Dünya'daki Terör Gerçeği ve Avrupa'nın Tutumu...


7 Ocak 2015 tarihinde Fransa'da yayın yapan Charlie Hebdo siyasi hiciv dergisine yüzleri maskeli, silahlı 3 kişi tarafından saldırı düzenlenmiş, 12 kişi öldürülmüş ve 11 kişi yaralanmıştı. Ölen 12 kişinin 2'si polis olmak üzere Charlie Hebdo dergi çalışanlarından oluşuyordu.
Görgü tanıklarının ifadelerine göre saldırganların saldırıyı gerçekleştirip kaçarken "Allahü Ekber" naraları attıkları belirtildi.
Tüm bu olanların sebebi olarak derginin Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v) Efendimizi aşağılayan karikatürler yayımlaması gösteriliyor ve Avrupa'daki İslamofobi düşmanlığını körüklenmeye yönelik çeşitli açıklamalar yapılıyordu.

CIA'in emekli temsilcisi Michael J. Morell, saldırının asıl sebebi olarak "Tamamen açık, Peygamber Muhammed'e hicivli yaklaşan medya organizasyonunu kapatmayı denediler." fikrini öne sürüyordu.
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande saldırının gerçekleştiği yerde medya çalışanlarına "bu hiç şüphesiz terörist bir saldırı" İslamla ve müslümanlarla bir ilgisi yoktur açıklamasında bulundu. 

Katolik dünyasının ruhanî lideri Papa Franciscus ise saldırı için "Anneme küfreden yumruğu yer. Bu çok normaldir. İnsanların inançlarıyla dalga geçemezsiniz" ifadelerine yer verdi.

Hollande ve Papa'nın açıklamaları CIA emekli temsilcisinin sözlerine cevap nitelikteydi.

Tüm İslam alemi olarak bu yaşanılanları nasıl yorumlamalıyız?

Bu saldırılar her ne amaçla, kim tarafından yapılırsa yapılsın peşinen belirtmek gerekir ki terör saldırısıdır.

 Ayrıca bu saldırların arka planda hedeflenen amaçlarını da görmek gerektiği kanısındayım.

Misal teşkil etmesi açısından Birinci Dünya Savaşı ele alınabilir:
Birinci Dünya Savaşı'nı başlatan görünürdeki sebep Avurturya-Macaristan veliahtının bir Sırp tarafından öldürülmesiydi.Oysa biz biliyoruz ki bu sadece savaşı başlatan bir kıvılcımdı.Asıl gaye yeni sömürgeler elde etmek,mevcut sömürgeleri korumaktı.
Peki Charlie Hebdo saldırısının arkasında yatan asıl gerçek neydi?

Fransa'da şu anda 5 milyona yakın müslüman nüfusu yaşamaktadır.Ayrıca saldırıların yaşandığı Paris'te 2 milyona yakın müslüman bulunmaktadır.Saldırıların gerçekleştirildiği yer olarak bilinçli bir şekilde müslümanların yoğun olarak yaşadığı Paris seçilmiştir.Asıl amaç İslamı ve müslümanları Avrupa'da zor durumda bırakmak, İslamafobiyi körüklemektir.Hızla Avrupa'da yayılan İslamiyetin önünü kesme düşüncesidir.Avrupa'da sık sık İslami değerleri aşağılayan yayımlar yapıldı.Camiler bombalandı.Efendimize hakaret edildi.Müslümanların tutumu test edildi.Tüm bu tahriklere bağlık olarak müslümanların tepki vermesi beklendi.Ancak müslümanlar protestolar dışında bir faaliyette bulunmadı.Oysa İslamafobi taraftarlarının istedikleri bunlar değildi.Kanlı eylemler yapılsın ve İslamla terör özdeşleşsin düşüncesini taşıyorlardı.

Bu senaryolar gerçekleşmediğinden kendileri bir senaryo daha yazdılar,kahramanlarını belirlediler ve oyunu sahneye sürdüler.İşte "Charlie Hebdo" hazırlanan,uygulamaya konulan ve İslamı hedef olan oyunun adıydı.
Ancak bu da tutmadı. Çünkü bu ve benzeri olayları dünya bir çok kez seyretmişti.Çünkü oyun aynı, yer ve karakterler farklıydı sadece.
Tüm dünya yaşanılan saldırıları kınadı.Ülkemizde de hem halk hem de devlet olarak saldırılar kınandı.(Tabi bazı ülkelerin basın özgürlüğüne yapılan bir saldırıdır açıklamaları manidardır.)
Başbakan Davutoğlu terörü lanetleyen, bir çok dünya liderinin katıldığı Paris Yürüşüne katıldı.
Davutoğlu aslında tüm dünyaya şu mesajı gönderiyordu:
"Biz yıllardır terörle mücadele ederken sizler sessiz kaldınız.Çifte standart uyguladınız.Hatta bu örgütlere silah yardımında bulundunuz. Şimdi yılan sizi de gelip sokmaya başlayınca bir araya geldiniz,terörü lanetlediniz.Biz ise sizin tüm bu ikircikli tutumlarınıza rağmen terörün zararlarını iliklerine kadar hissetmiş bir millet olarak bu anlamlı yürüyüşte yerimizi almaktan geri kalmadık."
Davutoğlu bu yüzden oradaydı.Keşke lisan-ı haliyle ilettiği bu mesajı cümlelere de dökseydi.
Biz müslümanlar olarak teyakkuzda olmalı ve İslamla terörün aynı cümle içersinde telaffuz edilmesine müsade etmemeliyiz.Yine biz müslümanlar olarak bilir ve inanırız ki Allah'ın verdiği canı yine O Yüce Yaratıcı alır.Bir insanı öldürmenin tüm insanlığı öldürmek demek olduğunu bilir ve hep o çizgide yürürüz. 

Durmuş Çelikten

DURMUŞ ÇELİKTEN

[email protected]

https://www.facebook.com/durmus.celikten