Sinop'ta, Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle 2010 yılında başlayan Balatlar Kilisesi kazıları devam ediyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi ve Balatlar Kilisesi Kazı Başkanı Prof. Dr. Gülgün Köroğlu koordinesinde kalabalık bir çalışma gurubu tarafından 8 yıldan bu yana devam eden kazılarda Helenistik ve Roma dönemlerine ait olduğu tahmin edilen çok sayıda eser bulundu.

azı alanında incelemelerde bulunan Sinop Valisi Hasan İpek çalışmalarda gelinen son durum hakkında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi ve Balatlar Kilisesi Kazı Başkanı Prof. Dr. Gülgün Köroğlu’dan bilgiler aldı. AK Parti İstanbul Milletvekili Şirin Ünal, AK Parti İl Başkanı Ali Çöpcü, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Fatih Özçelik’in de katıldığı inceleme gezisinde açıklamalarda bulunan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi ve Balatlar Kilisesi Kazı Başkanı Prof. Dr. Gülgün Köroğlu, 8 yıllık çalışma neticesinde tarihsel süreçle ilgili önemli bilgilere ulaştıklarını söyledi.

Köroğlu; “Sinop’a ilk olarak 2009 yılında İl Kültür Müdürlüğü’nün davetlisi olarak geldim. Daha sonra 2010 yılında kazı çalışmalarımız başladı. Sinop’un hem doğal güzelliği hem de kentin güzelliği hem de bu kazı alanının bakir olması ilgimi çekti. Daha sonra kalabalık bir ekiple çalışmalarımıza başladık. Çalışmalarımızda 8. Yılımızın sonuna geldik. Bu çalışmalarımızın nihayetinde yapıyı büyük ölçüde ortaya çıkarmaya başladık” dedi. 

BÖLGENİN TARİHİ ERKEN HELENİSTİK DÖNEME UZANIYOR

Yapılan kazı çalışmalarında pek çok dönemden izlere rastladıklarını ifade eden Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi ve Balatlar Kilisesi Kazı Başkanı Prof. Dr. Gülgün Köroğlu, bulgularına rastladıkları en uç dönemin erken Helenistik dönem olduğunu belirtti. Köroğlu; “Çalışmalarımızın en başında açıkta bulunan duvarlar Roma dönemine aitti. Fakat çalışmalarımız derinleştikçe yapının tarihinin çok daha eskilere gittiği anlaşıldı. Burasının tarihi araştırmalarımıza göre erken Helenistik döneme kadar gidiyor. Daha sonra erken Roma döneminde de bu alan kullanılmış. Ancak görünen mevcut yapı geç Roma dönemi denilen 2. Yüzyıldan sonrasına ait bir hamam kompleksi. Bu kompleks iki yüzyıl kadar hizmet veriyor” diye konuştu. 

BEŞİNCİ YÜZYILIN ÖNEMLİ BİR HAC MERKEZİ OLDU
Araştırma yapılan bölgenin beşinci yüzyıl başlarında kilise ve manastıra çevrildiğini kaydeden Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi ve Balatlar Kilisesi Kazı Başkanı Prof. Dr. Gülgün Köroğlu, ilerleyen dönemlerde bölgenin önemli bir hac merkezi halini aldığını söyledi. Köroğlu; “Burası beşinci yüzyıl başlarında Hıristiyanlık serbest bırakılınca dönemin Bizans imparatorları tarafından kilise ve manastıra çevriliyor. Sonrasında burası çok önemli bir hac merkezi oluyor. Sinop’un yerel bir azizi var, aziz Fokas. Denizci ve tarım bahçıvanlarının azizi. Değişik kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre buraya muhtemelen aziz Fokas’a ait ya da baş melek Mikail’e ait veya Meryem anaya adanmış bir kilise yapılıyor. Burasının bir başka özelliği de, kentin içindeki en önemli yapı olması. Aynı zamanda bu bölge mezarlık alanı. Bu yıl ortaya çıkarttığımız mezar odaları, döşeme mozaikleri kişilerinin hatırasına yapılmış adak yazıtları taşıyorlar. Bu yazıtlar o dönemlerde burada Sinop’un önemli ailelerinin gömüldüğüne işaret ediyor. Günümüzde camilere halı kilim bağışlanıyorsa, onlar da buradaki yapıya döşeme mozaikleri bağışlamışlar. İsimlerini yazdırmışlar, unvanlarını yazdırmışlar ve Hıristiyan inancı ile ilgili sembolik tasvirler yaptırmışlar” dedi. 

