30 Mart Seçimleri, sanki seçim değil bir savaştı. Bu seçimden öncesi ve seçimlerde yapılan acımasız mücadelelerde (savaşta) iki temel unsur görülmekte. Biri statikoyu koruyan, yani müesses nizam yanlıları, bunlar genelde hali hazırdaki muhalefet, Statiko sermayedarları; diğeri Yeni bir Türkiye yapılanması içinde olan, Vesayet zincirlerinden kurtulup her alanda  tam bağımsız Türkiye’yi inşa etmeye çalışan  son on yılın Lider’i ve O’nun İktidarı (!). Ülkemizde yıllardır nasıl kumpaslar kurulduğunu, nasıl melek yüzlü şeytanlar gibi çalışıldığını, nasıl bir savaş yapılmak istendiğinin görünür ve görünmeyen yanlarını tahlil etmeye çalışalım:

Dünyanın en zor, en önemli bölgesinde yer alan ülkemizde Dünyanın en büyük İmparatorluğunu kurmuşuz. Altı yüz yıl hakkaniyetle idaremize rağmen başından beri İslam düşmanları her fırsatta içten ve dıştan çeşitli entrikalarla her türlü ihaneti yapmışlardır. Bu düşmanlık, Ülkemiz vesayetten kurtularak kalkındıkça daha da artmaktadır. Dünya Osmanlı’dan kurtulmaya çalışırken Biz de düşmandan kurtarılırken bilerek veya bilmeyerek Osmanlı’dan da kurtulmuşuz(!), kendimizden uzaklaştırılmışız. Savaşlarda yüz binlerce şehit vererek kazandığımız zaferler sonu yeni bir Türkiye oluştururken batı, batı diye kendi değerlerimizi alt üst ederek belki farkında olmadan Batı’nın vesayetine girmişiz.  Nasıl mı?

           1-  İslam Aleminin başı olan Hilafetten kurtulduk sanılarak !
            2-  Osmanlı Hanedanını, altı yüz yıl hüküm sürdüğü kendi ülkesinden sınır dışı ederek. (Son padişahımız Vahdeddin’in İtalya’daki cenazesinin kaldırılacak parası olmadığından on beş gün
Bekletilip toplanan paralarla Şam’daki Süleymaniye Camii avlusuna defnedildiği ne hazindir!)
            3- Dünyada hemen hiç görülmeyen Harf Devrimi yapılarak bir gecede Alimler cahil sınıfına iltihak edilmiş, ilimde, fende değil, maalesef cehalette birleşilmiştir(!)
            4-Türk Musikisi okullarda yasaklanmış, batı musikisi, batı modası baş tacı yapılmıştır… 
            5-Ezan Türkçeleştirilerek, Müslüman halkımızın dini inançlarına büyük darbeler vurulmuş, bizim gibi öğretmen geçinenler ecdadımızın mezar taşlarını, cami kitabelerini bile Okuyamayan öğretmenler (!) olmuşuz. Daha da uzatılabilir. Bir yerlerden kurtulurken, bir yerlerin vesayetine girmişiz, veya girdirilmişiz. Zaman, zaman bazı kalkınma hamleleri görüldükçe iç ve dış güçler, balans ayarı yapmak için ihtilaller yapmışlar, çıkış yollarını şu’cu, bu’cu şahıs ve yabancılara sarılarak aramışlar, sonuç hep hüsran olmuştur. Bizler bir zamanları “Titre ve kendine dön” diyerek arayışlara girmişiz.(!) Heyhat..! Ancak Bu günkü İktidar, yani müesses nizam ve statiko karşıları, eskileri bir bir değiştirerek sahte kuruluşlardan Hakiki nizama’a dönüyor. Geldiğimiz noktada birilerinin öcü gibi korktukları ve korkuttukları, her türlü gözü dönmüşçesine iftira attıkları son dönemlerin korku nedir bilmeyen Lideri ve iktidarı, milletimizin arzu ve istikametince yılların noksanlık ve yanlışlarını çözmeye devam ediyor.

