BATI KARADENİZ TURİZM HAVZASININ EN ZENGİN ANTİK DÖNEM KÜLTÜREL MİMARİ KENTİ  SİNOP’TA PAPHLAGONİA KAYA MEZARLARI

Paphlagonia’nın bilinen en eski ismi Pala (Palaca: uruPalaumnili) Hititçedir. Pala aslında MÖ 2000’lerde burada yaşamış bir halk isminden türetilmiştir. Hitiler zamanından Pala dilinde yazılı birçok metin günümüze kadar kalmıştır. Strabon, Paphlagonia’nın sınırlarını batıda Parthenius (Bartın Çayı), doğuda Haly Nehri (Kızılırmak) ile çizmektedir. Bugün Bartın, Kastamonu, Sinop, Amasya illerini ve Çankırı’nın bir bölümünü kapsamaktadır. Bölge Paphlagonialıların egemenliğinden sonra sırasıyla Pontus, Roma, Bizans ve son olarak Türklerin hâkimiyetine girmiştir. Paphlagonia kültürünün günümüze en güzel yansımaları kaya mezarlarıdır. Sinop’ta ki kaya mezarları ilk olarak Avrupa’dan Karadeniz’e gelen gezginler tarafından keşfedilmiş ve bilim dünyasına tanıtılmıştır. Durağan Ambarkaya Kaya Mezarı Hiershfeld tarafından 1885 yılında, Durağan Terelek Kaya Mezarı Kannenberg tarafından 1895 yılında, Boyabat Salarköy Kaya Mezarı ise, Leonhard tarafından 1902 yılında keşfedilmiş ve bilim dünyasına tanıtılmıştır.

Durağan Ambarkaya Kaya Mezarı
Sinop ili Durağan ilçesinin doğusunda Karadın mahallesinde yer alır. Kaya mezarı üç sütunlu, beşik çatılı, çok odalıdır. Sütunlarda kaide ve başlık işlenmemiş ve mezar yüzeyinde hiçbir kabartma yer almaz sade görünümlüdür. Ön alanın tavanı bombeli bir şekilde özensizce mezar odasının duvarına bağlanır. Tam olarak merkezde olmayan dikdörtgen bir kapı ile ana mezar odasına ulaşılır. Mezar odası 2.46x2.80 metre ölçülerinde, dikdörtgen bir planlıdır. Tavan tonozludur ve batı dar yüzde kline yer alır fakat tahribat nedeniyle yok olmuştur.

Durağan Terelek Kayası Kaya Mezarı
Sinop ili Durağan ilçesinin yaklaşık olarak 10 km. doğusunda, Amnias’a tepeden bakmaktadır. Kaya mezarı, üç sütunlu ve düz damlı olarak yapılmıştır. Sütunlar, yukarı doğru incelip ve dikdörtgen başlıkla sonlanmaktadır. Sütun kaideleri yayvan ve yüksek değildir. Mezarın batı köşesinde yüksek bir kaide üzerinde oturan aslan kabartması görülmekte ama aslanın başı maalesef tahrip edilmiştir. Aslan ön ayaklarını dizden kırarak ileri doğru uzatmış ve dört pençesi de görülebilmektedir. Kuyruğu arkadan bacaklar arasından geçirilerek kalça kenarına kadar uzanır. Kaya mezarı üzerinde iki farklı kabartma görülmektedir. Cephenin batısında idol formlu Kybele ve hemen bu figürün doğusunda Herakles - Nemea Aslanı mücadelesi yer alır. Herakles - Nemea Aslanı kolları arasında boğarken betimlenmiştir.

Herakles’i kısaca tanımak gerekirse “ yunan mitolojisinde Herakles, Roma mitolojisinde Herkül olarak bilinip Zeus ile Miken kralının kızı Alkmene’nin oğludur. Nemea Aslanını öldürüp, postunu yüzmek, Herkül’e kuzeni Eurystheus tarafından verilen 12 görev içerisinde ilk sırada olandı. Typhon’la Ekhidna canavarlarından doğma bu aslan Yunanistan’da Nemea bölgesini kasıp kavuruyormuş; yiğit onu okları ve topuzuyla alt edemeyince, kolları arasına almış ve elleriyle boğmuş. Bin zorla yüzdüğü postunu da kendine zırh etmiştir.” Daha sonra bu aslan postu Pontus Kralı Mithridates Eupator VI. Ve Roma Kralı Commodus tarafından kullanılmıştır.