SİNOP’UN 2 BİN 3 YÜZ YILLIK BİR TARİHİ GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR
Geniş kapsamlı olarak yürütülen çalışmalarda Sinop’un 2 bin 3 yüz yıllık tarihinin gün yüzüne çıktığının altını çizen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi ve Balatlar Kilisesi Kazı Başkanı Prof. Dr. Gülgün Köroğlu, pek çok tarihi kalıntıyı barındıran alanın Sinop için oldukça önemli bir merkez olduğunu söyledi. Köroğlu; “Araştırmalarımıza göre yedinci yüzyıl sonuna kadar burada başka bir kilise var. Sonrasında bir ara boşluk dönemi var. Selçuklu dönemine yani 13. Yüzyıla kadar olan dönemde nasıl kullanıldığını pek bilemiyoruz. Ancak 13. Yüzyıldan sonra Selçuklu iç kaleyi onarırken yapının bir bölümü yıkılmış. Buradaki büyük taşlar kale onarımında kullanılmış ve geri kalan bölüm yine Rum Ortodoks cemaate bırakılmış. Osmanlı dönemi boyunca da yine bu alan manastır olarak kullanılmış. 18. Yüzyılda yapıda yine büyük bir kullanım var. Başka bir manastırın izleri var. O manastır ile ilgili de din adamları piskoposlara ait mezarlar da bulduk. Yine aynı döneme ait yerel halk mezarları da bulduk. Aynı zamanda geniş bir alana yayıldığı için büyük sarnıçları, büyük depoları var. Bu nedenle içinde hem cam atölyesi hem de seramik atölyesi mevcut. Ama bu zamana kadar ele geçen buluntular içinde bu yıl ortaya çıkan mozaiklerin, mezar odalarının çok önemli bir yeri var. Kazı alanı bize çok zengin buluntular veriyor. Burada Sinop’un uzun geçmişine, tarihi geçmişine ışık tutan kesintisiz bir yapılanma görünüyor. Biz burada yaklaşık olarak 2 bin 3 yüz yıllık bir tarihi görmekteyiz. Yaklaşık 20 dönümlük bir alan içerisinde çalışıyoruz ve daha bu yapı kompleksinin bütününü ortaya çıkarabilmiş değiliz. Kamulaştırmalar ardı ardına oluyor ama yine de üzerinde başka binalar var, başka yapı kalıntıları var” diye konuştu.

PONTUS KRALI MİTHRİDATES’İN SARAYINA AİT OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ KALINTILARINA RASTLADIK
Yürütülen çalışmalarda ele geçen en önemli buluntulardan bir tanesinin de Sinop’u başkent yapmış olan Pontus kralı Mithridates’in sarayına ait olabileceğini düşündükleri kalıntılar olduğunu söyleyen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi ve Balatlar Kilisesi Kazı Başkanı Prof. Dr. Gülgün Köroğlu, bu düşüncenin kuvvetli bir ihtimal olduğunu belirtti. Köroğlu; “Buraya neden balatlar kilisesi denildiğine gelecek olursak şunları söyleyebiliriz. Latince Palation diye bir kelime var. Bu kelime saray anlamına geliyor. Halk arasında bir inanış var. Burasının Sinop’u başkent yapmış olan Pontus kralı Mithridates’in sarayı olduğuna inanıyorlar. Bu inanış oldukça yaygın. Bu düşüncenin doğru olması da muhtemeldir. Çünkü müze tarafından yapılan arkeolojik kazılarda çok kaliteli geç Helenistik dönem mozaikleri çıkartıldı. Arkeolojik kazıların yapıldığı alan buraya çok yakın. Nitekim biz de burada geç Helenistik döneme inen duvar kalıntıları buluyoruz. Yani her mitolojik hikayenin içinde aslında bir gerçeklik payı vardır. İşte orada kullanılan ve saray anlamına gelen Palation kelimesi sonralarda Balat’a dönüşmüş. Benim şahsi görüşüm burasının geç Helenistik dönemin sarayı olması muhtemeledir” dedi. 
Editör: Vitrin Haber