Sinop İmam Hatipliler Derneği(SİMDER) tarafından İstanbul’un fethinin 562. yıl dönümü dolayısı ile “Kur’an Ziyafeti” programı düzenlendi.

Sinop İmam Hatipliler Derneği(SİMDER), Sinop İl Müftülüğü ve Sinop Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü organizesinde Atatürk Spor Salonu’nda gerçekleşen programa İl Emniyet Müdürü Yusuf Biner, İl Müftüsü Mustafa Erkan, Sinop Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nihat Dalgın, AK Pati İl Başkanı Ali Çöpçü, MHP İl Başkanı Ceyhan Demir, Saadet Partisi İl Başkanı Cavit Üçüncüoğlu, SİMDER Başkanı Hakkı Bafralı, AK Parti Milletvekili Adayı Nazım Maviş, Saadet Partisi Milletvekili Adayı Hasan Üçüncüoğlu ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan programda SİMDER Başkanı Hakkı Bafralı günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı. Böyle anlamlı bir organizasyonu tertip etmekten büyük onur duyduklarını belirten Hakkı Bafralı geceye iştirak eden herkese teşekkür etti. Bafralı; “Bugün dernek olarak Sinop’ta Kur’an ziyafeti programımızın ikincisini gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Din eğitiminin ve Kur’an derslerinin yasaklandığı, ezanların susturulduğu, Allah demenin suç sayıldığı, iman ve Kur’an hakikatlerini anlatanların zindanlara atıldığı ve darağaçlarında sallandırıldığı dönemlerden bu günlere geldik. Bizi bu günlere kavuşturan Allah’a hamd olsun. 2007 yılında bir avuç insan ile kurulan derneğimiz siz değerli Sinopluların da katılımlarıyla hizmetlerine devam etmektedir. Bir kitap düşünün lafzı mucize olsun manası mucize olsun. Okuduğunuz ve dinlediğiniz zaman sizi bambaşka alemlerde gezdirsin. Gönlümüze inşirah hayatımıza nizam versin. Bir kitap düşünün 14 asırdır yazılan kitaplar onu anlatmak için yazılsın. Bir kitap düşünün eskimesin, yeniliğini korusun. İşte o kitap rabbimizin bize ikramı olan kuranı hakimdir. Bu gece inşallah bu mübarek kitabımızın kelamını büyük bir huşu içerisinde dinleyeceğiz” dedi.

Daha sonra kürsüye gelen İl Müftüsü Mustafa Erkan yaptığı konuşmada, “Kutlama programımızın ağırlığını bizim saadetimize, huzurumuza vesile olan biricik rehberimiz Kur’an-ı Kerim ile yapacağız. O yüce kitap mensuplarını dünyada ve ahrette huzura iletir, mutluluğa iletir. Bütün fetihlerimizin yücelişlerimizin temelinde inancımız vardır. Allah’a inancımız, kitabımıza, peygamberimize, kutsallarımıza inancımız. Bu değerlerimize, inançlarımıza ne kadar sahip çıkmış, hayatımıza onların düsturları ile yön vermişsek hep yükselmiş, yücelmişizdir. Hz. Allah kendi yolundan gidenleri aziz eder. Kendi yolunu terk edenleri de zelil eder ” diye konuştu.

Son konuşmayı ise Sinop Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nihat Dalgın yaptı. Geceyi tertipleyen kuruluşlara teşekkür eden Dalgın, gecenin hayırlara vesile olması temennisinde bulundu. İstanbul’un fethinin 562. Yılı dolayısıyla İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’i rahmetle anan Sinop Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nihat Dalgın, Fatih Sultan Mehmet’i Fatih yapan ilmi sevmesi alime saygı göstermesidir” dedi. Fatih Sultan Mehmet’in 19 yaşında 6 dili çok iyi derecede konuşabildiğini söyleyen Dalgın; “Fatih, padişah olmasına rağmen hocalarına karşı asla saygıda kusur etmezdi. Özellikle Akşemseddin hazretleri geldiğinde mutlaka ayağa kalkıyor, Akşemseddin hazretlerinin yanına gittiğinde ise padişah olmasına rağmen hocası ilmin izzet ve şerefinden dolayı ayağa kalmıyordu. Ama hocasına karşı padişah asla saygıda kusur etmiyordu. Bu gençliğimiz içi çok önemli bir yöndür diye düşünüyorum” diye konuştu. Konuşmasında imam hatipli olmak nedir sorusuna da yanıt veren Sinop Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nihat Dalgın, bunun tamamen ideolojik bir olgu olduğuna vurgu yaptı. Her devlet kuran kurucu iradenin kafasında belli bir toplum inşası olduğunu ve dolayısıyla bu kurucu iradenin kendi anayasasını hazırlarken, şehirlerini kurarlarken, eğitim sistemlerini belirlerken hep bu zihniyeti inşa etme düşüncesiyle hareket ettiklerini belirten Dalgın; “Dolayısıyla Türkiye’de de 1913 yılından beri toplumsal dinamiklerle bu kurucu zihniyet arasında hep bir mücadele olagelmiştir. Yüz yılı aşkın bir dönemdir bu iki zihniyet; kurucu irade ve derinliklerden gelen toplumsal dinamikler arasında hep mücadele olagelmiştir. İşte zaman içerisinde bu kurucu irade Türkiye toplumunu daha fazla laikleştirmek, daha fazla batı kültürü ile yoğurmak isterken kökleri derinlerde gelen karşı irade ise toplumu daha fazla dindar etmek, daha fazla milli ve manevi değerlere hakim kılmak zihniyetini savunur olmuşlardır. İşte bu durum daha sonra imam hatipli ve imam hatipli karşıtlığına dönüşmüştür. Artık şu çok iyi bilinmelidir ki imam hatiplileri savunmak artık bir okulu savunmak değil, bir zihniyeti savunmaktır. Buna göre imam hatip zihniyetine sahip olmayan bir imam hatip öğrencisi aslında imam hatipli değildir. İmam hatip okulunda okumayan kişiler bile imam hatip zihniyetine sahipseler onlar imam hatiplidirler. İmam hatipli olmak Türkiye toplumunun daha fazla laikleştirilmesi, milli ve manevi değerlerimizin dumura uğratılması projesi karşısındaki bir duruştur diyebiliriz. İmam hatipli olmak dindar insanların bu ülkede ikinci sınıf vatandaş olmadığının, muhafazakar kesimin bu ülkenin zencileri olmadığını haykırmak demektir” dedi. Yapılan konuşmalarının ardından SİMDER’in faaliyetlerini anlatan bir slayt sunumu yapıldı. Düzenlenen Fetih programı daha sonra İstanbul Fatih Laleli Cami İmamı Hafız Emrullah Akbaş, Fatih Süleymaniye Cami İmamı Hafız Ali Ağcakaya, Kadıköy Fenerbahçe Cami İmamı Hafız Numan Akbaş ve Maltepe H. Mustafa Özyağcı Cami İmamı Hafız Abdülkerim Ağcakaya’nın tilavet ettiği Kur’an ziyafeti ve imam hatip ortaokulu öğrencileri tarafından okunan ilahiler ile devam etti. Program katılımcılara plaket sunumu ile sona erdi. 
 

Editör: Vitrin Haber