Sinop Çevre Dostları Derneği Başkanı Hale Oğuz, 2015 yılı içerisinde gerçekleştirilen Mahalli Sulak Alan Komisyonu toplantısında alınan  “Karagöl-Aksaz Sulak Alanı’nın sınırlarının belirlenmesi ve Mahalli Sulak Alan olarak tescil ettirilme çalışmalarının yapılması”  kararının bir türlü uygulamaya konulmadığını aksine alanın bir bölümünün ayrılarak turizm adına yapılaştırılmasına dair bir planının olduğunu söyledi. Oğuz; “Bu durum bölge için büyük bir tehdit oluşturuyor” dedi.

Sinop Çevre Dostları Derneği tarafından başlatılan girişimler neticesinde Sinop Mahalli Sulak Alan Komisyonu, Karagöl-Aksaz sulak alanlarında Drenaj çalışmasına izin vermeyerek, Sulak Alanın Sınırlarının belirlenmesine karar vermişti. Alınan kararın bir türlü uygulamaya konulamadığını söyleyen Sinop Çevre Dostları Derneği Başkanı Hale Oğuz, uygulamanın başlamadığı gibi sulak alanın bir bölümünün ayrılarak turizm adına yapılaştırılmasına dair bir planının olduğunu öğrendiklerini söyledi. Bu durumun bölge için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirten Sinop Çevre Dostları Derneği Başkanı Hale Oğuz, tüm Sinoplulara sulak alana sahip çıkmaya çağırdı. Oğuz; “İlimiz Merkez, Osmaniye, Dibekli ve Abalı sınırlarında bulunan Akliman Mevki Karagöl ve Aksaz Sulak Alanı ekolojik yapısı gereği Uluslararası Ramsar Sözleşmesi kapsamında korunması gereken sulak alanlardan biridir. Sahip olduğu biyolojik çeşitliliğin korunması için derneğimizin, Karagöl ve Aksaz Sulak Alanının korunmasına ve yanlış uygulamaların durdurulmasına yönelik çalışmaları 1996 yılından beri sürmektedir.

Drenaj kanalı açarak sulak alana zarar verecek proje yüzünden DSİ’nin sulak alanlardan elini çekmesini isteyen, halkı ve tarafları sulak alanlarımızı korumaya çağıran derneğimizce, 
Mahalli Sulak Alan Komisyonu üyeleri tarafından yapılan uzun arazi çalışmalarından sonra 2014 yılı son toplantısında komisyonun Sulak Alanı’nın kurumasına neden olacak drenaj kanallarının durdurulması kararı ve 2015 de yapılan Mahalli Sulak Alan Komisyonu toplantısında alınan  “Karagöl-Aksaz Sulak Alanı’nın sınırlarının belirlenmesi ve Mahalli Sulak Alan olarak tescil ettirilme çalışmalarının yapılması”  kararı memnuniyetle karşılanmıştır.
Ancak bu güne kadar tescil ettirilmediği gibi, derneğimizin birkaç hafta önce Sinop Valisi ile yaptığı görüşmede sulak alanın bir bölümünün ayrılarak turizm adına yapılaştırılmasına dair bir planının olduğu öğrenilmiş ve sulak alan üzerinde yeni bir tehditle karşı karşıya kalınmıştır” dedi. 
Sulak alanların doğal işlevleri ve ekonomik değerleriyle yeryüzünün en önemli ekosistemlerinden olduğunu söyleyen Sinop Çevre Dostları Derneği Başkanı Hale Oğuz, yetkililerin ve ile ilgili kurumların bu planı değiştirmesi gerektiğini ifade etti. Oğuz konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi; “Sulak alanlar yeraltı sularını besler, taban suyunu dengeler, sel sularını depolar, taşkınları kontrol eder ve bulundukları yerin su rejimini düzenlerler. 
Sulak alanlar başta yağışlar ve sıcaklık olmak üzere iklim elamanları üzerinde olumlu birçok etkiye sahiptirler. İklimi yumuşatma gibi mikro klima etkisi yaparlar. Bu nedenle küresel iklim değişimiyle mücadelede korunması gereken en öncelikli alan konumundadırlar.
Tortu ve zehirli elamanları alıkoyarak ya da besin maddelerini kullanarak suyu temizleyen doğal arıtma sistemleridir. 
Su geçişini yavaşlatarak besin ve sedimanların birikmesini sağlarlar.
Tropikal ormanlarla birlikte yeryüzünün en fazla biyolojik üretim yapan ekosistemleridir. 
Başta balıklar ve su kuşları olmak üzere gerek ekolojik gerek ticari değeri yüksek bitki ve hayvan çeşitleri ile bir çok türün yaşamasına imkan sağlarlar. 
Sulak alanlar besin zincirinin en altında yer alan planktonlardan en üsteki su kuşlarına kadar her beslenme düzeyindeki canlılara ev sahipliği yapan ve on binlerce yıllık doğal süreçlerde oluşan ekosistemler olduğundan, bir kez kaybedildi mi bir daha insan eliyle oluşturulması neredeyse imkansız olan ekosistemlerdir.
Sulak alanların tahribatı sonucu türlerin yok olması, insanların da varlıklarını borçlu oldukları ve bağımlı oldukları doğal yaşam alanlarının yok olması demektir.
Sulak alanların zaten hassas ekosistemler olması nedeniyle doğal işleyişlerine hiçbir müdahalede bulunulmaması gerekir.
Ayrıca son buzul çağında buzulların erimesi ve deniz seviyesini yükselmesi sonucu oluşmuş körfezin önünün kumla kapanmasıyla geriye kalan lagün gölünün yıllar içinde göle akan alüvyonla ortaya çıkan sulak alanın tabanı tuzlu su içerdiğinden hiçbir yapılaşma sağlıklı olmayacaktır. Yapıların demiri korozyona uğrayacağı gibi en küçük tektonik harekette yapılar kum içine gömülecektir. 
Köylümüzün hali hazırda yetersiz olan merası yok olacak, daha en başta hafriyatla birlikte su drene olacak pirinç tarımı olumsuz etkilenecek ve sonuç olarak sulak alan zarar görecektir.
175 km denize kıyısı olan ilimizde turizmin, Akliman Mevkide 4 km’lik kumulu olan Sulak Alana sıkıştırılmasının ve RİP akıntısı ile ölümlere neden olan bu kumula çekilmesinin açıklanandan farklı ve bilmediğimiz bir amacı olduğu açıktır.
Halkımızı bu konuda dikkatli olmaya, sulak alana sahip çıkmaya ve yetkililer ile ilgili kurumları bu planı değiştirmeye ve göreve çağırıyoruz.”

Editör: Vitrin Haber