Eski bir liman kenti olan Sinop'ta, yüzyıllar önce kent ekonomisine büyük katkı sağladığı ifade edilen zeytin ağaçları yapılaşma ile yok olmaya yüz tutarken, ferdi olarak yapılan girişimlerle sektörün tekrar hayat bulması için çeşitli çalışmalar yürütülüyor.

Bunlardan biri de Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emin Kuru tarafından gerçekleştirildi. Gerze ilçesine bağlı Çırnık köyündeki ilk denemesini Vitrinhaber ile paylaşan Emin Kuru, ilk denemede geleneksel yöntemle sofralık zeytin üretimini başardı. 

EGE BÖLGESİNDEN KARADENİZ’E GELENEKSEL SOFRALIK ZEYTİN ÜRETME TRANSFERİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK
Uzun çalışmalar neticesinde Ege Bölgesinden Karadeniz’e geleneksel sofralık zeytin üretme transferini gerçekleştirdiğini belirten Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emin Kuru, geçmişinde zeytin ağaçları ile dolu olan Sinop’ta geçmişte olduğu gibi günümüzde de zeytin üretiminin artırılabileceğini ifade etti. Kuru; “Ege Bölgesinden Karadeniz’e geleneksel sofralık zeytin üretme transferini nihayet gerçekleştirdim. Sinop’un deniz gören her ilçesinde yetişebilen zeytin ağaçları, geçmiş yıllarda da kesilerek bu günlere gelindi. Sinop’un Ada kısmı, Gerze’nin önemli bir kısmı zeytinlik idi. Bu ağaçların yerinde şimdi binalar var, ya da Tarım Bakanlığının teşvik ettiği endemik olmayan kivi meyveleri var. 

Kuran’da geçen, her şeyi şifa ve ekonomik değeri çok yüksek olan zeytini 2 yıl önce çiftliğimde bin ağaç olarak dikmeye karar verdim. Ege bölgesinin tüm zeytin üreten illeri ve köylerini gezerek geleneksel sofralık zeytin üretimini yerinde inceledim. Öğrendiğim bu anlayışı modernize ederek çiftliğimde fiziki ortamını oluşturdum” dedi. 

ZEYTİNLER HİÇBİR KATKI MADDESİ KULLANILMADAN ÜRETİLDİ
Deneme amaçlı ürettiği 10 tonluk zeytinlerin başarılı bir şekilde yetiştiğini ifade eden Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emin Kuru, kendi çiftliğinde ürettiği zeytinlerde hiçbir katkı maddesi bulunmadığının altını çizdi. Kuru; “Mart'ın 15'inde Aydın Çine Soğukoluk köyünden aldığım organik üretilmiş zeytini, çiftliğimde kuyuladım. 6 aydır kuyuda duran salamura zeytine 6 defa kuru baskı yaptım. Zeytini bu gün kuyudan çıkardım. Bol su ile yıkattırdım. Dursun ustanın tabiri ile 'İpek gibi' oldu. Hiç katkı maddesi kullanmadım. Çankırı’dan aldığım kaya tuzu ve çivi kullanmadan donattığım zeytin kuyusundaki ak meşe ve kestane ağacı ile keten kilim, zeytine nefis bir aroma verdi. 

Çocukluğumda yediğim zeytinin lezzetini yakaladım ve çok mutlu oldum. 10 tonluk ilk deneme üretimim olan geleneksel yöntemle sofralık zeytin üretimim çok başarılı oldu. Görüldüğü gibi 5 aileye iş imkanı sunduk. Halkımız da sağlıklı katkısız zeytin yeme imkanını yakaladı. Türkiye geleneksel üretim ve el sanatlarını yarım otomasyon İle tasarlatarak hibe destekler vererek Köyleri canlı hale getirebilir. Yatırım üretim istihdam Yeni bir anlayışı hayata geçebilir. Bu bir model uygulamadır yapmak isteyen hemşehrilerime bilgi desteği verebilirim. Organik sofralık zeytinleri çiftliğimden veya bayilik vasıtası ile satışa sunulacaktır. Sağlıklı beslenmek isteyen sayfa dostlarımın ilgisine sunuyorum” diye konuştu.