15  Temmuz darbe girişimi  sonrasında ilan edilen OHAL ve ardından çıkarılan KHK’larla birlikte hukukun en temel ilkelerinin ayaklar altına alındığını söyleyen Eğitim-Sen Sinop Şube Başkanı Hakan Eker, KHK’lar kapsamında gerçekleştirilen ihraçlarda da hukukun hiçe sayıldığını ifade etti. Eker; “Özellikle Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde yaşanan kitlesel ihraçlar, örgütlü mücadelemize yönelik olarak başlatılan hukuk dışı uygulamalar, yüksek yargı ve AİHM kararları ile uluslararası sözleşmelere rağmen en temel sendikal faaliyetlerin zorlama yorumlarla suç kapsamına alınmaya çalışılması söz konusudur. 

Çerçevesi Anayasa, yasalar ve uluslararası sözleşmelerle çizilmiş bulunan sendikal eylem ve faaliyetler ile sosyal medya paylaşımları, sırf hükümet politikalarına ters düştüğü için soruşturma konusu yapılamaz. Sendikal eylemlerin siyasi baskı ve yönlendirmelerle suç kapsamına alınmak istenmesi, gücünü yasalardan alması gerekenlerin hukuku ayaklar altına alarak göz göre göre suç işlemesi anlamına gelmektedir.
MEB bürokratları görevlerini yerine getirirken Anayasaya, yasalara, ulusal ve uluslararası yargı kararlarına, Türkiye’nin altına imza attığı ILO sözleşmelerine uymak, adımlarını hukuk ilkeleri çerçevesinde atmak zorundadır. 
Ancak özellikle 15 Temmuz sonrasında yaşanan ihraçlar, açığa almalar, soruşturma ve sürgünler konusunda hukukun en temel ilkeleri çiğnenerek hareket edilmesi doğru değildir. Yetkilileri bir kez daha hukuka ve yargı kararlarına saygılı olmaya davet ediyoruz” dedi. 

BASIN, BASKI ALTINDAIR
Yaşanan sürecin bir sonucu olarak Türkiye’de basının hiç olmadığı kadar baskı altında olduğunu belirten Eğitim-Sen Sinop Şube Başkanı Hakan Eker, bu yanlıştan da dönülmesini istediklerini söyledi. Eker; “Siyasal, hukuksal ve ekonomik baskılar nedeniyle Türkiye’de basın kuruluşları hiçbir dönem olmadığı kadar baskı altına alınmış durumdadır. Ancak özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sürecinde yazılı ve görsel basının büyük bölümü yayın politikasını iktidara göre belirlemeye başlamıştır. Medyanın büyük bölümü haber ve yorumlarını iktidara göre belirlemekte, özellikle kamu emekçileri ile ilgili gelişmeleri aktarırken özellikle objektiflik ilkesinin göz ardı edilmesi dikkat çekicidir. 
15 Temmuz sonrasında ihraç edilen kamu emekçileri, akademisyenler ve onları temsil eden sendikaların mücadelelerini yok saymak ya da görmezden gelmek basın meslek ilkeleri ile bağdaşmamaktadır. 
Kitle iletişim araçlarının, halkı ya da kamuyu ilgilendiren her türlü bilgi, belge ve tartışmayı gerçekte olduğu gibi iletme görevi bulunduğu bilinmektedir. Kamunun objektif ve doğru bir şekilde aydınlatılması, halkın gerçekleri öğrenmesi açısından basın kuruluşlarının yayın politikalarının özellikle iktidardan bağımsız ve özgür olarak hareket etmeleri önemlidir. 
Bu bağlamda, Basın Meslek Kuruluşlarının, ekranlarını ve sayfalarını emekçilere, özellikle 15 Temmuz sonrasında ciddi hak ihlallerine uğrayan kesimlere açmasını talep ediyoruz” diye konuştu. 
 
Editör: Vitrin Haber