Sinop Kadın Platformu Erfelek ilçesinde 'Kadına Şiddet'i protesto etti.


Geçtiğimiz günlerde Erfelek ilçesinde bir bayanın iş yerinde tartıştığı eşi tarafından tabancayla öldürülmesi ardından geçtiğimizg ün Sinop Kadın Platformu üyeleri ilçe merkezine giderek basın açıklaması yaptı.  

Sinop Kadın Platformu adına Merve Çöloğlu tarafından okunan basın açıklamasında kadın cinayetlerinin her geçen gün arttığı belirtildi. Açıklamada şu cümlelere yer verildi; "Erkek şiddeti can almaya devam ediyor. 14 Mayıs tarihinde Nuriye Yaşar, sokak ortasında ayrılmak istediği eşi Alaaddin Yaşar tarafından tabancayla vurularak öldürüldü.  Nuriye Yaşar, aynı gün öldürülen 4 kadından yalnızca biriydi. 14 Mayıs’ta öldürülen 4 kadın da erkeklerin kadınlara yönelttiği açık saldırının son halkasını oluşturdu. O gün Türkiye’nin farklı illerinde, burada Sinop/Erfelek’te olduğu gibi; Zonguldak, Antalya ve Hakkari’de kadınlar erkek şiddetinin hedefi oldular. Tıpkı Siirt’te uçurumun dibinde cesedi bulunan Esin gibi, İzmir’de rüyasında aldatıldığını gören eşi tarafından yüzünden ağır yaralanan Fatma gibi, eşinden boşanmak istediği için sokak ortasında bıçaklanan Havva gibi, Samsun'da internette oyun oynadığı ve telefonla konuştuğu için kalbinden bıçaklanarak öldürülen Birsen gibi, yine Samsun'da mayıs ayında boşanmak istediği eşi tarafından kafeteryada bıçaklanan Sevim gibi… Uzayan isim listeleri kalıyor elimizde. Ama öldürülen kadınların isimlerinden oluşan listeler, fotoğraflar; cinayetleri geriye kalanlar için sıradanlaştırmayacak. Kadına yönelik erkek şiddetine, bu haberlere alışmayacağız. Her şiddet olayında, her cinayette sorumluluğumuz olduğunu biliyoruz, sorumluluklarımızla yüzleşiyoruz. Kulaklarımızı tıkayarak, başımızı başka yöne çevirerek, şiddet uygulayan erkeklerin davranışlarına bahaneler bularak, 'bir de erkeğin gözünden bakalım' empatisiyle yeni cinayetler ve yeni mağdurlar üretildiğinin bilincindeyiz. Şiddetin, cinayetin bahanesi olmaz. Katiller erkek, öldürülenler kadın. Sistemin adı ataerki, yaptığı kadın düşmanlığı. Bu bilinçle direniyoruz erkek egemenliğine karşı. Susmuyoruz, sessiz kalmıyoruz. 

Kadınlar olarak biliyoruz; her yeni günde bizler için yeni mücadele nedenleri ortaya çıkacak, ataerki yeni tuzaklar kuracak. Ve yine biliyoruz ki kadınlar talep etmedikçe, değiştirmeye uğraşmadıkça değişen bir şey olmayacak. Çünkü baba, koca, erkek kardeş ya da iş arkadaşından; patrona, hakime-savcıya ve de başbakana kadar erkekler arasındaki dayanışma çevirecek yolumuzu. Cinayetlere hafifletici sebepler bulunacak, ağır tahrik indirimi devreye sokulacak, ücretleri düşük tutulup emekleri değersizleştirilerek kadınlar eve kapatılacak, bakım işleri sırtlarına yüklenecek, el birliğiyle çocuk doğurmaya teşvik edilecek, bedenleri üzerindeki söz hakkı ellerinden alınmaya çalışılacak. Devlet, kadınları değil de aileyi korumaktan sorumlu gördükçe kendini, ne kadına yönelik şiddeti önlemek için çıkardığını söylediği kanun işe yarayacak ne de adından 'kadın' ibaresini çıkardığı bakanlık. Ve daha sonra göreceğiz ki kadınların uzun mücadeleler sonucunda kazandıkları çocuk doğurup doğurmamaya karar verme hakkı bile sorun olacak. Artık eminiz, kadın bedeni ve hayatı nüfus ve iş gücüne dair politikaların araçsal bir uzantısı olmanın dışında bir anlam ifade etmiyor erkek devlet için. Tam da bu nedenlerle kadınlar olarak yan yana duruyoruz. Haklarımıza, bedenlerimize, hayatlarımıza sahip çıkıyoruz. 

"Sığınma Evi İstiyoruz"
Kadın katillerine indirim değil, ağır ceza istiyoruz. Şiddete uğrayan kadınlar için danışma merkezlerinin ve sığınma evi sayısının arttırılmasını, psikolojik ve tıbbi destek sağlanmasını  istiyoruz. Evde, sokakta, okulda, iş yerinde yaşanan kadına yönelik şiddetin sorumlularının yargılanmasını ve caydırıcı yasal tedbirler alınmasını istiyoruz. Medyanın kadın ve çocuklara yönelik şiddeti teşvik edici yayınlar üzerinden şiddeti bir malzeme olarak kullanmaktan vazgeçmesini  istiyoruz.
Taciz ve tecavüz durumlarında kadının beyanının esas alınması ve soruşturma sürecinin başlatılmasını istiyoruz. Bedeni üzerinde tek söz sahibinin kadınların kendisi olduğunun kabul edilmesini istiyoruz. Kadın örgütlerinin taciz, tecavüz, istismar ve kadına yönelik şiddet davalarına müdahil olmasının yasallaştırılmasını istiyoruz"



Editör: Vitrin Haber