Yılların cuntacılarının, iç ve dış odaklarla yaptıkları hain planlarının tersine döndürüldüğü anları yaşıyoruz. Gezi zekalılar, 17 ve 25 aralık sendromları, hırsız var viyaklamaları aynı odaklardan aynı noktaya (Tayyip’siz bir Türkiye arzusu) saldırıyorlar. Çünkü bu Tayyip ve İktidarı haddini aşmaya başladı. İMF ye borcunu sıfırlayarak, dışa el açan değil veren el haline gelerek, (lafla değil, Milliyetçiliği icra ederek) Batının yıllardır uyuttuğu İslam Alemini uyandırarak, İsrail’e one minüt ve devlet terörü yapıyorsunuz diyerek, tüneller, hava meydanları, kanal İstanbul gibi haddini aşan büyük işlere girişerek kısacası vesayet zincirlerini kırarak büyümeye başladı. Dahası Artık bu ülkede yapılan ihanetlerin farkında olan milli ordumuz, milli polisimiz, milli yargımız ve Milletimiz var olmaktadır. Milletçe laf değil, icraat yapan İktidara sahibiz. Milletçe titreyip kendi aslımıza dönüyoruz. Özellikle son seçimde akla hayale gelmeyen, Amerika’dan, Avrupa’dan beslenen armut ve elmaların karışımından bile medet uman, ilkelerinden vazgeçip Tayyip düşmanlığında birleşen muhaliflere rağmen İktidar, milletiyle birlikte zaferden zafere koşuyor. Bu millet, başta saymaya çalıştığım yanlışlıkları olumsuzlukları artık YOK hükmünde saymaktadır. Dış güçler, içimizdeki uzantıları ve muhalefet, Tayyip fobisi yüzünden ilkelerini tamamen kaybetmekte, ülkemizin geleceği için iftira ve hakaretten başka yapıcı bir kelam etmemekteler.

Aynı gemide olduğumuzu unutmayalım. Nefsani arzularımız ve siyasi hırsımıza biraz gem vurarak yapılan yanlışlarda direndiğimiz gibi yapılan doğruları da görelim. Bindiğimiz dalı kesmeyelim. Yanlışlarda değil, doğrularda bir ve beraber olalım. Mesela Şu ayyuka çıkan ve çıkarılan Gezi Olaylarından ardında ne kaldı? Milyarlarca zarar ve yakıp yıkılan enkaz ve yapılan  tahribattan bir de çapulculuğa özenen, özendirilen gençlerden başka..!  Ülkemizi anarşi ve terörden korumakla görevli kolluk kuvvetlerimiz, görevlerini ifa ederken birinin burnunu kanatsa Batı ayağa kalkıyor, Ülkemiz Yönetimini en ağır tenkit ediyor. Aynı medeniyet ve insanlık düşmanı güçler Suriye’de, Filistin’de ve diğer İslam Ülkelerinde Yüzlerce, bilerce, on binlerce insan katledilirken sessiz kalıyor, bahanelerin ardına sığınıyor.

Tek Yükselen Ses Ülkemiz Lideri ve İktidarından. Onun için Liderin ve iktidarının yıpratılması malum güçlerin tek gayesi (!). Bu 30 Mart, vesayet ve Devlet benim diyen güçlerin zincirlerinin kırıldığı gündür. 30 Mart, Atatürk’ün “Egemenlik kayıtsız şartsız Milletidir” sözünün ancak tescil edilebildiği tarih olmuştur.Tekrar düşünelim..!Hakaret ve iftiraların ötesinde ülkemiz geleceği için düşüncesi olabilenler konuşsun, muhalefet yapsın. İktidar, muhalefet, cemaat, etnik kökenler, tarikat ehli her kesim sağlıklı, objektif düşünmeye çalışalım. Kula, menfaate ve hırslarımıza, nefsimize kulluk yapmayalım. Kıvırmadan, laf salatası yapmadan 30 Mart gerçeğini görelim! Unutmayalım, iktidar, muhalefet, herkes faniyiz. Baki olan hayırlı işler, hayırlı eserlerdir. Ülkemiz için çalışan iktidarımıza olduğu kadar doğrularda yardımcı olacak olan muhalefetimize ve herkese de hayır duaları (!) edelim..! Allah (CC) Milletimizin yar ve Yardımcısı olsun..!