Sinop Tarihi Cezaevi çevresinin “Sürdürülebilir Alan Yönetimi” planının hazırlanması ve kapasitesinin geliştirilmesinin amaçlandığı projede gelinen nokta ve bundan sonra yapılması planlanan konuların ele alındığı konferansta fikir ayrılığı yaşandı. 
 
Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca yürütülen  "Ortak Kültürel Miras: Türkiye ve AB arasında Diyalog ve Koruma Projesi Uluslararası Konferansı” Sinop Ahmet Muhip Dıranas Uygulama Oteli’nde gerçekleştirilen açılış töreniyle başladı.

Konferansın açılış konuşmasını Kültür ve Turizm Bakanlığı Dış İlişkiler ve AB Koordinasyon Dairesi Başkanı Sedat Gönüllüoğlu gerçekleştirdi. Gönüllüoğlu "Burada yapmaya çalıştığımız şey kültür ve tarihi miras anlamındaki eserleri UNESCO kriterleri çerçevesinde korunmasına çalışmak. Bu korunmaya çalışılan alanlarla birlikte bir kültür ekonomisi oluşturmak. Kültür ekonomisi birleşenleriyle beraber turizmi daha da ileriye götürmeye çalışıyoruz. Sinop'un bu açıdan iyi bir örnek olacağına inanıyorum” dedi.

ERGÜL: “BÖYLE BİR PLANLAMAYI BEN KABUL ETMİYORUM”
 Ardından proje ile ilgili fikir ayrılıkları yaşadıklarını belirten Sinop Belediye Başkanı Baki Ergül "Sinop Cezaevi projesi bizim için çok önemli bir proje. Bizim olmazsa olmazlarımızdan. Onun için Sinop Belediyesi Kültür Bakanlığı işbirliğiyle biz bunun enstrümanları olan alan yönetimi, alan başkanı vesaire bunların hepsini seçtik. Türkiye'de örnek olması için. Bugüne kadar çalışmalarımız devam etti. Bugün gelinen noktada gerçekten ben Sinop Belediye Başkanı olarak, 40 yıllık bir mühendis olarak, Sinop'ta yaşayan bir birey olarak son derece üzgün ve rahatsızım. Biz geçen de valimiz ile birlikte Ankara'da Kültür Bakanımız ile yaptığımız toplantıda Sinop'u masaya yatırdık. Öncelikli konularımızdan bir tanesi ise Sinop Cezaevi projesiydi. Çok geç kaldık, çok uzadı. Hatta bu hibe krediyi alamama gibi bir olay söz konusu olduğunda Sayın Bakanımız krediyi mutlaka en kısa sürede vereceğinin talimatını verdi. Bugün gelinen nokta itibariyle düşünülen projeyi inceledim, planlama raporlarına baktım. Planlamanın ne demek olduğunu bilen birisiyim keza bütün ömrüm ve mesleğim gereği planlama üzerine geçti. Ancak bu nasıl bir planlamadır ki ben memnun olmadım. Ben memnun olmayınca Sinop'un da memnun olması söz konusu değil. Böyle bir planlamayı ben kabul etmiyorum. Bu planlama yapılırken Sinop Belediyesi'yle her zaman teşviki mesaide olunması lazım. Yoksa sizin kendi kafanıza göre yapmış olduğunuz bu çalışmalar Sinop için hiçbir şey ifade etmiyor.  Bizim belediyemizin daha doğrusu Sinop'un 100 binlik, 25 binlik planları var 5 binlik ve binlik planları var. Bunların hiçbir tanesi kale alınmamış. Kusura bakmayın yani birisi çıkmış arkadaşımız, örnek vereceğim; vilayetten denize doğru inen caddede belediye binasının üzerine çarpı konmuş evet güzel etrafındaki diğer binalar kalmış. Kale dibinde benim yıkmak için ilk önce yıkacağım yapılardan bir tanesi olan yapılar aynen korunmuş. Bunu sordunuz mu belediyeye, belediyenin planlarına baktınız mı? Böyle şey olmaz. Diğer taraftan sayın valimizle kararımız valilik binasını Sinop'un dışına taşıyalım.  Yer bulduk imar planı yapıldı. Bu kalan yapıyı ise üstünü geniş bir meydan yapalım, altını otopark yapalım. Hem Sinop'a bir meydan kazandıralım hem de otopark konusuna çözüm getirelim gibi bir projemiz var. Fakat bu planlara baktığımızda bu alınan müzenin genişleme alanı olarak yapılmış. Böyle bir şey olabilir mi? Bu örnekler gibi daha çok bizim projelerimizle alakasız projeler var. Buda şunu beraberinde getiriyor: Belediyeyle teşviki mesaide bulunmamışsınız. Belediyenin düşüncelerini, belediyenin planlarının hiçbir tanesini önemsememişsiniz. Planlama tamam bir takım hayallerden hareket ederek yapılan bir şeydir bunları kabul ediyorum ben ama birazcık ta bunların gerçekle ilintili olması lazım. Sinop Belediye Başkanı olarak bu planlamaları ben kabul etmiyorum. Son olarak şunu rica ediyorum:  Bırakın Sinop'u biz hallederiz. Siz cezaeviyle ilgili olan birimleri, tarihle ilgili olan birimleri yapın, gerisini bize bırakın. Sinop Belediyesi'nin kabullenmediği bir şeyi Sinop'un kabullenmesi mümkün değil. Bu sebeple bu çalışmalar süreciyle Sinop Belediyesi'yle teşviki mesai halinde olmanız gerekiyor" diye konuştu.

