Uzun zamandır bu konu hakkında yazmayı tasarlamışımdır. Ancak durup dururken, yani bayram değil seyran değil bu konuda nereden çıktı denir endişesiyle beklemeye almıştım. Fakat resmi ağızlar tarafından ulusal basında arzu endam edince işte zamanıdır diyerek birçoğumuzun ilk defa duyacağı bu konuya temas etmem artık bir borç oldu sanırım.
   

1981 Yılında, o yılarda Hakkari ilimizin bir ilçesiyken şu anda Şırnak ilimizin bir ilçesi olan Uludere İlçesinin bir köyünde avlanmak için çıkan köylüler av esnasında köpeklerini kaybeder. Aramaları sonucunda köpeklerinin sesinin yerin altına doğru derinlemesine ilerleyen bir mağaradan geldiğini tespit ederler. Ses çok derinlerden ve zayıf gelmektedir. Akşam kararmakta, mağaraya da halat, ip olmadan inilemeyeceğini fark eden avcılar evlerinin yolunu tutarlar. Ertesi gün urganla (ip) gelen avcılar ip sarkıtarak mağaraya inerler. 150 metre aşağıya inildiğinde 342 odalı bir yer altı şehriyle karşılaşırlar. Odaları araştırmaya başlayan köylüler, odalardan birisinde bir lahitin mevcut olduğunu görürler. İçerisinde belki de bir hazine saklıdır ümidiyle lahit açılır. İçerisinde mumyalanmış bir ceset, göksünde bir kitap.
   

Kitabı alan avcılar Banat aşiretine mensupturlar. Lahitte bulunan kitap Banat aşiret reisine, daha sonra özel kuvvetlerin eline, onlar kanalıyla Genel Kurmaya, kozmik odaya kadar ulaşır.
   

Mağarada köylüler tarafından bulunan bu kitap, Arami dilinde Süryani alfabesiyle yazılmış Barnabas İncil’idir. 1893 Yılında Rahmetli Turgut Özal’ın yardımıyla Doç. Hamza Hocaligil tarafından tercüme edilir. Doç. Hamza Hocalıgil Dünya’da Aramice dilini bilen sayılı ilim damlarındandır. Kitap tercüme edildikçe  görülür ki, Kuran-i ifadeler vardır. Kitapta deniliyordu ki, “Son Peygamber gelecek, O’nun salikleri (o’na tabi olanlar, O’nun yolundan gidenler) buğday başakları gibi diri ve zinde olacaklar.”
   

Yine sözü edilen kitapta Aziz Barnabas bu İncil’den dört tane yazdığını, birinsin Arabistan’da Hicaz bölgesi yakınlarnda, birisinin Filistin’de Teberiye Gölü yakınlarında, bir diğerinin de Kıbrıs’ta bulunduğunu yazıyordu.
   

Yine Rahmetli Özal’ın yardımlarıyla İsrail Cumhurbaşkanlarından İsak Rabin’in torunu, kendisi arkeoloji profesörü olan Victoria Rabin’le irtibata geçen Doç. Hamza Hocalıgil, oluşturdukları ekip çalışması sonucunda Teberiye gölü yakınlarında yapılan kazılar sonun da ikinci Barnabas İncil’i de bulunur. İncil’i inceleyen Victoria Rabin Müslüman olur, bir yıl sonra Etiyopya’lı bir zenci tarafından öldürülür.  Ele geçen bu İncil Vatikan’ satılmak istenir, Vatikan adında İncil için görüşmelerde bulunan Kardinal Morio bilinemeyen bir sebeple bir öldürülür 
   

Üçüncü Barnabas İncil’inin Hicaz bölgesinde bir şeyhin elinde olduğu tespit edilir. Uzun pazarlıklardan sonucunda 100 bin dolara İncil Doç Hamza Hocaligil’e teslim edilecektir. Buluşma noktası Mardin İlindedir. Süryani bir papaz aracılık etmektedir. Hafızalarınızı zorlarsanız halkaları birbirine bağlarsınız. 2007 yılında Mardin İli Midyat İlçesine bağlı Barış tepe Köyünde ikamet eden Moriyakup Kilisesi Rahibi Süryani bir papaz Edip Daniel kimliği belirlenemeyen birileri tarafından kaçırılmış,  birkaç gün içerisinde de serbest bırakılmıştır. Doç. Hamza Hocalıgil de papazın evinden alınmış askeri bir uçakla Bolu üzerinden İstanbul’a postalanmıştır. Şu anda Ergenekon sanığı olarak tutuklu olan birileri tarafından Yunanistan Kiliseler Birliği Müze’sine  milyon dolarları bulan bir meblağla satılmıştır.
   

Dördüncü Barnabas İncili de aynı malum güçlerin operasyonu ve engin marifetleri sonucunda Kıbrıs’ ta Aziz Barnabas Kilisesi’ne bir gece baskını yapılmış, kilisenin bekçileri bağlanarak etkisiz hale getirerek müctemilatta bulunan mezarlar kazınarak sırra kadem basmıştır.
   

Aziz Barnabius Kıbrıslı bir Yahudi’dir. Bir salla Filistin topraklarına Kudüs dolaylarına geçer orada bir marangozla tanışır, işte o marangoz Hz. İsa’nın ta kendisidir. Yani Aziz Barnabius Hz. İsa’nın on iki havarisinden birisidir.
   

Hakkari İlinin Uludere İlçesinde ele geçen ve Genelkurmayda karbon testi yapılan Barnabas İncil’inin MS. 50lili yıllarda yazıldığı ortaya çıkmıştır. Hiristiyan dünyasının elinde mevcut olan İnciller MS.325 yılında İznik’te yapılan toplantıda bin tane İncil arasından seçilerek dört adet olarak takipçilerine gerçek İnciller bunlardır diyerek sunulmuştur. Hz. İsa ile elde mevcut olan İncillerin yazılım tarihleri arasında 250 yılık bir boşluk vardır. Aradaki çeyrek asırlık zaman aralığı ve eldeki İncillerin birbirinden farklı oluşları tahrif edilmiş olma ihtimallerinin çok yüksek olduğunu gösterirken, Barnabas İncilinin tahrif edilemeyen gerçek İncil olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. 
   

Bu acı gerçek 2000 yıllık Vatikan gerçeğini yıkımı demek olsa da, Dünya barışına vesile olacağı ümidiyle…   




- - - -