Siyasi parti, sendikalar, meslek örgütleri ve sivil toplum örgütlerinden oluşan 21 kurumun dahil olduğu “Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği” Başkanlık Sistemi teklifine karşı bir basın açıklaması yaptı. Uğur Mumcu meydanında gerçekleştirilen basın açıklamasında başkanlık sistemi teklifine “Hayır” denilmesi çağrısında bulunuldu. Meydanda toplanan grup adına açıklama yapan Sinop KESK Dönem Sözcüsü Erkan Kabal, Cumhurbaşkanlığı sistemi adı altında anayasal yeni bir rejimin oluşturulmaya çalışıldığını söyledi. Kabal; “Mümkün olan en geniş tartışma, istişare, uzlaşı ve mutabakata dayanmayan, ülkenin süreğen sorunlarına çözüm üretmeyen ve demokratik değişim taleplerine cevap vermeyen anayasalar bir toplumsal sözleşme karakteri taşımazlar.”Genel kabul gören bu anlayış yerine AKP-MHP yönetimlerinin dayatması ile fiilen uygulanan başkanlık, Cumhurbaşkanlığı sistemi adı altında anayasal yeni bir rejim haline getirilmek istenmektedir” dedi. 

TÜRKİYE’DE ANAYASA YAPIM KOŞULLARI VE ORTAMI YOKTUR
Mevcut Türkiye şartlarında, ülkede yeni bir anayasa yapma koşul ve ortamının bulunmadığını iddia eden Sinop KESK Dönem Sözcüsü Erkan Kabal, parti farkı gözetmeksizin tüm milletvekillerine anayasa değişikliği teklifine hayır demeleri çağrısında bulundu. Kabal; “Siyasal ve toplumsal muhalefetin, İfade, basın ve toplanma özgürlüklerinin OHAL rejimi altında ağır baskı altına alındığı, Can ve mal güvenliğinin kalmadığı, Milletvekillerinin ve belediye başkanlarının hapsedildiği, İçeride ve dışarıda savaşın sürdürüldüğü, Cezaevlerinin dolup taştığı, ülkenin tamamının bir yarı-açık cezaevine çevrildiği, Sendikal hak ve özgürlüklerin, çalışma hakkının OHAL-KHK’leriyle ortadan kaldırıldığı, Üniversitelerin, üniversite olmaktan çıkarıldığı, akademisyenlere cadı avı uygulandığı, Şiddetin, tacizin, tecavüzün alabildiğine meşrulaştırıldığı bir dönemde, neresinden bakılırsa bakılsın, Türkiye’de anayasa yapım koşulları ve ortamı yoktur. Bu, parlamentoya sunulan anayasa değişikliği teklifini baştan gayri meşru kılmaktadır. Bu gayri meşru ve dayatmacı teklifi “geri çekin” Parti farkı gözetmeksizin milletvekillerine çağrımızdır: Bu gayri meşruluğa “hayır” deyin! Türkiye’nin gerçek ihtiyacı inkar edilen ve ötekileştirilen toplum kesimlerinin kimlik, kültür ve yönetime katılma hakları başta olmak üzere köklü bir demokratikleşme ve iç barışı sağlayacak bir anayasadır. Mevcut teklif bu ihtiyaçla taban tabana zıttır. Ülkeye bir “deli gömleği” giydirme, mevcut OHAL, KHK’lar rejimini ve savaşı süreklileştirme teklifidir” diye konuştu. 

BU, BİR PARLAMENTONUN KENDİ ÖLÜM FERMANINA KENDİ OYUYLA OLUR VERMESİDİR

Mevcut anayasa teklifinin kabulünün, parlamentonun kendi ölüm fermanına kendi oyuyla olur vermesi anlamına geldiğini ifade eden Sinop KESK Dönem Sözcüsü Erkan Kabal, Türkiye’nin yüzyılı aşan demokratik birikimini ve mevcut değişim taleplerini yok sayan, tek adam yönetimini ülkeyi ileriye değil geriye taşıyacağını söyledi. Kabal açıklamasını şu sözlerle sürdürdü; “Teklifi 330’la onaylar ve referandumun önünü açarsanız şayet: Bu, bir parlamentonun kendi ölüm fermanına kendi oyuyla olur vermesinin, kuvvetler ayrılığının yok edilmesinin, denetlenemeyen bir yürütmeyi başına buyruk haline getirmesinin  tarihteki ender ve ibretlik örneklerinden biri olur. Milletvekillerine çağrımızdır, Bu ibretlik durumun suç ortağı olmak istemiyorsanız, teklifin geri çekilmesi için baskı yapın, olmuyorsa, “hayır” deyin. Mevcut teklif özünde, Türkiye’nin yüzyılı aşan demokratik birikimini ve mevcut değişim taleplerini yok sayan, bir tek adam yönetimi teklifidir. Türkiye geriye değil, ileriye bakmalıdır. Teklif geri çekilmelidir; olmuyorsa parlamentoda hayır oyu kullanmak, ülkeyi bir badireden geri döndürmek demektir. Teklif tek bir kişiye mutlak bir iktidar bahşetmekte, onu totaliter, otoriter, keyfi ve yekpare bir rejimin kişiselleşmiş ifadesi kılmaktadır. Bunun literatürdeki adı bellidir: Faşizm… Faşizm Türkiye’nin “beka”sı veya beka diye takdim edilen felaketi olamaz. Faşist bir rejim teklifini “beka” gibi kisvelere büründürmeden geri çekin. Milletvekillerine çağrımızdır: Adınız yüz kızartıcı biçimde faşizme “evet” oyuyla anılmasın. Bizler, henüz parlamentoda görüşme aşamasından bu uğursuz teklifin OHAL şartlarında bir referanduma gerek kalmaksızın geri çekilmesini; hükümet ve saray dayatmasını sürdürürse milletvekillerinin oyuyla reddedilmesini sağlamayı amaçlıyoruz. “Hayır deyin”! “Geri çekin”! Çağrımız buna yöneliktir. Türkiye kendi demokrasi tarihine ve birikimine sırtını dönemez. Çoktandır tarihe gömülmüş bir mutlakiyet rejiminin yeni bir versiyonu olan otokrasiye, “yüzyıllık parantezi kapatma” demagojileri eşliğinde evet diyemez. Halkın beraberliğini ve ülkenin bütünlüğünü tehlikeye atamaz. Faşizme karşı; Biz; emek ve demokrasi güçleri olarak, işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, bütün ezilenler ve ötekiler olarak, demokrasi, hak ve özgürlükler, eşitlik ve barış mücadelesi vermeye devam edeceğiz. Faşizmin yerli bir çeşitlemesine geçit verilemez. Bu dayatma mutlaka püskürtülecek.“Hayır deyin”! “Geri çekin”
 
Editör: Vitrin Haber