Tarkan ve Kara Murat mecmualarının çıkmasını sabırsızlıkla beklerdim. Televizyonun çeşitlenmediği o dönemde yeni maceralara yol açmanın en kestirme yollarından birisi çizgi roman okumaktı. Ve ilkokul çağlarımda bulunduğum o dönemlerde yani 80 li yılların ortalarında gazete bayisinden aldığım mecmualar bende büyük bir tutkuydu. Red Kit'in maceraları ardından Tommiks, Teksas, Ten Ten, Kızıl Maske gibi kahramanların serüvenlerini okumak müthiş keyif verirdi. Bambaşka dünyaların gizemli kapılarını aralar, hayal dünyalarında bir seyyah gibi dolanırdım. Gazeteler ise dünyayla iletişimimizde en önemli araçlardan birisiydi ve spor sayfasından, haberlerine, çizgi bantlardan bulmacalarına her köşesini büyük bir zevk ve merakla okurdum.

Liseli yıllarımda ansiklopediler ve  gazeteler vazgeçilmezimizdi. Köşe yazılarını takip etmek, haberleri okumak, yatılı okulda önemli bir bilgi açlığını doyurmaya yardımcı oluyordu. Büyükşehirde olmam dolayısıyla gözleme dayalı olarak ülkemizi takip etmem cabası idi. Üniversite yıllarımızda ise internetle tanıştık. O yıllarda çok az Türkçe bilgi kaynağı içeren internet; dünyanın oluşumundan bu tarafa ürettiği bilginin depolandığı en ana alan haline çok kısa zamanda dönüştü. İnternet erişimi klasik basının önündeki çok açmazı bir çırpıda kaldırmış ve kısa süre içerisinde bilginin evrenselleşmesini sağlayan bir çağa hep birlikte adım atılmıştı.

Gazeteler internete taşınmışken ve kullanıcılar interaktif olarak geleneksel basının aksine anında haberlere, yazılara yorum ve görüşleriyle yön verebilirken sosyal medya tabir edilen bir döneme girdik. Sosyal medya döneminde insanlar bilgi almak yada görüşlerini paylaşmak için gazete ve internet sitelerine ihtiyaç duymaz olmuş bu sayede herkes kendi açtığı profilinde ciddi sayıda insan kitlesine görüş ve düşüncelerini, eylemlerini kısa zamanda aktarabilir hale geldi.

Zamanın geldiği noktayı göremezsek, kendimizi yenilemez ve eskide ısrar edersek zamanının ruhunu yakalayamamış oluruz ki aşırı rekabetçi bu dünya içerisinde çok kısa zamanda kaybolmamız olasıdır. Bu dönemin en önemli özelliklerinden  birisi ise artık herkesin ve herşeyin şeffafça kamuyla paylaşıldığı bir dönem olması hasebiyle dürüst olmayanın, özü sözü bir olmayanın ayakta kalma şansının olmadığı bir döneme girdik. Artık söylediklerimiz kadar söylediklerimizi kendimizin ne kadar içselleştirdiği de çok önemlidir. İnsanlara güzel öğütler verirken, akıl verirken kendi davranışlarımızda bunu sergilemiyorsak herkes bunu görecek ve nesli tükenen türler gibi yok olacağız. Bu devir özü sözü bir olmayı isteme,talep etme değil özü sözü bir olma devridir. Önümüzde yaşanan süreçte hızlı bir şekilde şeffaflaşma ve dürüstleşme çizgisine girilecek. Ağızdan çıkan her sözün, yazılan her satırın, yapılan her beğeninin kayıt altına alındığı bu dönemde doğru, dürüst, erdemli insan sayısı dünya tarihinde olmadığı kadar artacaktır. Kendini yeni sisteme adapte edemeyenlerin yokoluşlarını hep beraber izliyoruz.

Yaşananların paylaşılması için önemli bir araç olan basın insanların kişisel ve toplumsal gelişimi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Ancak bu etki manipülasyon yapma etkisi değildir. Nitekim basının manipülasyon yapmaya çalıştığı hiç bir konu toplumda beklenen karşılığı bulmamakta, basın kullanılarak yapılmaya çalışılan toplum mühendisliği planları gerçekleştirilemeden yada başarısızlıkla raflara kaldırılmaktadır. Günümüzün modern insanı bilgiyi aldıktan sonra olduğu gibi kabul etmemekte, bir çok karmaşık analiz süreçlerinden geçirerek değerlendirmekte ve yapılan manipülsayona alet olmamaktadır. Dürüstlük çağında manipülasyonların tutmadığını görüyoruz. Gelişen insan beyni ve algısı, bilginin evrensel ve neredeyse ücretsiz en ücra her yere ulaşması neticesinde dünya tarihinde hiç bir zaman olmadığı kadar bilginin çoğaldığını ve tüm bireylere eşite yakın bir şekilde dağıtıldığını görüyoruz.

Klasik ve modern basın kanalları doğru bilgiyi, manipülasyon amacı taşımayan yorumu okuyucuya ulaştırdıkça, onlara değer verdikçe itibar görmeye devam edecektir. Aksi takdirde geçmişi ne kadar köklü olursa olsun saman alevi gibi sönmeye mahkum kalacaktır.