Ev tarhanasının hazırlanıp kurutulması için en uygun zaman olan Ağustos ayında, özellikle köylerde ev hanımları tarafından kışın tüketilmek üzere tarhana hazırlığı yapılıyor. Ayancık ilçesinin köylerinde daha da yaygın olan tarhana kültürü, nesilden nesle aktarılıyor. Mayalanma süresi sonunda özellikle ağustos ayında gölgede kurutularak öğütülen tarhana kolay sindirilen ve her an pişirmeye hazır bir besin olarak tüketiliyor. Bu arada büyük bir bölümü yoğurttan oluşan ve oldukça besleyici olan tarhana, kuru toz şeklinde olduğu için de uzun süre saklanabiliyor. Yüksek besin değeri nedeniyle Selçuklu ve Osmanlı ordusundaki askerlerin beslenmesinde sıkça kullanılan ve hala da toplu beslenmenin yapıldığı yerlerde yaygın olarak tüketilen tarhana, özellikle Sinop ve çevresinde kış günlerinin vazgeçilmez bir gıda maddesi olarak kullanılıyor.

DAR HANEDEN TARHANAYA
Tarih boyunca Türk mutfağının tanınmış en önemli yiyeceklerinden biri olan ve sabah kahvaltıları dahil her öğün tüketilebilen tarhananın kökeninin Orta Asya'dan gelen Türklere dayandığını belirten tarihçiler ise, eski Türklerin her türlü yiyeceği kurutarak saklamaya çalıştığını ve yoğurdun saklanması için de tarhana çorbasını bulduklarını belirtiyor. Bu arada bazı tarihçilere göre tarhananın öyküsünü ise şöyle anlatıyor: "Vaktiyle bir hükümdar, bir fakir evine misafir olur. Kendisine ikram edilen çorbayı çok sevip, ev sahiplerine övgüde bulunarak 'bu ne çorbası' diye sorduğunda, çorbayı hazırlayan bayan 'dar hane çorbasıdır, kusurumuza lütfen bakmayın' şeklinde yanıt verir. Daha sonra bu darhane kelimesinin tarih süreci içerisinde değişerek tarhana olduğu tahmin ediliyor."

 
Editör: Vitrin Haber