Sinop ırkı arıların kaybolması nedeniyle Erfelek ilçesine özgü Kestane balında tehlike çanları çalıyor. Verim 2 yılda yüzde 60 düştü.

Sinop'un ünlü kestane balı üretimi son 2 yılda yaklaşık yüzde 60 oranında düştü. 2013 yılında 12 kilogram olan ortalama verim, 2014 yılında 8 kilogram, 2015 yılında ise 5 kilograma kadar geriledi. Kestane balında ki büyük düşüşün hastalıklara dayanıklı yerli Sinop arı ırkının kaybolması olduğu belirtiliyor.

Konuyla ilgili bilgi veren Erfelek Ziraat Odası Başkanı Ali Koca, kestane balındaki verim düşüklüğünün tehlike sınırlarında olduğunu söyledi. Arıların büyük sıkıntı içinde olduklarını belirten Ali Koca, "Arıcılarımız neredeyse artık arıcılık yapamayacak duruma geldi" dedi.  

Verim 2 yılda yüzde 60 düştü
Sinop'un Erfelek ilçesinde 'kestane meyvesi' üretimi yapılan köylerde yerel arıcıların geçimlerini 'kestane balı' üretimi yaparak sağladıklarına dikkat çeken Ali Koca sözlerini şöyle sürdürdü; "Son 3 yıldır kestane balı üretimin de önemli ölçüde düşüş yaşanmakta. Arıcılar emeklerinin ve masraflarının karşılığını alamadılar. Kovan başı ortalama verim kademeli olarak düştü. Ortalama verim 2013 yılında 12 kilogram - 2014 yılında 8 kilogram, 2015 yılında ise en kötü sezon yaşanarak kovan başı üretimin 5 kilogram civarı olarak gerçekleşti.

Sinop arı ırkının kaybolması en büyük etken
Yaptığımız araştırmalarda ürün kaybının sebebinin en başta 'Yerli arı ırkı' genetik olarak yerel koşullara adapte olmuş her türlü hava şartlarında bal yapabilme kabiliyetine sahip, hastalıklara dayanıklı yerli arı ırkının kaybolması. 

Diğer bir etken hastalık
Başlıca en önemli nedenlerden biri bir başka neden mevsim normallerinin üzerinde yağan yağışların kestane çiçeklerini dökmesi, arıların bal üretimini olumsuz yönde etkilemesi ve gece gündüz sıcaklıklarının bal oluşumuna izin vermemesi başlıca sebepler olarak değerlendirilmekte.  

Uzmanlarla görüştük    
Erfelek Ziraat Odası Başkanlığı olarak bal verim düşüklüğünün nedenlerini araştırmak için uzmanlar ile yapılan görüşmelerde ise; genel tespitlere ek olarak tüm dünyaya yayılmış ve ülkemizi de etkisi altına alan arı sindirim sistemi paraziti Nosema 'serena' hastalığı da ön plana çıktı. Kovanlardaki arıların yaşam sürecini etkileyen bir hastalık olan bu hastalığın kovanlarda yüksek düzeye ulaştığında ergin arıların yaşam sürecini kısaltarak ortalama 21 günden 8 güne kadar düşürüyor. 
Uzmanlar ayrıca; genç arıların arısütü ve balmumu üretimini azaltması, ana arıyı olumsuz etkileyerek yüksek verim kaybına ve ilerleyen dönemlerde kovan kayıplarına sebep olacağını belirtiyor.

Arıcılar bunları kesinlikle yapmalı
Hastalığın kovanlarda gözle görünür belirti göstermediği hastalık tanısının ise laboratuvarlarda yapılabileceği söyleyen uzmanlar, hastalığın bal verim düşüklüğünün sebeplerinden en önemlisi olduğunu, Türkiye genelinde bu sıkıntının büyük ölçüde yaşandığı hastalığın arıcılar tarafından dikkate almasını, gelecek yıllarda aynı verim kayıpları yaşamamak için tahlil yaptırıp kovanlarını tedavi etmeleri gerektiği konusunda uyarıyoruz.
Son yıllarda yaşanan arılardaki performans düşüklüğünün Bal, Polen, Arı sütü ve propolis gibi değerli arı ürünleri kaybı ile sınırlı kalmayıp yalnızca arıcıları ekonomik olarak etkilemesi yanı sıra aynı zamanda arıların meyve, sebze ve diğer bitkilerin tozlaşmasında büyük ölçüde katkı sağladığından çiftçilerin üretimlerini de olumsuz etkilemekte ve genel tarımı tehdit etmektedir.
Bal verim düşüklüğünü fırsata çevirmek isteyen ve sahte bal üreten kişilere karşı bal alacak tüketiciler dikkatli olmalı seçici davranmalı sahtekârlara fırsat verilmemelidir. 

Editör: Vitrin Haber