Sinop Çevre Dostları Derneği, Osmaniye, Dibekli ve Abalı sınırlarında bulunan Karagöl ve Aksaz Sulak Alanlarının ekolojik yapıları gereği Uluslararası Ramsar Sözleşmesi kapsamında korunması gereken alanları olduğunu ancak DSİ’nin bu bölgelerde 2007 yılından bu yana çalışma yaparak alanlarda tahribata yol açtığını iddia etti. 

Sinop Çevre Dostları Derneği tarafından yapılan açıklamada, sahip oldukları biyolojik çeşitliliğin korunması için derneğin Karagöl ve Aksaz Alanlarına yönelik çalışmalarının 1996 yılından buyana devam ettiği aktarıldı. Sinop Çevre Dostları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hale Oğuz tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “2007 yılından buyana DSİ 7. Bölge Müdürlüğünün bölgeye müdahaleleri sürmektedir. 2007 yılında Sulak alan içinde ve Yalnızca Mevkiinde açmaya başladıkları ve alanın kurumasına neden olacak drenaj kanalı, Sinop Mahalli Sulak Alan Komisyonunca durdurulmuş olmasına rağmen DSİ  projeyi  revize ettik gerekçesi ile bu defa sulak alanı besleyen Çaygeçer, Konarca ve Karacakese dere mansaplarında drenaj kanalı açmak   çalışmalara başlamıştır.

Sulak Alanlar doğal işlevleri ve ekonomik değerleriyle yeryüzünün en önemli ekosistemleridir. Yeraltı sularını besleyerek, taban suyunu dengeleyerek, sel sularını depolayarak, taşkınları kontrol ederek bulundukları yerin su rejimini düzenlerler. Başta yağışlar ve sıcaklık olmak üzere iklim elamanları üzerinde olumlu etki de bulunurlar. İklimi yumuşatma gibi mikro klima etkisi yaparlar. Tortu ve zehirli elamanları alıkoyarak ya da besin maddelerini kullanarak suyu temizlerler, doğal arıtma sistemleridir. Su geçişini yavaşlatarak besin ve sedimanların birikmesini sağlarlar Tropikal ormanlarla birlikte yeryüzünün en fazla biyolojik üretim yapan ekosistemleridir. Başta balıklar ve su kuşları olmak üzere gerek ekolojik gerek ticari değeri yüksek bitki ve hayvan çeşitleri ile bir çok türün yaşamasına imkan sağlarlar. Sulak alanlar besin zincirinin en altında yer alan planktonlardan en üsteki su kuşuna kadar on binlerce yıllık doğal süreçlerin oluşturduğu ekosistemler olduğundan bir kez kaybedildi mi insan eliyle oluşturmak neredeyse imkânsızdır.

Tarımsal kalkınma bahanesi ile doğaya yapılan bütün müdahaleler suyu ve yaşamı yok etmektedir. Bir kaç yıl verimli olan tarımsal faaliyet gidişi  tersine dönmekte ve yanlış ürün teşvikleriyle su kaynakları kurumaktadır. DSİ yanlış projeleri son on yıl içinde 7 Tuz Gölü büyüklüğünde su kaynağımızın haritadan silinmesine neden olmuştur. Ülkemizin son 40 yılımıza baktığımızda göllerimizin ve sulak alanlarımızın yarısını kaybettiğimiz görülmektedir. Amik , Avlan, Kestel, Gavur, Yarma, Aynaz, Hotamış, Seyfe Gölleri, Ereğli ve Eşmekaya Sazlıkları yok olan sulak alanların en önemlileridir.

1980 li yıllarda Nükleer Enerji Santraline su sağlamak için projelendirilmiş olan Erfelek Barajının yan ürün olarak şehir içme suyu sağlanmış ve tarımsal sulama projesi ortaya çıkmıştır. Projeyi alanlar ne pahasına olursa olsun projenin tamamlanmasını istemektedirler. Ancak projenin Sulak alandan geçecek bölümü Sulak Alanı yok edeceğinden hiçbir şekilde izin verilemez. 
Türkiye’nin 1994 te imzaladığı Ramsar Sözleşmesi uyarınca hazırlanan Yönetmelikler gereğince ilgili kurumları Sulak Alanı Korumaya ve Sinop Üniversitesinin almış olduğu TUBİTAK Projesi  ile yapılacak olan Sulak Alan Yönetim Planını desteklemeye ve başta Sinop Halkı olmak üzere tüm tarafları Sulak Alanımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz. 

Editör: Vitrin Haber