VALİ ÇETİNKAYA: “BAŞKAN BEYİN İLETTİĞİ KONULARA SONUNA KADAR KATILIYORUM”
Ergül’ün konuşmalarını destekleyen Sinop Valisi Yasemin Özata Çetinkaya ise şunları söyledi: "Ben Sinop'ta göreve başlayalı 1 yıl oldu. Bir yıl öncesinde bu projeyle ilgili yapılan toplantıdaki konuşmada; proje ile ilgili çok uzun zamandır devam eden çalışmalar var ama ben kendimi şanslı hissediyorum. Projenin artık sonuna ben yetiştim. Bundan sonra elle tutulur, gözle görülür aşamalara gelinmiş. Şimdiye kadar hep konuşulan, söylenen temenni ve çalışmaların artık gözle görülür elle tutulur şekildeki uygulamasına ben yetiştim demiştim. Bunun üzerinden 1 yıl geçti. Biz hala maalesef benim o umut ettiğim şeyi göremedik. Tabii ki AB projelerindeki süreci biz de artık biliyoruz. Çok kolay bir süreç değil. Bir tarafında Avrupa Birliği var, bir tarafından ülkemiz var, bir tarafında uygulanması gereken prosedürler var. Maalesef Sinop'la ilgili bununda ötesinde, zaten doğasından kaynaklanan bu uzun sürecin ötesinde yaşanan bazı talihsizliklerde var. Başkan beyin ilettiği konulara 1 yıldır Sinop'ta yaşayan ve projeye dahil olan birisi olarak sonuna kadar katılıyorum. Çünkü 1 yıldır bende bu işin içindeyim benden önce çok uzun süre olmasına rağmen bende bu süreç içinde gördüm ki maalesef yerelden bu projeyi sahiplenecek kişilerden kopuk birtakım çalışmalar sonucu ortaya çıkan ürün kabul edilebilecek düzeyde bir ürün olmadı. AB'nin bu konudaki tecrübeleri tartışılmaz o konuda hemfikiriz. Bugün gelinen noktada çok yerelle irtibat anlamında yaşanan sıkıntılardan kaynaklı ortaya çıkan ürünün uygulanabilir olduğunu düşünmüyorum. Neticede burada verilmiş bir emek, harcanmış bir para var. Başkan beyinde değil gibi burası sıfırdan kurulan bir şehir değil, burası kadim bir şehir. 7 bin yıllık tarihi olan bir şehir. Biz hala bu 7 binlik tarihi olan medeniyetin üzerinde yaşıyoruz. Tarihimiz kadar devam ettirmemiz gereken mevcut yaşamımızda var. Dolayısıyla o tarihle bu 40-50 bin nüfusluk kişinin yaşadığı bir mekanı daha güzel bağdaştıracak bir plan yapılabilirdi. Bunları hiçe sayarak sıfırdan kurulan bir şehir gibi yerelle görüşmeden planlama yapılarak bunlar bizim size tavsiyelerimizdir diye ortaya sunulması çokta doğru olmadı. Ben yıl boyunca yetkililerle görüştüm. Görüşmelerde çok verimli geçmedi. Türkiye'nin, Sinop'un içinde bulunduğu durumla ilgili çok vakıf olmayan kişilerle görüştük. Biz ne kadar anlatmaya çalışsak da, anlattığımızın ne kadar anlaşıldığını plan ortaya çıkınca gördük. Belli ki anlaşılmamış. Bu konuda çok titiz davranılmadı. Neticede bu AB kaynağı da olsa Türkiye'nin kaynağı da olsa bir milli servettir, emek bir insan emeğidir. İş prosedür olarak yerine getirildi, biz görevlerimizi yerine getirdik. İnşallah proje bir şekilde sonlandırılır. Bizim bu projeler içinde tek istediğimiz cezaevi projesinin en kısa zamanda tamamlanarak hizmete açılmasıdır.”

Konferans 15 -18 Mart tarihleri arasında 4 gün boyunca devam edecek.

İHA

Editör: Vitrin Haber