidip Samsun’dan toptancıdan yapacak, Sinop’tan bir şey almayacak. Benim görüp anladığım bu. Yapılacak olan dalgakıran ve keson tipi bir rıhtım yapılacağı belirtiliyor, bunun da bize bir faydası yok. En önemlisi saniyede 81 m3 su alacak 1 tanesi için. Buraya yapılacak olan nükleer santral su soğutmalı olarak yapılacak. Ünite başına saatte 291 bin 600 m3 su alacak sadece 1 ünite için. Yani 1 günde 2 Kızılırmak suyu alıp verecek. Bu detayları bizlere hiç anlatmadılar” dedi.

BALIĞI RÜYAMIZDA BİLE GÖREMEYECEĞİZ
Santral kurulumu sonrasında, çevrede büyük zararlar oluşacağına vurgu yapan Sinop Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Derici, en büyük zararın deniz mahsulleri üzerinde görüleceğini söyledi. Derici; “Bu su içeri alınıp tekrar dışarı verilirken klorlanarak verilecek ve suyu ısıtacak. Bizim en büyük kaygımız bundan deniz mahsullerinin etkilenmesi. Bu sene zaten fazla balık olmamasının nedeni deniz suyunun soğuk olmaması. Bu su alınıp tekrar denize verildikten sonra biz balığı rüyamızda dahi göremeyeceğiz. Ancak rüyamızda görürüz. Bu konuların halka doğru bir şekilde anlatılması gerekiyor. Erfelek Barajının yapılış amacı halk arasında zaten nükleer santral için yapılıyor deniliyordu. Burada saha faaliyetleri ve tesislerin yanı sıra, NGS sahasına Erfelek Barajından gelecek olan su için boru hattı, yol yapım çalışmaları, elektrik iletim hatları diye bir ibare var demek ki Erfelek Barajı ne için yapılmış, bizimle hiç alakası yokmuş. 

SİNOP GÖZDEN ÇIKARILMIŞ
Nükleer santrallerin olası bir kaza ihtimaline karşı nüfusu az olan bölgelere kurulmasının tercih edildiğini söyleyen Sinop Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Derici, bu anlamda Sinop’un gözden çıkarıldığını ifade etti. Derici; “Şuanda Almanya nükleer santrallerini kapatmak istiyor. Tehlike nedeniyle değil ama maliyetinin yüksek olması nedeniyle. Almanya enerji üretiminde güneş enerjisine dönmeye başladı.  Çünkü bitmeyen tek enerji güneş enerjisi, rüzgar enerjisi. Yayımlanan raporda yaklaşık 60 yerde nüfus geçiyor. Sinop’ta nüfus az olduğundan nükleer için burası tercih edilmiş.  Herhangi bir kaza anında birincil derecede etkilenecek alan olarak 30 km’lik bir alan haritalandırılmış. Nüfus olarak Sinop Merkez’in yüzde 97,3’ü, Erfelek’in 93,2’si etkilenecek bu alandan. Yani demek istiyorlar ki birincil etkilenecek alan olarak siz buradan çıkın gidin demek istiyorlar” dedi. 

HALK OYLAMASINA GİDİLSİN
Halkın tamamını ilgilendiren konularda en demokratik çözümün referandum olduğunun altını çizen Sinop Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Derici, nükleer santral konusunda da Sinop halkına sorulması gerektiğini savundu. Derici; “Halkımızın maalesef okuma alışkanlığı yok. Bu konuların ne olduğunu anlamak için okumak gerekiyor ve ona göre kendileri bu konuda karar versinler. Tıpkı Japonya’da yapılan halk oylaması gibi Sinop’ta da herhangi bir tehlikede birincil derecede etkilenecek olan alanda halka sorsunlar, bunu istiyor musunuz, istemiyor musunuz? Demokrasi en iyi çare değil mi? Her zaman bunu söylemiyor muyuz? Cumhurbaşkanlığı oylaması da buna dönüşmedi mi? 1 oy fazla alan seçilecek. Burada da bir oylama yapsınlar çıkan sonucu herkes kabul edecektir. Demokrasi budur” diye konuştu.