Boyabat Salar Kaya Mezarı
Sinop ili Boyabat ilçesine bağlı Salarköyü’nün doğusunda, kuzeydeki ovaya bakmaktadır. Kaya mezarı beşik çatılı, üç sütunlu ve çok odalıdır. Yüksekçe torus yapan kaide üstünde yükselen öndeki üç sütun yukarıdan aşağıya doğru kalınlaşır ve ön ayak arkaya, arka ayak öne doğru dizden kırılmış, yere çökmüş ve karından yukarı doğru kanatları olan boğa başlı başlıkla sonlanır. Boğa biçimli başlıklar Paplagonia kaya mezarlarında (Kale Kapı, Aygırkayası ve İskilip kaya mezarları) görülmekte fakat kanatlı boğa tasviri hiçbirinde görülmeyip Sinop’a özgüdür. Maalesef boğa başları defineciler tarafından tahrip edilmiştir. Mezarın ön odası 3.30x9.05 metre ölçülerinde ve 3.24metre yüksekliğindedir. Bu odanın tavanında, ahşap taklidi yan yana iki yarım yuvarlak hatıl sonrasında yerleştirilen dikdörtgen kasetlerin, tüm tavan boyunca simetrik bir şekilde devam ettiği görülür. Mezar cephesi iki sıra derin, geniş ve keskin hatlı kademeli kirişlerle çevrelenmiştir. Yanlar kırılarak kirişlerle birleşen beşik çatıda iki sıra mertek işlenmiştir. Ancak çatının merkezinden doğusuna doğru büyük bir kırık görülür. Mezarın alınlığı ve çatısının üzeri yoğun kabartmalarla süslenmiştir. 3.29x3.16 ölçülerindeki mezar odasında L biçiminde yerleştirilmiş iki kline bulunur. Maalesef defineciler tarafından tahrip edilmiştir. Mezar odasında bölge kaya mezarları arasında başka örneği olmayan, düz tavanının ortasında 2.80 metre çapındaki ve içi sekiz parçaya ayrılmış yuvarlak ahşap göbeği öykünmesi işçilik büyüleyicidir.

Alınlıkta kare bir kaide üzderinde duran, başı vücuduna göre büyük, boyun uzun ve kalın, bacaklar kısa ve şematik, cepheden tasvir edilen, yukarda tepe akrotleri gibi yapılan kartal figürü yer alır. Kartal ayaklarıyla çatının mahyasına basmakta ve kanatlarını iki yana doğru açmıştır. Bugün kırık olarak mezarın önünde olan bu parçada kartalın iki bacağı dizden altı görülmemektedir. Kartalın yüzü tahribatla kırılmıştır. Göğsün iki yanından çıkan, yanlara ve yukarı doğru açılır ve on beş adet paralel çizgi ile kanat hatları verilmiş, bacakları uzun yapılmıştır. Tasvir edilen bu kartal figürü, Paphlagonia kaya mezarları arasında bilinen tek örnektir. Alınlığın merkezinde Herakles – Nemea Aslanı mücadelesi tasvir edilmiştir.

Kaya mezarlarının gösterdiği stilistik özelliklerine göre Salarköy Kaya Mezarı M.Ö 5. yüzyıla, Ambarkaya Kaya Mezarı ve Terelek Kayası Kaya Mezarı ise M.Ö 4. yüzyıla tarihlenmektedir. Sinop’ta bulunan Paphlagonia kaya mezarlarındaki ortak özelliği hepsinin üç sütunlu tapınak cepheli olmasıdır. Mezarlarda pers etkisi, sütunlarda ve aslan biçimli sütun başlıklarında kendisini göstermektedir. Sadece bu mezarlarda pers etkisi olmayıp yerel özelliklerde görmek mümkündür. Salarköy Kaya Mezarında yer alan kanatlı boğa sütun başlıkları ve kartal figürü Sinop’a özgü bir figür olup dünyanın başka hiçbir kaya mezarında görülmez. Salarköy Kaya Mezarının tavanında ahşap taklidi tavan kasetleri ve hatıllar bölgede görülen, birbirine geçme olarak ahşaptan yapılan kır evlerindeki mimarinin taşa yansımasıdır.

Yukarıda sunduğum örnekler ve kültürel miras Sinop için ve bölge turizm destinasyonu için çok önemli ünik eserlerdir. Bu eserlerin turizme kazandırılması Sinop turizmine önemli bir en kazandırır. KUZKA(Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı)’nın verdiği turizm altyapı ve restorasyon desteği yöre yerel yönetimlerinin değerlendirmesi gereken en önemli avantaj.

Kalın sağlıcakla

KAYNAKÇA 
G. Hierscfeld, Paphlagonische Felsengräber, (1885).
K. Von Kannenberg “Die Paphlagonischen Felsengräber” Globus 67, 1895, 101-107.
R. Leonhard, “Paphlagonische Denkmäler – Tumuli, Felsengräber, Befestigugen” Schlesische Gesellschaft für Vaterländische Cultur IV 1902, 1 – 37.
H.v. Gall “ Die Paphlagonischen Felsgäber” İstMitt Beih, 1 (1966).
A. Gökoğlu, “ Paflagonya’daki Kale Kapı Kaya Mezarı”, Aritekt 1946, 82–86.
A. Gökoğlu, “ Paflagonya’dan Ambarlıkaya Mezarı”, Aritekt 1945, 22 -224.
L. Summerer – A. Kienlin, “Achaemenid Impact in Paphlagonia: Rupestral tombs in the Amnias Valley”, Black Sea Studies 11,195-221.
L. Summerer, “Herakles in Paphlagonien” in: H. Biehl/ A. Slawisch (Hrsg.), Festschrift A.E. Furtwangler (Langenweisbasch 2009) 15-24.
F.E. DÖKÜ, Paphlagonia Bölgesi Kaya Mezarları ve Kaya Tapınakları, Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Arkeoloji Anabilim Dalı, yayımlanmamış doktora tezi 2008.
P. Johnson, Landscapes of Acheamenid Paphlagonia, University of Pennsylvania, 2010.
Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü, İstanbul, 2010.